Ispanaktan zehirlenmemek için bunu yapmak gerekiyor

17 yıldır kesintisiz ülkeyi yönetenlerin de bir sorumluluğu, ev ödevi yok mu tarımdaki ve hayvancılıktaki geriye gidişi durdurmak, uyanışa kapı açmak için? Nedir bu aymazlık?

Önceki gün Menemen’deydim. Muz ve bir iki kalem dışında her çeşit meyvenin, sebzenin yetiştirildiği ovalarda… Toprak verimli, verdikçe veriyor buralarda…

Şimdi o verimli topraklara atalık karakılçık buğdayı da geliyor. Karakılçıkın peşinde düştüm Menemen yollarına. Bakayım dedim, oralarda ne oluyor? Ama önce blmeyenler, duymayanlar için karakılçıktan söz etmek gerek. Karakılçık, atalık bir buğday tohumu. Unutulmuş, gitmiş… Yurdumuzu işgal eden yabancı hibrit tohumdan sonra neler gitmedi ki unutulup… Bir süredir, Ege’den başlayan atalık tohum atağı, değiş-tokuşlar, takas şenlikleriyle atalık tohumlar yeniden gündeme geldi. Soner Yalçın’ın gözleri daha da açan kitabı olayı iyice patlattı. Üniversite hocaları biliyorum Yalçın’ın tarım isyanını dile getiren kitabını derslerinde okutan. O kitap, uyanışın bir parçası oldu. Yarım asra yakın ve öncesinde okullarda bize okuturlardı; “Dünyada tarımda ve hayvancılıkta kendine kendine yeten yedi ülkeden biriyiz”! Şimdi?.. Şimdi perişanlık; buğday ve kesimlik hayvan ithal eden bir ülke olduk! Türkiye kendi kendine yeten yedi ülkeden biriyken tümüyle atalık tohum kullanıyordu! Şimdi ise İsrail’den bir defalık kullanımı olan hibrit tohum ithal eden noktada!

HALİL İBRAHİM AMCA’NIN SANDIĞINDAN MENEMEN’E…

Konumuza gelelim… Karakılçık macerasına… Tunç Soyer, Seferihisar’da ziraata dayalı işlerin peşine düştüğünde bir haber alır. Gödence köyünde Halil İbrahim Amca’nın sandığında senelerce gününü beklemiş bir avuç karakılçık buğday tohumuyla tanışır. O bir avuç atalık karakılçık tohumundan beş yılda 500 dönüm tarla ekilecek potansiyele ulaşılır.

İşte o macera şimdi Menemen’e sıçrıyor, yakında İzmir’in bütün bereketli ovalarına da sıçrayacağını şimdiden görüyorum. Menemen’deki karakılçık tohum ekim şenliğinde anlaşıldı ki karakılçık burada da 500 dönümde ekilecek ilk etapta. Bu adımlardan murat, “binlerce yıllık tohum mirasımızın yitip gitmesini engellemek ve sağlıklı gıdaya kavuşmak için İzmir’de atalık tohumların büyük öçekli üretimini yeniden başlatmak”… Murat, “halkımızın yeniden karakılçık unuyla doyması, Anadolu’nun mis kokulu sebzeleri, meyvelerini kapsamlı bir tarım stratejisiyle çocuklarımıza yeniden ulaştırmak”…

Ispanaktan zehirlenmemek için bunu yapmak gerekiyor - Resim : 1

ULAMIŞ’TA TANIŞTIĞIM KARAKILÇIK TOHUMUNU SERPERKEN…

Karakılçıkın macerasını Seferihisar’dan İzmir’in geneline sıçratmak için harekete geçen ve ilk adımı Menemen’de atan Tunç Soyer, Menemen Belediye Başkanı Serdar Aksoy, İzmir Köy-Koop Başkanı Neptün Soyer ve muhtarlarla, üreticilerle taktı önlükleri, giydi çizmeleri ve serpti ilk atalık karakılçık buğday tohumlarını tarlaya… “O şenliğe geldik madem,” diyerek bendeniz de takıp buğday dolu önlüğü girdim tarlaya ve serptim tohumları… Ne büyük mutluluktu, anlatamam… Karakılçık’ın ününü ilk duyduğumda peşine ilk olarak birkaç yıl önce Seferihisar’ın Ulamış köyünde düşmüştüm. Karakılçık unundan ekmek yapıp satmaya başlamış meğer köylüler. Menemen’deki tohum ekim şenliğinde gözlerimi bir an yumarak hayal ettim; karakılçık önümüzdeki yıllarda ovalarda binlerce dönüme ulaşıyor; İzmir Büyükşehir unundan ekmek yaparak halka satışa sunuyor kent merkezinde…

