AKP ve CHP... İnönü’den özür dileyin

İkinci Dünya Savaşı dün­yayı kasıp kavuruyordu.

Tarih: 12-17 Ağustos 1942.

İngiliz Başbakan Winston Churchill, ABD'nin Sov­yetler Birliği Büyükelçisi W. Averell Harriman ve Josef Stalin Moskova'da buluştu.

Stalin ısrarla tek cüm­le kurdu: “Türkiye savaşa sokulmalıdır.”

Churchill, Adana'da İsmet İnönü ile görüştü.

İnönü savaşta taraf olma­yı reddetti.

Tarih: 28 Kasım-1 Aralık 1943.

ABD Başkanı Roose­velt, İngiliz Başbakanı Churchill ve Stalin Tah­ran'da buluştu.

Stalin ısrarla yine tek cümle kurdu: “Türkiye savaşa sokulmalıdır.”

Roosevelt ve Churc­hill Kahire'de İnönü ile görüştü.

İnönü savaşta taraf olma­yı reddetti.

Tarih: 4-11 Şubat 1945.

Savaş bitmek üzereydi; Müttefik liderler Winston Churchill, Franklin D. Roosevelt ve Josef Stalin Ukrayna-Yalta'da buluştu.

Stalin'in gündeminde artık Türkiye'nin savaşa sokulması yoktu!

Ancak bu kez İnönü, Türkiye'nin Müttefikler yanında savaşa girdiğini 23 Şubat 1945'te açıkladı! İki ay sonra savaş bitti…

Şunu da eklemeli­yim: İnönü'ye “savaşa gir” baskısı Almanya liderliğindeki Mihver ittifa­kından da geldi.

Sonuçta İnönü “aktif tarafsızlık” stratejisiy­le ülkeyi savaşa sokmadı.

Bu özünde, Montrö'den Hatay'a uzanan Ata­türk'ün, “silah ateşleme­den” kazandığı dış politika zaferlerinin bir devamıydı…

Bu genel özetin sebebi şu soruyu sormak:

AKP'YE TARİHİ TOKAT

Rusya-Ukrayna savaşın­da hangi siyasi partinin tavrı, İnönü'nün yukarıda yazdığım tutumuna benzer:

AKP/Erdoğan?

CHP/ Kılıçdaroğlu?

İYİP/ Akşener?

Ya diğerleri?

Evet, hangi parti bugün “aktif tarafsızlık” stratejisini benimsiyor?

Hangi parti NATO'nun öngördüğü tavırda olmaya pek istekli?

Bu soruların yanıtını siz verin. Benim gelmek-vurgu­lamak istediğim yer baş­ka! Şudur:

İnönü'ye “Hitler hayranı faşist” dediler.

İnönü'ye “Savaş erkek işi­dir, ülkeyi savaşa sokmayan korkak” dediler.

İnönü'ye “Ülkeyi kıt­lığa-ekmek karnesine mahkûm etti” dediler.

İnönü'ye “ayyaş” dediler.

İnönü'ye “vizyonsuz” dediler.

Etmedikleri-yapmadık­ları hakaret kalmadı.

Peki iktidar merkezli bu çevreler, Ukrayna-Rusya Savaşı'nda bugün neyi savunuyor?

Hangi tarafta yer alıyor­lar?

Hangi stratejiyi benimsi­yorlar?

Tek kelimeyle yaza­yım: Aktif tarafsızlık.

NATO/Batı baskısına rağmen Erdoğan başkanlı­ğındaki hükümet, tarafsız­lıktan taviz vermiyor. Aynı İnönü'nün İkinci Dünya Savaşı'nda benimsediği “aktif tarafsızlık” stratejisini uyguluyorlar.

Yaa arkadaş! Hayat nasıl sizi/sizleri, yıllarca küçül­tücü-aşağılayıcı sözler sarf ettiğiniz İnönü çizgisi­ne getirdi?

İnönü haklıymış demek ki…

Aktif tarafsızlık stratejisi doğruymuş demek ki…

“Ülkeler arasındaki itilaf­lara müdahil olma” tavrı doğruymuş demek ki…

“Komşularının iç işlerine burnunu sokma” tavrı doğ­ruymuş demek ki…

Montrö Sözleşmesi doğ­ruymuş demek ki…

CHP'YE NE DEMELİ

İşte Ukrayna-Rusya Savaşı bu tarihi gerçeği de ortaya çıkardı:

İktidarın İnönü'ye özür borcu var

Erdoğan'ın İnönü'ye özür borcu var.

AKP'nin İnönü'ye özür borcu var.

Ulus devlet düşmanı küreselleşmeci FETÖ ve li­boş solcuların etkisin­deki AKP'ye yıllarca şunu anlatamadık:

Atatürk'ten İnönü'ye o kuşak, koca imparatorlu­ğun parçalanmasını yaşadı, bundan büyük vazife çıkardı, tecrübe sahibi oldu…

AKP/Erdoğan bu görmüş geçirmiş kuşağın deneyim­lerinden dersler alacağına, sürekli önyargıyla hare­ket-hakaret etti. Ve sonuç­ta Irak, Suriye, Libya'da NATO baskısına boyun eğe­rek büyük hatalar yaptı.

15 Temmuz FETÖ darbe­si, iktidarı/Erdoğan'ı ku­rucu felsefenin dış politika çizgisine getirdi. Hataların­dan ders almışa benziyor­lar; Ukrayna-Rusya Sava­şı'ndaki “aktif tarafsızlık” tavrı bunun son örneği…

Öte yandan:

“İnönü'nün partisinin” Ukrayna-Rusya Savaşı'nda ilk aklına gelenin NATO ol­masını nasıl değerlendirmek gerekiyor? İkinci Dünya Savaşı'ndaki İnönü'nün büyük aklından-tecrübe­sinden bu partiye hiç mi mi­ras kalmadı? Tarihi refleks bu derece mi kayboldu?

Dünyanın en büyük silah ihraç eden beş ülkesinden biri olan Fransa'nın Cum­hurbaşkanı Macron bile “NATO'nun beyin ölü­mü gerçekleşti” derken, CHP'nin, “NATO'nun bir parçası olarak NATO'nun öngördüğü şekilde çalış­mak zorundayız” demesi “tam teslimiyet” değil mi? Nerede “aktif tarafsızlık” stratejisi?

İnönü ne dedi:

“Savaşın başında bir hata, bazen sonuna kadar sizi takip eder.”

AKP/Erdoğan bile dış politikadaki hatalarını düzeltmeye çabalarken, CHP'nin hâlâ küreselci liboş solcuların sözlerine sarılmasını nasıl yorumla­mak gerekiyor?

CHP'nin de İnönü'ye özür borcu yok mu?

Soner Yalçın

Odatv.com

AKP ve CHP... İnönü’den özür dileyin - Resim : 1