ABD ile Çin gerginliği

“Phantom” yani hayalet… Sene 1968, ABD ile SSCB arasındaki soğuk savaşın en gergin yılları… Kamçatka’daki bir SSCB denizaltı üssünden bir denizaltı...

“Phantom” yani hayalet…

Sene 1968, ABD ile SSCB arasındaki soğuk savaşın en gergin yılları…

Kamçatka’daki bir SSCB denizaltı üssünden bir denizaltı Pasifik okyanusu açıklarına hareket eder.

Denizaltı mürettebatı görevlerinin ne olduğunu bilmiyordur.

Denizaltıya özel bir görevle binen bir KGB ekibi dışında.

“Phantom” yani hayalet ise denizaltıda bulunan yeni bir cihazdır.

Bu cihaz diğer gemi ve denizaltıların akustik imzasını taklit edip, karşı tarafı kandırabilme özelliğine sahiptir.

KGB subaylarının amacı ABD’ye nükleer bir saldırı düzenleyip suçu aynı sularda seyreden Çin denizaltısına atmaktır.

Böylelikle SSCB, ABD ile Çin arasında çıkacak nükleer bir savaşın nihai galibi olacaktır.

Ancak geminin kaptanı ve mürettebat KGB’nin bu çılgın girişimine canları pahasına engel olur, yaşanan çatışmada denizaltı da batar.

Bu bahsettiğim senaryo 2013 ABD yapımı “Phantom” isimli bir filme ait ancak, gerçek bir olaydan esinleniyor.

Buna K-129 olayı deniyor.

26 Ocak 1968’de, Balistik füze taşıyan K-129 isimli bir dizel elektrik tipi SSCB denizaltısı, devriye göreviyle, Ribachy deniz üssünden hareketinden yaklaşık bir buçuk ay sonra 8 Mart’ta Hawai adalarından Ohau’nun kuzey batısında kaybolur.

1974’te CIA gözetiminde denizaltıyı arama projesi başlatılır, projenin adı “Azor Projesi”dir.

Bugüne kadar olayla ilgili her iki taraftan da resmi bir açıklama yapılmamıştır.

Ancak ünlü araştırmacı gazeteci Seymour Hersh’ün haberlerine göre, denizaltıda fazladan bir mürettebat vardır ve bulunan enkazda çatışma izleri ve ateşlenmiş bir füze yuvası görülmektedir.

Kaza sonrası yapılan incelemelerde bölgede radyoaktivite ölçülür.

İddialar film senaryosuna benzemektedir.

1962’deki Küba Krizi’nden sonra Soğuk Savaş’ın belki de en tehlikeli anlarından biri Pasifik’te yaşanmıştır.

1962 ile 1968 arasında çok önemli bir olay daha vardır.

ABD’nin ilk Katolik ve “solcu” 35. Başkanı John F. Kennedy’nin 22 Kasım 1963’te bir suikast sonucu Teksas’ta öldürülmesi.

OBAMA’YA TEHDİT ÜZERİNE TEHDİT

Savaş lobilerini tatmin etmekten çok uzak siyasetleriyle ABD’deki NeoCon kliğin çıkarlarını zedeleyen ABD’nin 44. Başkanı Barack Hussein Obama bugünlerde fazlasıyla tehdit ediliyor.

Güvenlik skandalı sonucu Beyaz Saray’a giren, aynı asansöre binebilen silahlı tipler, CNN International’de Usame Bin Ladin’i öldürdüğünü anlatan eski askerin haberinde kuşağın “Eski asker Obama’yı nasıl öldürdüğünü anlattı” yazısı ile çıkması gibi şüpheli olaylar bir imada bulunuyor sanki.

Ortadoğu’ya asker indirmekten imtina eden, İsrail ile ilişkileri soğutan Obama, Amerikan silah sanayinin beklentilerini karşılamaktan çok uzak.

Keza petrol devleri de, çıkarlarını ilgilendiren gelişmelere Obama’nın çok uzaktan baktığı kanaatinde.

Pentagon, Kongre ve Temsilciler Meclisi’ndeki gücü giderek azalan Obama, siyaseten bir darboğaza doğru ilerliyor.

YENİ SOĞUK SAVAŞ’IN PARAMETRELERİ

1900’lerin ikinci yarısındaki Soğuk Savaş döneminden sonra sanki ikinci bir soğuk savaş sürecine giriyoruz.

Ekonomik ve siyasi krizin pençesinde kıvranan ABD için asıl düşman eskisinin aksine Çin, Rusya ise Çin gibi ikincil düşman.

Gerçi NATO’ya bakarsanız Avrupa’yla Ukrayna üzerinden çatışan Suriye ve İran ile işbirliği yapan Rusya daha çok tehdit unsuru.

Ama ABD yönetimi yeni savunma doktrini esasına göre ise giderek güçlenen Çin’in kuşatılması ön planda.

Çin’deki (Asya Pasifik Ekonomik İşbirliği örgütü) APEC Zirvesi’nde Endonezya’yı örnek ülke olarak gösteren Obama, konferansta sakız çiğneyerek Çinli yetkilileri kızdırdı.

Sadece Çinlileri değil, sanırız Türkiye’deki muhataplarını da öfkelendirdi.

Zirveye katılan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ise eski soğuk savaş parametrelerini çöpe attı.

SSCB ile Çin’in soğuk savaş dönemindeki düşmanlığının yerine bugün sağlam bir ittifakı söz konusu.

Putin zirveye sunulan, serbest piyasa alanı yaratılması için Çin ve ABD önerilerinden, doğal olarak Çin’inkini seçti.

Çin ile Rusya yeni bir anlaşma ile enerji alanındaki işbirliklerini geliştirdiler. Anlaşma ile Rusya'nın Avrupa'ya bağımlılığı azalacak ve Çin'in 2020'ye kadar ihtiyacı olan doğal gaz arzı karşılanacak.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Çinli mevkidaşı Xi Jinping Pekin'de doğal gaz arzı ön anlaşmasını imzaladılar. Yeni anlaşma Rusya'nın Kırım'ı ilhakından hemen sonra imzalanan 400 milyar dolarlık pakttan biraz daha küçük çaplı olacak.

Rus petrol şirketi OAO Gazprom, Batı Sibirya'dan Çin'e 30 yılda 30 milyar metreküp arz yapmak için görüşmelerin sürdüğünü belirtti. Öte yandan bir başka Rus petrol üreticisiOAO Rosneft Sibirya birimindeki yüzde 10'luk hissesini Çin’e ait China National Petroleum Corp.'a sattı.

Sadece bu iki gelişme bile artık 1960’larda olmadığımızı gösteriyor.

Yeni soğuk savaşın galibi eskisi gibi Amerika değil, Asya olacaktır.

Hüseyin Vodinalı

Odatv.com

ABD çin Rusya soğuk savaş arşiv