İSTANBUL GECELERİNE BU KIŞ Q-CAB BY COPPA DAMGASINI VURACAK

Odatv sosyete yazarı Ayşe Deniz yazdı

Bitanem,

Uzun süredir ses çıkmadı benden kusura bakma, güzel ve keyifli bir yazdan sonra İstanbul’a adaptasyon dönemi kolay geçmiyor. Eh, kabul etmek lazım ki tatil bitti,çocuklar okula başladı, insanlar işine döndü, havalar serinledi, ceketler dolaplardan çıktı, bendeniz de en sonunda sevgili Bizans’a intikal ettim.

İstanbul öncesi kısa bir Bodrum tatili yaptık. Ali Sayar’ı tanırsın Ankara’dan, Türkbükünde 5 odalı bir butik otel işletiyor. Otelin adı da Beş Oda zaten. Beş odanın üçüne biz yerleştik. Mahvettik Ali’yi bütün bayram doğal olarak, otelde bir damla roze kalmadı, çevre barlar ve otellerden takviye alındı. Beş oda sıcacık ve sevimli bir yer, yüzen iskelesi de enfes, hafif hafif sallanıyor denizin üstünde, insan kendini teknede zannediyor.

Bayramda Bodrum en güzel mevsimini yaşıyordu canikom, çıldırtan kalabalık gitmişti, biz bizeydik çoğunlukla.Bir arkadaşımızın fasıl partisine gittik ilk gece, evi Osmanlı Sarayına çevirmişlerdi, yerlerde kilimler, nargileler, gümüş sahanlarda mezeler, lokumlar inanılmaz güzeldi. Fasıl heyeti sırf kadınlardan oluşuyordu, daha sonra dansöz çıktı en son olarak da Aşuk ve Maşuk şovu vardı, ne komik bir şeymiş o öyle, çok eğlendik gerçekten.

Fasılda Esin Maraşlıoğlu ile sevgilisi MelihYılmaz da vardı, bir örnek giyinmişlerdi, baştan aşağı beyazlar içerisindeydi ikisi de. Bütün gece eleleydiler, çok aşıklar maşallah, nazar değmesin.Melkan ve Murat Tabanlıoğlu tabi ki Haluk Akakçe ile geldiler. Onlar Haluk’u evlat edindi galiba bebeğim farkında mısın? Haluk ne giymişti diye soracaksın şimdi sen tabi? Ne giymemişti ki? Ne bulduysa giymişti, ama özellikle bir Sir Elton John tarzı vardı diyebilirim kocaman gözlükleri ile…

Gündüzleri kalabalık bir grup tekneyle çıktık hep. Sinan Gürsoy sağolsun sürekli stand-up yaptığı için neşemiz hiç eksik olmadı. Adamın anıları o kadar sürreal ki, teknedeki şovunu sahneye taşısa kapalı gişe oynar valla. Dur bakayım ben bir konuşayım belki kandırırız.

Akşamları Ship-Ahoy’a gidildi doğal olarak, biz bize olduğumuzdan Ship Ahoy’un sahibi Zafer ve İzzet Öz yaptı Dj’liğimizi, biz de yanar döner fosforlu gözlükler ve peruklar bulduk, hepsini takıp masaların üzerinde dans ettik, mekan birden canlandı. Bizim masada Beyaz da vardı, çocuk ben bunca senedir şov dünyasındayım böyle bir grup görmedim diye bütün gece bizi seyretti. Osman Merzeci ve Melis Murathanoğlu da bizimleydi. Melis’e bayılıyorum şekoş dünya tatlısı bir kız, pozitif enerji saçıyor, her an bestim olabilir.

Ali Sayar’a yapmadığımız kapris kalmadı,öğlen on ikide Ajda isteriz diye tutturduk, çocuk gümbür gümbür müzik açtı bizim için, iskelede bas bas bağırarak Ajda söylemeye başladık ,tabi ki bir Paparazzi bizi tespit etti fakat biz ne yaptık, çocuğu yanımıza çağırıp bir şişe roze içirdik, kamerasını alıp biz onu çektik. Bizimle uğraşmak kolay mı?

