Hollanda maçında o marş çalmadı

Türkiye için mucize gerekiyordu, çıkmamış candan umut kesilmezdi. Ancak beklenen mucize gerçekleşmedi ve Türkiye Breziya 2014 Dünya Kupası bileti...

Türkiye için mucize gerekiyordu, çıkmamış candan umut kesilmezdi. Ancak beklenen mucize gerçekleşmedi ve Türkiye Breziya 2014 Dünya Kupası bileti için play-off biletini alamadı.

Maça geleceğim… Ancak ondan önce daha önemli bir durum var. Onuncu Yıl Marşı eksik olmazdı stat hoparlörlerinden yönlendirilen tribünlerden önceleri milli maçlarda motivasyon için… Ancak, bugünkü maçta sadece ve sadece Mehter Marşı çalındı. Bu ne demek? Açık ve net; “Osmanlı in, Cumhuriyet out” demek kuşkusuz ki… Ayrıca sürpriz de sayılmaz. AKP hükümetinin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğu dememiş miydi yakın geçmişte, “Cumhuriyet bir parantezdir” diye…

Tabii, hoparlörlerden yükselen ve tribünlere yayılan Mehter Marşı takımın oyununa da yansıdı! Nasıl mı?... Bir ileri, iki geri oynadı takım. Mağlup durumdayken bile sık sık geriye dönmek, tekrar tekrar yan pas yapmak başka nasıl açıklanabilir ki?! İlk yarıda üç beş dakika, ikinci yarıda da yedi sekiz dakika bu rutinin dıkşına çıkan bu takım, Osmanlı hayali kuranlara armağan olsun!

ATI ALAN ÜSKÜDAR'I GEÇMİŞTİ

Şimdi biraz da gırgırı bırakıp Onuncu Yıl Marşı ile oynayan bir takım farz edip sahada, analizimizi yapalım…

Fatih Terim, Galatasaray- Real Madrid maçındaki hatanın aynısını tekrarladı bu akşam Türkiye-Hollanda maçında. Şöyle ki: Büyük ve güçlü bir takımla oynuyorsanız asla rakibinizi küçümsemeyeceksiniz. Real Madrid’i küçümsediniz, pahalıya patladı… Şimdi de Hollanda’yı küçümsediniz… Mutlak galibiyet gerekliydi Hollanda karşısında ve gerekirse maçı son 10-15 dakikaya kadar gol atamasanız da 0-0 götürmek, gol yememek önemliydi. Bu nedenle defans güvenliğini ciddiye alacaktınız.

Ben olsam Terim’in yerinde, solbekte Hasan Ali gibi çok düz bir oyuncuyla başlamak yerine Olcan’la başlardım. Keza, Hollanda gibi bir takımın karşısına çift santrforla çıkmak yerine daha yırtıcı olan Umut’la başlardım sadece. Burak’ı kenarda bırakır, Olcay ve Gökhan’ı ilk on birde değerlendirirdim. Bilhassa Gökhan’ın kesilmesinin hiçbir izahı yoktur Terim açısından. Nitekim, ikinci ayrıda tek başına Hollanda’ya kök söktürdü. Yani, orta saha kalabalık ve top yapan bir kimlikte olacaktı, Umut dağıtıcı yapısıyla arkaya alan açacaktı ve kafa toplarıyla gol arayacaktı.

Arda da Gökhan oyuna girene kadar çok yalnız kaldı. İlk yarıda Arda ve Burak’ın kaleciyle karşı karşıya iken topa bile vuramamaları saç baş yoldurdu. Hollanda karşısında yenilen iki golde de şaşkınlık ve acemilik vardı. İlk topa girememek biraz fizik olarak güçsüzlükten biraz da anlayış farkından olsa gerek. İlk yarıdaki şut kısırlığı, ikinci yarıda giderildi ama atı alan Üsküdar’ı çoktan geçmişti.

MİLLİ TAKIM DEĞİL AKP ELENDİ

Biraz da elendikten sonra maçtan öte grup maçlarındaki genel gidişe bakmak gerek… Aslında, bu gruptan elenen Milli Takım değil, AKP! Evet, yanlış okumadınız, AKP! Milli Takımı teknik direktörüyle, yardımcısıyla, kaleci antrenörüyle ve ruhuyla İstanbul Büyükşehir Belediyespor’a çevirdiler! Abdullah Avcı ve Okan Buruk ikilisi Estonya ve Macaristan gibi bizden iki gömlek alttaki takımlarla başedemedi. Düşünün, biz Saracoğlu’nda Macaristan’la berabere kalırken, Hollanda sahasında Macaristan’a yarım düzineden fazla gol attı!

M.Ayhan Kara

Odatv.com

hollanda arşiv