Odatv Meclis’te unutulan dosyayı çıkardı... "Her tarikatın lideri maddi kaynakları üye sayısı açıklanmalı"

Sami Menteş yazdı: Anlaşılıyor ki bu raporlar, hükümet tarafından çekmeceye kaldırıldı ve üzerleri toz tuttu…

FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden 6 yıl geçti.

15 Temmuz'un üzerinden geçen 6 yılın ardından hala "FETÖ tehlikesi geçip geçmediği" üzerine tartışmalar yürütülüyor.

Türkiye'nin bir daha böyle bir olayla karşı karşıya kalmaması için çeşitli raporlar hazırlandı, analizler yayımlandı.

MECLİS'İN RAPORUNDAKİ TARİKAT UYARISI

15 Temmuz darbe girişiminin ardından TBMM'de 15 Temmuz Meclis Araştırma Komisyonu kuruldu. Komisyonun çalışmaları kadar, hazırladığı raporun Meclis'te okunmaması da tartışma konusu oldu.

Raporda yer alan birçok başlıkla ilgili çok şey söylenebilir... Ancak bu haberimizde, raporda yer alan "Diyanet İşleri Bakanlığı Bünyesinde Alınabilecek Tedbirler" başlığına değineceğiz.

Komisyonun hazırladığı raporda, Diyanet'le ilgili tespitlere ve önerilere yer verildikten sonra, tarikat ve cemaatlerin işleyişine dair tavsiyelerde bulunuldu.

“HER CEMAATİN VE TARİKATIN LİDERİ, MADDİ KAYNAKLARI ÜYE SAYISININ DEKLARE EDİLMESİ SAĞLANMALIDIR”

Konuyla ilgili şu ifadeler yer aldı:

"Diyanet İşleri Başkanlığının sivil dinî yapı ve oluşumlar karşısındaki konumu, izleyeceği politika, onlarla ilişkileri ve sorumlulukları netleştirilmelidir. Bu tür yapı ve oluşumların izlenmesine yönelik hukuki düzenleme ve idari yapıların etraflıca tartışılması ve değerlendirilmesi gerekmektedir. Oluşturulacak bir denetim mekanizması aracılığıyla tarikat ve cemaatlerin özellikle maddi kaynakları, yapılanmaları ve ürettikleri hizmetler mercek altına alınmalı, her cemaatin ve tarikatın lideri, dinî anlayışı ve hedefleri, kavramları, kabulleri, maddi kaynakları ve birikimi, üye sayısı, yurt içinde ve yurt dışındaki birikiminin kamuoyuna açıkça deklare edilmesi sağlanmalıdır. Dinî yapılarla ilgili olarak geçmiş dönemlerde getirilen yasaklama ya da baskılama politikaları, sorunu çözmemiş aksine daha da içinden çıkılmaz hale getirmiştir. Ancak bunları kontrolsüz bir şekilde serbest bırakmak ya da görmezden gelmek de büyük bir risktir. Şu halde izlenecek en uygun yol, dinî alanda bir yanda en yüksek seviyede özgürlük sağlamak, diğer yandan da bunu dengeleyecek yeterli denetim ve kontrol mekanizmalarını tesis etmektir"

Meclis raporunda yer alan bu uyarı önemliydi. Çünkü, FETÖ de bir cemaat olarak örgütlenmiş, kamuda yargı, emniyet, silahlı kuvvetler, istihbarat gibi birçok kritik alanda kadrolaşmıştı. Bugün ise, FETÖ’nün boşalttığı iddia edilen yerlere başka cemaat ve tarikatların müritlerinin yerleştirildiği belirtiliyor.

EMNİYETİN RAPORUNDAKİ TESPİT

Cemaat ve tarikatların kapalı yapısı devam ederken, akıllara Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı, FETÖ’nün Emniyet’teki mahrem yapılanmasıyla ilgili hazırladığı rapor geldi.

“FETÖ silahlı terör örgütü Emniyet mahrem yapılanması raporu” başlıklı raporda, FETÖ’nün Emniyet mahrem yapılanmasına yönelik yapılan soruşturma kapsamında elde edilen dijital materyallerin incelenmesi ve devamında yapılan çalışmalarla tespit edilen konular ele alındı.

Raporun en dikkat çekici kısmı ise; FETÖ’cü polislere yönelik operasyonların başlamasının ardından, örgüt üyelerinin yakalanmaması için “renklendirme” yöntemini kullanmaya başlamaları oldu. Emniyet içindeki FETÖ’cü polisler “renklendirme” yöntemiyle başka grupların arasına karışıyor, diğer grupların içine sızıyordu.

Emniyet’in raporunda “renklendirme”yle ilgili olarak şu bilgilere yer verildi:

“Yapılan operasyonlar ve adli soruşturmalar ile örgütün çözülmesi neticesinde; kamufle olarak kuvvet kazanmak, yeniden devlet kurumlarına sızmak ve ayrıca sosyal medyada provokasyonlar üreterek mevcut hükümete karşı halk ayaklanması vb. huzursuzluklar yaratmak için geliştirdikleri bu yöntemin; hem kamu kurumu, hem günlük yaşam hem de sosyal medya içerisinde denendiği, ele geçirilen dokümanlardan da anlaşılmaktadır.”

Raporda, FETÖ’cülerin kendilerini gizlemek için başka vakıf, dernek, siyasi parti, cemaat üyesi gibi gösterdikleri, bu oluşumların içerisinde faaliyet göstererek kamudaki varlıklarını sürdürdükleri kaydedildi.

Raporda yer alan bir belgede, FETÖ’cülerin Nakşi, Kadri, Halveti, Nur cemaatleri, Erenköy, Çarşamba, İslamoğlu cemaati ve diğer dini cemaatlere mensup gibi görünme konusunda talimat verildiği görülüyor.

TEKRAR YAŞANMAMASI İÇİN…

Meclis ve Emniyet’in hazırladığı raporlar göz önüne alınırsa, hükümetin tarikat ve cemaatlere yönelik atması gereken adımlar bulunuyor. Adımlar atılmalı ki, Türkiye yeniden 15 Temmuz gibi bir sürecin içinde kendisini bulmasın…

Ancak, anlaşılıyor ki bu raporlar, hükümet tarafından çekmeceye kaldırıldı ve üzerleri toz tuttu… Bugün Türkiye’de hala hangi cemaat ve tarikatın hangi kamu kurumunda kadrolaştığı tartışılıyor.

Sami Menteş

Odatv.com

Odatv Meclis’te unutulan dosyayı çıkardı... "Her tarikatın lideri maddi kaynakları üye sayısı açıklanmalı" - Resim : 1

Odatv Meclis’te unutulan dosyayı çıkardı... "Her tarikatın lideri maddi kaynakları üye sayısı açıklanmalı" - Resim : 2

OdaTv