GELELİM Q-CAB BY COPPA’YA

Bodrum’da yazı bitirip İstanbul’a geçtik ve geçer geçmez de derhal parti moduna girdik bebişkom. Nasıl girmeyelim ki sevgili Melisa Çakarlar Q-Cab by Coppa’ya ortak oldu, sağ olsun bizi kırmadı ve daha mekan açılmadan bizim Pas Taner’in (Irmak) doğum günü partisini orada yapmamızı sağladı.Q-Cab olağanüstü bir mekan, hem çok şık bir yer hem de inanılmaz güzel bir terası var, sigara içenler için ideal,dışarıya ısıtıcılar koymuşlar rahat rahat sigara içip sonra mekana geri girilebiliyor. Coppa o gece bizim için Zebrass grubunu ayarlamış,mutlaka dinlemelisin çocukları Coppa’da da çıkacaklar sene boyunca.

Partimiz akşam onda başladı sabaha kadar sürdü, kimler olduğunu sayayım hemen bitanem Neşet Yalçın, Emre-Maide Kurttepeli, Evren İçli, And ve Seda Akter, Haldun Üstünel, Adnan Sezgin, Muzi Karaata, Murat ayyıldız, Şebnem Işık, Banu Dedeman, Ece Şirin, Tuğçe Tatari, Gökhan Yüzbaşıoğlu, Adnan Taşpınar ay yoruldum, herkes vardı işte.Yüzelli kişiydik diyeyim sen anla işte.

Gecenin ilerleyen saatlerinde sahneyi ele geçirdik ve Arte Tahir, Özben Önal, Eda Taşpınar ve bendeniz dans ve şarkı şovuna başladık,bir daha da mikrofonu bırakmadık yeni bir dörtlü doğdu yakında sahneye çıkarız haberin olsun.Arte’nin sesi de fena değilmiş, Özbencim zaten doğuştan şov girl, kadında sahne ışığı var.

Muhteşem bir parti oldu, en sonunda yeni takıntımız olan “Limon Çiçekleri “şarkısını tam dört kere çaldırdık. Sabah üçbuçuk gibi çıktık partiden bir grup Şamdan’a devam etti onlar yedide çıkmışlar Şamdan’dan biz Supper Club’a geçtik orası da bayağı kalabalıktı şehir canlanmış, silkinmiş ve kendine dönmüş hayatım.

Hafta sonu annemin doğum günü var şimdi onun partisinin hazırlıklarıyla uğraşıyorum, kasa kasa şampanya stokladık bilmem neler olacak anlatırım sonra mutlaka.

Anneme doğum günü hediyesi almak için İstinye Park’a gittim. Hazırlık uzun sürdü tabi, kuaför manikür pedikür, makyaj yeni kıyafetler falan, Allah korusun etraf paparazzi dolu öyle bakımsız bir halde yakalanmayalım. İstinye Park’a gitmeden iki gün önce detoksa girip sadece sıvı içiyorum biliyorsun, şişkinlik falan olmasın resimlerde iyi çıkalım. Ayşe Özyılmazel de haklı gidemez tabi oraya henüz, önce biraz kilo vermesi lazım. Ben 1.76 boya 58 kilo olduğum halde spor ve masaj sonrası gidebiliyorum.

Yani İstanbul’a dönüşüm renkli oldu, gece hayatını hemen canlandırdım.Artık daha sık yazabilirim sana bitanem yeni mekan dedikodularından mahrum bırakmam seni. Gözün aydın İstanbul, geri döndüm diyor seni kocaman öpüyorum.

Coppa, İstanbul ve ben seni en kısa zamanda bekliyoruz

Öptüm

Ayşe Deniz

Odatv.com

bodrum İstanbul Ali Sayar MelihYılmaz arşiv