Hikmet Kıvılcımlı ve Nihat Özdemir

Çok kişi bilmez:1980'lerde bölgenin master planları tüm Çoruh havzası üzerinde yapıldı. Ki...

Çok kişi bilmez:

1980'lerde bölgenin master planları tüm Çoruh havzası üzerinde yapıldı. Ki bunun tarihi 1969'a kadar gider…

1990'ların tartışma konularından biri oldu; Yap-İşlet-Devret modeliyle müşteri arandı ama bir türlü bulunamadı. Fransız firması Spie Bagtalaneous ve İngiliz firması Amec baraj inşaatı için istekli olsalar da sonra vazgeçtiler. Çünkü, İngiliz merkezli “Kurdish Human Rights Project” gibi uluslararası organizasyonlar barajın yapılmaması için kampanyalar başlattı.

2000'ler başında… Lider firma Spie Batignoles, Cegelec, Gec Alsthom Neyrpic, Gec Alstom Electromecanique, Spie Enertrans ve Doğuş İnşaat'tan oluşan konsorsiyum kuruldu. Ancak… Yabancı şirketlerin yapmamak için işi sürekli yokuşa sürmesi ile konsorsiyum dağıldı. Benzerini Ilısu Barajı gibi projelerde de yaptı yabancı şirketler. (AB ülkeleri enerji ihtiyaçlarının yüzde 55'sini su kaynaklarından sağlarken, ülkemizde bu oran yüzde 24 civarındadır. Uzatmayayım.)

Ve:

Tarih: 22 Kasım 2022.

Sonunda… Türk şirketleri öncülüğünde beş bin Türk emekçisi yedi yıl aralıksız çalışarak imkansızı başardı. 275 metre yüksekliğinde Türkiye'nin en büyük, dünyanın üçüncü en yüksek barajının inşaatını bitirdi.

Bu yapı, yılda 1 milyar 900 milyon kWh enerji üretecek. Üretilen enerjiyle ülke ekonomisinin çarkları dönecek, yıllık 4,1 milyar lira gelir sağlanacak.

Keza:

Baraj projesiyle yapılan 69,2 kilometrelik yeni karayolu ağını; 39 tünel, 19 köprü ve Şilenkar, Tekkale, Baraj, Yusufeli Merkez viyadükler oluşturdu.

Barajın olduğu yerdeki ilçe köyleri yeni yerleşim yerleri yapılarak 500 metre yüksekliğe taşındı.

Evet, 390 km uzunluğundaki dünyanın hızlı akan on nehrinden biri olan Çoruh Nehri üzerine inşa edilen, 2,2 milyar m3 su depolama kapasitesine sahip Yusufeli Barajı ve Hidroelektrik Santralinden bahsediyorum.

Buraya bir virgül koyayım, döneceğim…

Türkiye Komünist Partisi'nin önde gelen devrimcilerinden Dr. Hikmet Kıvılcımlı, 1970 yılı Ocak ayında İstanbul'da Dev-Genç üyelerine üç hafta süren seminer verdi. Dedi ki:

-Türkiye'de ‘emperyalizm' diyor arkadaşlarımız. Bunu yeterince aydınlık olmayan bir deyim sayıyorum. Çünkü, ‘emperyalizm' denince hâlâ 1919 yılındaki çakaralmaz silahıyla düşünmeye başlıyoruz: Yani o zaman ki kafamıza göre dışarıdan gavur geliyor ona karşı emperyalizme karşı savaşıyoruz. Böyle midir bugünkü anti-emperyalist savaş? Hayır.

-Biliyorsunuz komprador burjuvazi, üretimle ilişkisi bulunmayan bir sosyal sınıf zümresidir. Avrupa'nın mallarını Türkiye'de satmakla meşgul olur. Bu zümrenin, Avrupa-yabancı sermayenin ajanlığını yapma görevi yalnız malları alıp satma biçiminde kalmadı. Bu ekonomi ilişkiler o zümrenin kafa yapısına da etki yaptı; malların acentesi olduğu gibi politikada da yabancı sermayenin acenteliğini yaptı…

-Bu kompradoru tasfiye etti, iktidardan attı Kuvayı Milliyeciler. Ama zamanla yerine yavaş yavaş finans kapital (yedek gücü tefeci bezirganlıkla) geldi. Ve bugün ikinci emperyalist savaşını bunlara karşı yapıyoruz. İkinci Kurtuluş Savaşı dememiz bundan. Milli Cephe kurmak istememiz bundan…

Dr. Kıvılcımlı, Milli Demokratik Devrim taraftarıydı. Kurtuluş savaşındaki Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerini Anadolu milli burjuvazisinin kurduğunu anımsattı hep. Emperyalizme karşı tüm milli güçlerle işbirliği önerdi.

Yazımın girişine dönersem:

Yusufeli Barajı ve Hidroelektrik Santralını yapan işadamı Nihat Özdemir'i pazar günü telefonla arayıp tebrik ettim, ülkemize kattığı değer için teşekkür ettim…

Emperyalizme karşı mücadele ve tam bağımsız Türkiye inşası, lafla olmaz arkadaşlar!

Soner Yalçın
Odatv.com

Hikmet Kıvılcımlı ve Nihat Özdemir - Resim : 1
nihat özdemir