“İnfaz edilecektim” dedi ve ekledi: Muhsin Yazıcıoğlu başkanı aradım

Fethi Yılmaz yazdı...

Necip Hablemitoğlu cinayetinin kitabını yazdıktan sonra polisler tarafından kaçırıldı, sorgulandı. Evine bomba düzeneği yerleştirildi. O polislerin kim oldukları bugüne kadar hiç ortaya çıkmadı. Tuncer Günay ilk kez Odatv ye konuştu.

Yazar Necip Hablemitoğlu’nun katil zanlısı Nuri Gökhan Bozkır’ın yurtdışında yapılan operasyonla Türkiye’ye getirilmesi, gözleri yeniden 20 yıldır çözülemeyen cinayete çevirdi.

Soruşturmanın tek şüphelisi Nuri Gökhan Bozkır ile ilk röportajı yapan Odatv Genel Yayın Yönetmeni Toygun Atilla, 15 Temmuz Gazisi Emekli Emniyet Müdürü Fatih Eryılmaz’la dün Odatv canlı yayınında Necip Hablemitoğlu suikastının bilinmeyenlerini konuştu.

Canlı yayın sırasında Fatih Eryılmaz, cinayetten dört ay sonra çıkan “Necip Hablemitoğlu Suikastı” kitabının yazarı Tuncer Günay’ın FETÖ’cü polislerce “gözaltına” alınıp nasıl tehdit edildiğini anlattı. Fatih Eryılmaz, Tuncer Günay’ın Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadale ekibi dört polis tarafından gözaltına alındıktan sonra ıssız bir yerde sorgulandığını anlatarak, “Sorgulama da şöyle; Kızın şu okulda okuyor, karın şurada çalışıyor ayakkabı numaran şu... Seni her yerden takipteyiz mesajı vererek diyerek Emniyet'e götürüp Emniyet'ten bırakıyorlar. Ama hiçbir suçlama yok. Gözaltına alınırken birkaç kişiye haber verdiği için mecburen emniyete götürüyorlar. Olay burada da bitmiyor. 155'e bir ihbar yapılıyor. Bu arkadaşın posta kutusunda bomba düzeneği olduğu iddia edilen bir şey bulunuyor. Terörle mücadele bu arkadaşı tekrar gözaltına alınıyor. Baya bir beklettikten sonra savcıya çıkarıyorlar ve serbest kalıyor” dedi.

İLGİLİ HABER İÇİN:

Odatv’nin telefonla ulaştığı Yazar Tuncer Günay, “Necip Hablemitoğlu Suikastı” kitabını yazdıktan sonra başına neler geldiğini ve sonrasını Odatv’ye anlattı.

“CİNAYETİ FETÖ’CÜ POLİSLER ÇARPITTI”

Yazdığı kitapta doğrudan FETÖ’yü suçlamadığını ancak, Necip Hablemitoğlu’nun çalışmalarını ve cinayet sonrasındaki çarpıtmaları araştırdığında FETÖ’nün de şüpheli olarak kitaba girdiğini anlatan Tuncer Günay, “Cinayetle ilgili şu silah kullanıldı, bu mermi kullanıldı gibi çarpıtmalar yapıldı. Bunların hepsini o dönem FETÖ’cü polisler yaptı” ifadelerini kullandı.

“EMNİYET’TE ETKİLİ OLDUĞU İÇİN MUHSİN YAZICIOĞLU BAŞKAN’A HABER BIRAKTIM”

Kitap çıktıktan kısa süre sonra (2003 yılında) sınıf öğretmenliği yaptığı Peyami Tepe İlköğretim okuluna dört sivil polis geldiğini anlatan Tuncer Günay, yaşadıklarını şöyle anlattı:

“Müdür çağırdı beni ve odasında dört sivil gördüm. Müdür, ‘hocam arkadaşlar sizi götürmek istiyorlar’ dedi. Nedeni sordum. Terörle ilgili emniyete gideceğimizi söylediler. ‘Elinizde benim götürülmemle ilgili müzekkere var mı’ diye sordum. ‘Hayır emniyette öğrenirsiniz’ dediler. Müdüre döndüm, ‘hocam makul bir sürede benden haber alamazsanız, bu dört arkadaşı bildirin’ dedim. Muhsin Yazıcıoğlu başkanı arayıp danışmanına da haber bıraktım. Emniyet’te Muhsin ağabey etkili olduğu için onu aradım.

