İşte İdris Naim Şahin'in istediği Türkiye

Birkaç kez yazdım: 12 Eylül faşist darbesinde televizyonlarda sırtı dönük adamlar, suç aleti olarak da silahlar, fişeklikler, mermiler, el bombaları...

Birkaç kez yazdım: 12 Eylül faşist darbesinde televizyonlarda sırtı dönük adamlar, suç aleti olarak da silahlar, fişeklikler, mermiler, el bombaları gösterilirdi. Sonra da daktilo ve kitaplar...

AKP iktidarının müthiş İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin öyle bir laf etti ki, 12 Eylülcüleri bile sağdan geçti.

Naim Şahin, İçişleri Bakanlığı tarihine geçmesi muhtemel şu sözleri, ürkek medyamızın orta sayfalarında manşet oldu: “Ha havan, ha yazı...”

Sözlerin korkunçluğuna bakar mısınız? Normal bir süreçte olsak bunun tüm gazetelerde manşet veya sürmanşet olması gerekirdi, ama orta sayfalarda yer bulabildi.

Gaflarıyla ünlü İçişleri Bakanımız Şahin, “Ülkenin olağanüstü gündemi çatışma alanı ile ilgili değildir: Bu çatışma İstambul’da kalemle devam ediyor, İstanbul’da kitapla devam ediyor,” şeklinde bir demeç vermiş Marmara Yöneticiler Federasyonu’nun düzenlediği iftar yemeğinde.
Kalem ile çatışmanın bir tutulduğu zavallı bir demeç.

İnanması güç, ama maalesef doğru kelimeler.

Ama durmuyor Naim Şahin: “Geçimli’de atılan havan mermisiyle burada, Ankara’da yazılan yazıların bir farkı yoktur.”

Korkunç!..

Ortaçağ zihniyetinden bile geri bu yaklaşım, hakkını yemeyelim, Kenan Evren döneminde bile yapılmadı. Yapıldıysa bile en azından o dönem için “faşist darbe” dönemi denilip geçildi.
Bu iktidar ise “ileri demokrasi”den söz eden bir iktidar. Ama kitap ile çatışmayı aynı kefeye koymakta bir an bile tereddüt etmiyor.

Konuşan Çevre Bakanı da değil, emniyet teşkilatını elinde tutan bir bakanlığın bakanı.

Faşist rejimler okumaya, yazmaya ve kitaba hep karşı olmuşlardır. Nazi Almanyasını anımsayın, Berlin Meydanında yakılan binlerce kitabı, Gestapo’nun evlerde silah kadar kitap ve kalem arayışını, yazılı metinlere el koyuşunu, kitapları yasaklayışını...

Yaklaşım, aynı yaklaşım.

İleri demokrasilere yakışan bir yaklaşım ve Türkiye’deki basın özgürlüğünün ABD’den bile ileride olduğuna yeni bir eklemleme bu.

Ama inanın bana bütün bunlar bilerek ve isteyerek yapılıyor. Bir içişleri bakanı böyle konuşabiliyor ve bu konuşması ile Türkiye sarsılmıyorsa, geçtim sarsılmayı bunlar normal kabul ediliyorsa, muhalefetten “sen ne demek istiyorsun,” diye bir soru gelmiyorsa, daha çok konuşur bu içişleri bakanı ve alkışlanır da.
Tom Miks, Teksas, Zagor ve bazı günlük gazeteleri okuyun, diğerleri sizi bozar diyor içişleri bakanımız. Hele yazmaya falan hiç kalkmayın, Türkiye ile ilgili yazılacak bir şey varsa, onu da biz yazarız diyor, bir elinde Obama’nın beyzbol sopasıyla. Artık “aba”ya da ihtiyaç görmeden doğrudan sopa gösteriyorlar. Camiye gidin, oruç tutun, çocuklarınızı sevin, Allah’a dua edin, şükredin ve yatın uyuyun. Ramazan boyunca da edepsizlik falan yapmayın.

İdris Naim Şahin’in yukarıdaki sözlerinin yılın demeci olmasını öneriyorum.

Ama onunla çekişecek düzeyde bir söz daha edildi iki gün önce, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz tarafından. Yılmaz, “terörle mücadele çok iyi gidiyor,” dedi 8 şehit verildiği gün.

Öncesi de var. Başbakan Erdoğan da, son seçim öncesi bir TV kanalında yaptığı konuşmada, gazeteci Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın durumunu değerlendirirken, “Öyle kitaplar vardır ki, bombadan daha tehlikelidir,” demişti.

Seçmek zor olacak gibi...

Mümtaz İdil
Odatv.com

idris naim şahin başbakan erdoğan arşiv