İnternet sansürünü aşacağız

Teşekkür ederim, Misafir – uygar… “Tor Browser, yasakları deler geçer. Yayalım” diye hatırlattığın için. Sevgili Dostlar… Madem İnternet Sansürü...

Teşekkür ederim, Misafir – uygar… “Tor Browser, yasakları deler geçer. Yayalım” diye hatırlattığın için.

Sevgili Dostlar… Madem İnternet Sansürü yasası Meclis’ten geçti, hazırlıklı olmalıyız… Mâdem Devlet artık insanların İnternet erişimlerini kontrol altında tutacak… Mâdem bundan böyle kimin ne zaman nerelere girdiğini izleyecek ve fişlemeyi artık İnternet ortamında da yapacak… Savunma mekanizmamızı kurmak en doğal hakkımızdır.

Başbakan, “Bu yasa ile İnternet’e asla sansür gelmiyor. İnternet’i daha güvenli, hatta daha özgür hâle getiriyor. Sansür, yasak diyerek insanları sokaklara çıkarmak isteyenler, farklı gayretlerin peşindedir” buyurdu. Varsın buyursun… Gelin, biz İnternet özgürlüğümüzü gerçek anlamda güvenli ve daha özgür kılmak için gerekli önlemleri alalım.

Tor Browser; tüm ayarları yapılmış, hemen kurulabilen ve çalışmaya başlayan arayıcı-tarayıcıdır. Sisteminizde kurulu diğer tarayıcıları veya İnternet ayarlarını etkilemez. Güvenli bağlantı için bu tarayıcıyı açar ve bağlanırsınız.

Konunun uzmanlarının ifadesi ile herkesin kurması gerekir, çünkü önümüzdeki günlerde hayli lâzım olacaktır.

Kılavuz istiyorsanız, ben Mehmet Ayberk’in (http://mehmetayberk.com/tor-browser-nedir/) sitesini tavsiye ederim. Ayrıntılı bilgi var.

ANONİMLİĞİ KORUMANIN EN GÜVENLİ VE KOLAY YOLU

Dostlar… Tor Browser, insanların İnternet’te güvenli ve gizli bir biçimde gezinmelerini sağlıyor. Çalışma mantığı, bağlantıları maskelemeye dayanıyor. Bu bağlantılar, Tor ağına gönderilen isteklerin değerlendirilip bağlanmak istenen siteye gidene kadar geçen işlemlerde maskeleniyor. Sansür kolayca aşılıyor. Anonimlik korunuyor.

İyi ki dünya üzerinde sansüre karşı mücadele veren gönüllü aktivistler var. Çalışmalarından en önemlisi, TOR Projesi. Bu proje sayesinde hem İnternet’te sansürsüz gezebiliyor, hem de girdiğiniz sitelerde kimliğinizin gizli kalmasını temin etmiş oluyorsunuz. Üstelik TOR projesini kullanmak sandığımızdan daha kolay.

Programı indirmek basit. Microsoft Windows kolonunda 32-bit linkine tıklıyoruz. Adres belli:

https://www.torproject.org/projects/torbrowser.html.en

Sakın, açılması biraz uzun sürüyor diye canınızı sıkmayın, herhalde Büyük Ağabey’in sizi gözetlemesinden iyidir.

Tor Browser’de, veriler şifreleniyor. Bu da ayrıca bir güvenlik oluşturuluyor.

İstek, ilk server tarafından değerlendirilip ikinci server’ e iletiliyor. İkinci server’in değerlendirmesinin ardından üçüncü server’e geçiriliyor. İşlem, site sizin bilgisayarınıza ulaşana kadar sürüyor. Bağlantılar bu sayede maskeleniyor. Kimin hangi bağlantıya giriş yaptığını öğrenmek neredeyse imkânsız hale geliyor.

“BÜTÜN HAYVANLAR EŞİTTİR DOMUZLAR DAHA EŞİTTİR”

Dün gece bir rüya gördüm… Bir kâbus… Gerçek bir karabasan. Rüya bu ya, George Orwell’in totaliter rejimleri eleştiren ünlü Hayvan Çiftliği romanı gerçeğe dönüşmüş… Hayvanlar, baskıcı çiftlik sahibine karşı ayaklanarak iktidarı ele geçirmiş… Kısa bir süre sonra, domuzlar iktidara gelerek diğer hayvanları ezmeye başlamış.

Lider Napolyon (domuz); köpekleri eğiterek bir kolluk gücü haline getirmiş… Ilımlı domuz Snowball’u çiftlikten kovmuş… Bütün makamlara domuzları getirerek diğer hayvanların üzerinde çiftlik sahiplerinkinden daha da baskıcı bir yönetim kurmuş. Dediğim dedik, çaldığım düdük diktatöryel bir rejim oluşturmuş.

Uyandım ve düşündüm. Orwell’in Romanı, tarihsel bir analizdir. İktidarlar genelde yozlaşırlar. Mutlak iktidarlar ise mutlaka yozlaşır.

Bütün ütopyacı politikacı ve rejimler için kaçınılmazdır bu yozlaşma. Sembolik Domuzlar’ın Diktatoryası er veya geç gündeme gelir. Bir dönem uyuşturucu etkisi yapan idealist iyimserlik, yerini giderek pesimist bir karamsarlığa bırakır.

Totaliter eğilimli rejimler için iyi bir örnektir Hayvan Çiftliği. Domuzlar, elmaların en iyisini yemeye, sütün en hasını içmeye başlarlar. Lider Napolyon’un yükü ağırdır(!).. Bu nedenle herkes ona müteşekkir olmalıdır. Ve asla unutulmamalıdır: Napolyon, daima… Ama daima haklıdır.

Orwell’in eleştirdiği kurumlardan biri de Kilise’dir. Musa adında ehlileştirilmiş bir kuzgun tarafından temsil edilmektedir. Gökyüzü’ndeki bir Akideşekeri Dağı’nda, günün birinde sonsuza kadar huzur içinde dinleneceklerini telkin ederek ezilen diğer hayvanları yatıştırmaktadır.

Bu zaman sınırı tanımayan, başta Stalinizm olmak üzere tüm totaliter rejimleri eleştiren öykü, şöyle bir finalle sona erer:

“Hayvanlar, içeriye baktılar… Kimlerin domuz… Hangilerin insan olduğunu söylemek artık mümkün değildi…”

İnsan kalma niyetindekilere ithaf olunur.

İNTERAKTİF SOHBETLER

Misafir – uygar: Yaymak için küçük de olsa bir adım atmaya çalıştım. Sağolun.

Misafir – heyozgurluk: Mağrifet, iltifata tâbidir demişler… Teşekkür ederim.

Misafir – Çetin: Dikkatli olmamız gerektiği konusunda yüzdeyüz haklısınız… Saygı bizden.

Misafir - Dara Çolakoğlu: Umarım… Dilerim… Başka bir yorum yazılmaması, eskilerin deyimi ile “sükût ikrardan gelir” (sessizlik, kabûlden gelir) tavrından kaynaklanmış olsun… Açık sözlülüğünüz için ben size teşekkür ederim.

Misafir - sadri baba: Ahmaklıktan bile öte bir şey olmalı…

Halit Kakınç

Odatv.com

arşiv