Nitekim Soyer de kürsüden bunu ifade etti:

“Üreticimizin toprağını terk ettiği veya gıda tekellerinin çarkı dönsün diye karın tokluğuna üretim yaptığı günleri arkamızda bırakıyoruz. İzmir Büyükşehir Belediyesi, karakılçık üreticilerine alım garantisi verecek ve elde edilen unu, ekmeği halkımıza aracısız ulaştıracak.”

Soyer, şu mesajları da verdi kürsüden:

“-Vatan işgali için yabancı postalları gerekmiyor, ithal tohumların gömüldüğü toprak daha ağır zayiata uğruyor. İşte biz bu gidişatı İzmir’den başlamak üzere tersine çeviriyor ve ovalarımızı karakılçık buğdayıyla buluşturuyoruz.

“-Ülke ve toprak sevgisi, yurdun içindeki tüm değerleri korumaktır. Bugün, yüzlerce yıllık atalık karakılçık tohumunu yeniden İzmir ovalarıyla buluşturmanın mutluluğunu yaşıyoruz.”

İzmir’de güzel şeyler oluyor; bir Tire Süt Koperatifi çıkıp nam yapıyor, peşinden gelen gelene… Karakılçık ve daha neler neler…

Ispanaktan zehirlenmemek için bunu yapmak gerekiyor - Resim : 2

İZMİR’İN TARIMDAKİ ÇABASI YETER Mİ?

Peki İzmir Büyükşehir’in çabaları yeter mi? Tabii ki yetmez… İzmir, ancak ışık verebilir başka yörelere… Veriyor da… Bakıyorum, Tire Süt’ün lideri Mahmut Eskiyörük sıklıkla Anadolu’da bir konferansta, etkinlikte… Neptün Soyer de öyle… Başka figürler de var daha ışık götüren etrafa…

17 yıldır kesintisiz ülkeyi yönetenlerin de bir sorumluluğu, ev ödevi yok mu tarımdaki ve hayvancılıktaki geriye gidişi durdurmak, uyanışa kapı açmak için? Nedir bu aymazlık? Daha ne kadar İsrail’den bir defalık hibrit tohum ithal edilecek? Ne zaman atalık tohum merkezleri kurulacak? Ne zaman duracak ithal sığır olayı? Ziraat Fakülteleri, ilgili kurumlar ne için var? 1923-1938 arasındaki Cumhuriyetin üretim seferberliğine bakılsa yeter ne yapılacağını anlamak için… Atatürk Orman Çiftliğine, Çiftçiler Harası’na, Ceylanpınar Üretim Çiftliği’ne bakılsa yeter… İzmir’le uğraşılacağına şöyle bir bakılsa tarım konusunda burada neler yapıldığına, yeter de artar bile…

Bitirirken yine tohum serpme şenliğine dönelim… Kokteylde ne ikram edildi biliyor musunuz? Karakılçık ekmek parçaları, Menemen’in yeşil kırma ve siyah zeytini ile zeytinyağı… Bu anlamlı ve zeka dolu konsept için Menemen Belediye Başkanı Serdar Aksoy’u da hakikaten kutluyorum. Bundan böyle kırsaldaki şenlik ve törenlere ışık tutan bu konsepti amatör bir guru olarak ayrıca alkışlıyorum.

Selam olsun sandığında atalık karakılçık buğday tohumunu saklayıp gün ışığına çıkaran Halil İbrahim Amca’lara…

M. Ayhan Kara

Odatv.com

Ispanaktan zehirlenmemek için bunu yapmak gerekiyor - Resim : 3

m. ayhan kara arşiv