Hiçbir öngörüsü tutmayan o yazar CHP ile ilgili ısrarla neden bunu yazıyor

Bir arkadaş şöyle yazdı köşe yazısında: “Bazıları CHP’ye diyor ki;...

Bir arkadaş şöyle yazdı köşe yazısında:

“Bazıları CHP’ye diyor ki; ‘1930’lara dön/ 1930’ların saadetine sığın.’ Size bir şey söyleyeyim mi? CHP bunları yaparsa eldeki yüzde 25’ten de olur, barajın bile altında kalır.”

Bugüne kadar…

Bu arkadaşın geleceğe dönük öngörülerinin gerçekleştiğini hiç görmedim!

Ama ısrarla yazar. Fakat, Erdoğan’dan öğrenmiş görünüyor, korkutarak hizaya getirmek istiyor!

Sanki CHP’liler partilerine pamuk ipliğiyle bağlı; “1930’ların saadetine sığın“ denilince hemen kopup gidiyorlar!

Sahi… Bu arada, “1930’lara dönelim” diyene hiç rastlamadım.

Bir tek ben şöyle yazdım:

“CHP genlerindeki devrimci özüne dönerek; yarım bırakılmış, dondurulmuş Kemalist Devrim’i tamamlama kararlılığında olmalıdır. Kemalist Devrim bayrağını, bırakıldığı 1930’lardan alıp yürüyüşe devam etmelidir. Yeteri kadar yerinde saymıştır. Ve hedefi ülkesini ileriye taşımaktır. Bu şişmiş, hantallaşmış, gericileşmiş düzeni değiştirme heyecanını- arzusunu ancak bu devrimci ruhu dirilterek gerçekleştirebilir.”

Bunu şu nedenle yazdım:

Kemalist Devrim’in taşlaşmasının sebebi, devrimci önderlik eksikliğidir.

Bugün CHP’de yaşanan sorun da budur.

Peki…

Tam öyle söylemesem de -hadi demiş olayım- “1930’lara dönelim” sözü neyi ifade ediyor?

Bugün kireçleşme her toplumsal dokuyu etkilediği için, Kemalist Devrim konusunda derin tahliller- tartışmalar yapılamamaktadır. Demek ki…

Meselenin teorik çerçevesini anlatmak şart…

KİŞİSEL GÖRÜŞ DEĞİL

Ömrü yetseydi K. Marks Osmanlıca öğrenecekti.

“Doğu Sorunu” çok ilgisini çekiyordu. 1853 yılı itibariyle New York Daily Tribune bu konuyla ilgili çok makale kaleme aldı:

“Kapitalizm Avrupa kıtasını altüst edecektir; Türkler devrimci tavır almazlarsa parçalanıp Anadolu’ya hapsedilecekler.”

Marks (ve Engels), Yeni Osmanlıların (Jön Türklerin) lideri Mithat Paşa’nın devrim yapacağına inanıyordu.

Sahiden de…

Mithat Paşalar 1876’da 1. Meşrutiyet ilan ettirdiler; ama artık işlevi kalmamış “millet-i hakimi” tutkusuyla diğer Avrupalı mutlak monarşilerin başlattığı uluslaşmayı başaramadılar. Ve anayasayı Saray ile uzlaşarak yapmak istemeleri sonlarını getirdi. II. Abdülhamit, anayasal hakkını kullanıp Meclis’i feshetti. Mithat Paşa’yı öldürttü.

Mithat Paşa Devrimi donduruldu.

İttihatçılar, 33 yıllık istibdat dönemine II. Meşrutiyet ile son verdi. Büyük reformlar yapsalar da savaş sonlarını getirdi.

1908 Devrimi donduruldu.

1923 yılında Mustafa Kemal, Cumhuriyet’i ilan ederek bu ilerici yürüyüşe yeni bir aşama getirdi: Kemalist Devrim.

Ve bakınız:

Bu “demokratik devrimler” bize özgü değildir.

Bunlar kişisel bir görüş de değildir.

Örneğin…

Çin’de 1911 Demokratik Devrim’nin lideri Sun Yat Sen’in “Üç Halk İlkesi” ile Kemalist Devrim’in “Altı Ok”u benzerdir.