“İNFAZ EDİLECEĞİMDEN KORKTUM”

Beni gri Ibiza marka bir araba ile Emniyet’e değil, Ankara Çayyolu’nda bir yere götürdüler. Gazeteci Ünal İnanç’la yaptığım konuşmaların telefon tape’lerini sordular bana. Dediler ki, ‘Sen kitabında cemaati suçlamıyorsun ama Ünal İnanç’la yaptığın konuşmalarda hep cemaati suçluyorsun. Bu kitabın devamı gelecek mi’ diye sordular. Ben infaz edileceğim diye çok korktum. ‘Suçlama yapmıyorum’ deyince, ‘nasıl yapmıyorsun dangalak. Cemaati suçluyorsun. Emniyet terörle mücadele ve istihbaratı suçluyorsun’ dediler. ‘Suçum varsa ifademi alın her yere haber verdim’ dedim.

Bu kez ‘kızın, Namık Kemal İlkokulunda derslerinde başarılı, hanımın, Genelkurmay’da evrak işlerine bakıyor’ dediler. O gözdağından sonra beni Emniyet’te bir odaya koydular. 7-8 saat kimse aramadı beni. İfademi de almadılar. Masada bir Zaman gazetesi (FETÖ’nün kapatılan yayın organı) ve ifademi almadan ‘gidebilirsin’ dediler bana.”

“İKİNCİ KEZ ALIP, BOMBA İHBARI YAPTILAR”

Bu olaydan bir hafta sonra yine aynı dört polisin kendisini okuldan aldıklarını söyleyen Tuncer Günay, bu kez önce terörle mücadeleye götürüldüğünü söyleyerek, yaşadıklarını şu ifadelerle paylaştı:

“Oradan evime götürdüler. Bütün evimi didik didik edip bazı evraklarımı aldılar. Sonra tekrar emniyete götürdüler. Mesele şu; Benim evimin posta kutusuna el bombasına benzeyen ve kablolarla pil bağlı olan bir cisim bırakıp ihbar etmişler. Bu kez ondan dolayı beni aldılar. Parmak izi falan çıkmadı. Savcı da serbest bıraktı beni.

“AYDOĞAN VATANDAŞA GİTTİM, UZUN SÜRE BENİ RAHAT BIRAKTILAR”

Daha sonra Aydoğan Vatandaş’a gittim. Aydoğan ile tanışıklığımız 1995. Dev-sol bir yazısından dolayı bunun peşine düşmüştü. Çok korkuyordu. Bana geldi. Ben terör yazıları yazıyordum. Birlikte İstanbul’da Dev-Sol’un dergisine gittik. ‘Bundan sonra bu arkadaş böyle yazmayacak, özür diliyor’ dedik, bağladık olayı.

Ben de başıma gelen işten sonra Aydoğan Vatandaş’a gittim, ‘yeter artık’ dedim. Sonra beni uzun süre rahat bıraktılar.”

FETÖ'cülerin algı oluşturmak için sosyal medyada kullandıkları “Fuat Avni” adlı hesabı yöneten kişinin, Today's Zaman yazarı ve Ergenekon operasyonlarının isim babası Aydoğan Vatandaş olduğu ortaya çıkmıştı.