Mao, “Üç Halk İlkesi”ni savunarak devrimi sürdürmüş ve nihayetinde Çin, bugün dünya devi olmayı başarmıştır.

Bugün bir başka dünya devi Hindistan’ı Gandi Devrimi’ni yok sayarak değerlendirebilir misiniz?

Keza…

Rusya’dan İran’a tüm meşrutiyet devrimlerinin ilham kaynağı aydınlanmacı Fransız Devrimi’dir.

Türk devrimlerinin olduğu gibi…

UTANGAÇ YÖNETİM

Heykel konusunda Küba çok hassas bir ülkedir.

Castro heykelinin yapılmasına karşıdır.

Ama o Castro, başkent Havana’ya Atatürk heykeli koydurdu. Çünkü bilir ki, Latin Amerika’nın Simon Bolivar ve Jose Martin gibi devrimcileriyle Atatürk’ün yolu aynıdır. Bağımsızlıkçıdırlar, halkçıdırlar.

Ya, Atatürk’ü ağzına almaktan çekinen CHP yönetimi?

İsminden bile utanan ve “Halk Partisi” yerine “CHP” diyen bir parti yönetimi var karşımızda. (Erdoğan bile zorla AKP değil Ak Parti dedirtiyor!)

Biliyoruz ki… Utanılacak değil iftihar edilecek bir tarihi var CHP’nin.

Altı Ok bütün halk sınıflar ittifakının çimentosudur.

Ama CHP yönetimi tarihinden utanıyor….

Devletçilik ilkesinden utanıyor! 1929 büyük dünya krizi nedeniyle zaten cılız olan özel sektör yerine kamu yatırımlarının artırılması nedeniyle devletçiliğin ilke olarak benimsendiğini bilmiyor.

Bugün, devir azgın-vahşi piyasa dönemi, hiç devletçilik ağza alınır mı? Halkçılık telaffuz edilir mi?

Milliyetçilik ilkesinden de utanıyor CHP yönetimi!

Milliyetçilik kavramının; Fransız İhtilali’yle doğduğunu; ulus devletlerin kendi pazarlarını korumak ve emekçisinin sömürülmesine karşı çıkmak olduğunu bilmiyor. Oysa..

Kemalist Devrim’in milliyetçiliği; anti-emperyalisttir; yayılmacı ve ırkçı değildir.

“Aman oy kaybetmeyelim” pragmatizmiyle laiklikten ve Cumhuriyet ilkelerinden sürekli tavizler vererek ortaçağı dirilten idare-i maslahatçılar, devrim sözünden tabii ki korkar!

Anlamak istemezler:

Altı Ok, ulusal devrimci pratiğin/eylemin ilkeleridir.

Altı Ok, demokratik sivil toplum projesinin ilkeleridir.

Altı Ok, bağımsız bir ülke ve özgür bir toplum olmanın ilkeleridir.

Bunlar hiç konuşulmaz. Nasıl konuşulsun….

1990’larda CIA, Türkiye’ye yeni kimlik seçti: “Kemalizm’i bırak Ilımlı İslam’a sarıl!” Fethullah Gülenler ile yan yana gelmelerinin sebebidir bu.

Uzatmayayım…

Demek istediğim şudur:

Kemalist Devrim’in üzerindeki örtüyü kaldırma cesareti gösterilmelidir.

Korkaklıkla bir yere varılamaz.

Korkunun kaynağı, bilgisizliktir.

Y-CHP’nin benzeri Mısır’daki Vafd (Heyet) Partisi’nin parçalanmış acıklı durumu ortadadır. Avrupa’daki sosyal demokrat liderlerin de halini gördük.

Kör çıkmazlardan büyük çıkış; Mithat Paşa’dan Mustafa Kemal’e uzanan devrimci birikimlere sahip olunarak yapabilir.

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Odatv.com

Hiçbir öngörüsü tutmayan o yazar CHP ile ilgili ısrarla neden bunu yazıyor - Resim : 1

CHP parti soner yalçın arşiv