“HABLEMİTOĞLU DOSYASINDAN KİMLERİ KAÇIRIYORLAR BİLİYOR MUSUNUZ”

Kendisini gözaltına alan dört polisi tanımadığını ama militan derecesinde FETÖ’cü olduklarını söyleyen Tuncer Günay, “Şimdi Ukrayna’dan birini getirdiler. Hablemitoğlu gibi birini öldürmek için çok geniş çaplı bir konsolsiyum gerekli. Bu konsolsiyum olmadan bir tetikçiyi kullanamazsın. Tetikçi ne ki? Dosyada kimleri kaçırıyorlar biliyor musunuz; olay yerine gelenleri, zaman ayarlaması yapanları, bu adamın arkasında erkete yapanları, kaçıranları, saklayanları, yargıdan davayı kaçıranları, dosyayı kapatan savcıları, medyada çarpıtma yapan namussuzları saklıyorlar” dedi.

“ANKARA TERÖRLE MÜCADELE VE ANKARA İSTİHBARAT ŞUBESİ KONSOLSİYUMUNDA İŞLENDİ HABLEMİTOĞLU CİNAYETİ”

Tuncer Günay, Necip Hablemitoğlu cinayetine ilişkin araştırmalarına rağmen hiç ifadeye çağırılmadığını belirtirken, 2014 yılında FETÖ’nün hükümetle ters düşmesi sonrasında yeni bir kitap ile Hablemitoğlu cinayetinde FETÖ’cüleri yazdığını belirtti.

2014 yılından sonra da kendisinin ifadeye çağırılmadığını belirten Tuncer Günay, “Hablemitoğlu cinayeti, Ankara Terörle Mücadele ile Ankara İstihbarat Şubesi’nin konsolsiyumunda gelişmiş ortak bir cinayettir. O dönemde iki birimin başında da FETÖ’cüler var. Bunun aydınlanma şansı yok. Tek bir tetikçi ile bu iş aydınlanmaz. Ben bu işin üstüne gidemem artık, kalp ameliyatı geçirdim” dedi.

“GENELKURMAY’A VERDİĞİM RAPORU FETÖ’CÜLER ÖNÜME KOYDU”

FETÖ’cülerin TSK’daki yapılanması ile ilgili 1999 yılında 35 sayfalık rapor hazırladığını, sonrasında bu raporun Zaman gazetesinde önüne konduğunu anlatan Tuncer Günay, “O gün ben bunların en kritik yerlere girdiklerini anladım ben” şeklinde konuştu.

Tuncer Günay, o olayı şöyle anlattı:

“Ben 1999 yılında cemaatin TSK’daki yapılanması ile ilgili 35 sayfalık bir etüt hazırladım ve Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanlığı’na verdim. O zaman herkesin olduğu gibi benim de cemaatte arkadaşlarım var. O sırada Zaman gazetesine gittim, Ankara Büro sorumlusu Süleyman Ünal ile görüşüyorum. Benim Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanlığı’na verdiğim 35 sayfalık etüt çalışmasının fotokopisini önüme koydu Süleyman Ünal.

Hatta Muhsin Yazıcıoğlu ağabeyimi arayıp, ‘Tuncer Günay böyle bir etüt verdi’ diyorlar. Yazıcıoğlu ağabeyim de şuan da Nizamı Alem Ocakları Başkanı Tuna Koç’u arıyor; ‘Ya bizim Tuncer bir şeyler yapmış cemaat aleyhinde. Sor bakalım neler yapmış’ diye soruyor.

Düşünebilir musunuz 1999 yılında, Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanlığı’na verdiğim 35 sayfalık etüt çalışmasını önüme koydular. Nasıl hissedersiniz kendinizi. O gün bunların en kritik yerlere girdiklerini anladım.”

Fethi Yılmaz

Odatv.com

KİTABI SATIN ALMAK İÇİN TIKLAYINIZ

“İnfaz edilecektim” dedi ve ekledi: Muhsin Yazıcıoğlu başkanı aradım - Resim : 1
tuncer günay fethi yılmaz