Havacıların Genelkurmay Başkanlığı sevdası

M. Ayhan Kara yazdı

Hava Orgeneral Muhsin Batur 25 Eylül 1999’da ikinci by-pass ameliyatı sonrasında yaşamını yitirdi. Onu ilk olarak Bedri Baykam’ın AKM’deki 68’li Yıllar sergisinde görmüştüm. Bir Deniz Gezmiş resminin önünde 6 Mayıs 1972’de imzacısı olduğu 12 Mart Muhtırası sonrasında idam edilen o gençlik lideriyle göz gözeydi. O anı, “68 Yıllar ve O An” başlığıyla gazetede yazmıştım. Muhayyel 9 Mart’ın önde gelen orgenerali Batur, 12 Mart’a fit olup imzayı atmış ve 9 Mart’ı bastıran Genelkurmay Başkanı Orgeneral Memduh Tağmaç’ın arkasında hizaya geçmişti. 9 Mart için Doğan Avcıoğlu’na anayasa taslağı hazırlattıran, Denizlerin harekete geçmesi için ortam hazırlatan “Uçan General” şimdi Avcıoğlu’nu kahreden, Deniz’leri idama götüren 12 Mart’ın imzacısıydı. Bu yaman çelişkinin kahramanını sözünü ettiğim o sergiden sonra bir de Moda Burnu’nda gördüm. Tek başına dolaşıyordu ve bendenizin de klasik Moda yürüyüşü sırasında karşılaştık. Tabii iki karşılaşmada da tanısam da hiç tanışmak istemedim, içimden gelmedi. Yıllar sonra da yine Moda’da eşi Leman Batur’la bu kez temas etmek durumunda oldum.

1973’te emekli olduktan sonra kontenjan senatörü iken CHP’ye katıldı ve 6. Cumhurbaşkanı Korutürk sonrasında CHP’nin cumhurbaşkanı adayı olsa da kilitlenmeden dolayı seçilemedi. AP ona geçit vermedi. Adnan Menderes’i 27 Mayıs’tan sonra tutuklayan, jetleriyle sivil eylemcileri destekleyen bildiriler attıran subaydı. 27 Mayıs sonrasında Kütahya Valiliği ve Belediye Başkanlığı yaptı. Faruk Gürler’in Genelkurmay Başkanı olması için Ankara’da jetleri alçaktan uçurmuştu. Batur, Talat Aydemir’in ihtilal girişimlerinde ise uçaklarıyla sivil iktidardan yana almıştı. 1968’de korgeneral iken YAŞ üyesi, 1969’da orgeneral oldu ve 1973’e kadar yaklaşık dört yıl Hava Kuvvetleri Komutanlığında bulundu.

GENELKURMAYA ÇIKMAK İSTEYEN “UÇAN GENERAL”

Güçlü ve ihtiraslı general Batur, görev döneminde Cumhurbaşkanı Sunay’a tek başına muhtıralar verecek kadar özgüvenliydi! Orgeneral iken dahi uçmasından dolayı “Uçan Genaral” lakabıyla anıldı. En büyük arzularından birisi de TSK’daki geleneklerin aksine 12 Mart’taki kritik rolünün de etkisiyle havacı olmasına karşın genelkurmay başkanı olmaktı. Genelkurmay Başkanı iken istifa edip Cumhurbaşkanı adayı olan Gürler seçilseydi, kendisiyle örtük olarak yaptığı pazarlığa binaen genelkurmay başkanı olmayı beklediği dönemin kulislerinin güçlü söylentisiydi. Ancak Gürler’in seçilememesi, Korutürk’te uzlaşılması Batur’un planlarını bozdu ve emekliye ayrıldı. Batur, yeniden 6. Cumhurbaşkanı Korutürk tarafından kontenjan senatörlüğüne atandı.

DEĞER’İN “ERKAYA’YA GENELKURMAY YOLUNUN AÇILMASI” FANTEZİSİ

Şimdi asıl üzerinde durmak istediğim konuya geliyoruz… Daha doğrusu Batur’un genelkurmay için niyetlendiğini belirttik yukarıda… Yıllar sonra, 28 Şubat sürecinin Deniz Kuvvetleri Komutanı Ora. Güven Erkaya ile ilgili olarak Emekli Albay Emin Değer’in oğlu olan gazeteci Evren Değer’in Radikal’de “Emir Komuta Denklemleri” başlıklı ve “Orduda yeni komuta kademesinin şekillenmesi ‘çok bilinmeyenli denkleme’ döndü. Bunlardan biri de Deniz Kuvvetleri Komutanı Erkaya’ya Genelkurmay yolunun açılması” spotlu haberi gündeme geldi. (Radikal, 19 Temmuz 1997) Buna göre, bir havacıdan yıllar sonra denizci genelkurmaya gidebilirdi. Haberin Erkaya ile ilgili olan doğrudan kısmı şöyle:

“Senaryo 3: Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Erkaya’nın da görev süresinin bir yıl uzatılması gündemde. Bu olasılık gerçekleşirse Oramiral Erkaya’nın önümüzdeki yıl Orgeneral Karadayı’dan boşalacak Genelkurmay Başkanlığı’na getirilme şansı bulunuyor. Çünkü bu yıl oramirallikte 5. yılını dolduran Erkaya, görev süresi uzatılırsa önümüzdeki yıl en kıdemli olarak bu koltuğa oturacak.”

Bir asker çocuğu ve önemli bir entelektüel ve hukukçu asker çocuğu olan Evren Değer’in ordudaki teamülleri bilmemesi düşünülemez. O zaman demek oluyor ki Değer’in bu haberi çok abartılı ve zorlama!

FIRTINA’NIN OKUDUĞU HAYALİ MEKTUPTAKİ ARZU

Ancak… Havacıların genelkurmay başkanlığı sevdası sürüyordu. Tepesine “Balyoz” inenlerden, önceki Hava Kuvvetleri Komutanlarından İbrahim Fırtına’nın bir havacının genelkurmay başkanı olduğunu görme arzusu bakın nasıl ortaya konmuştu.

Hava Kuvvetleri Komutanı Org. Fırtına, Hava Harp Okulu 2004-2005 eğitim öğretim yılında henüz lisede okuyan bir öğrenciden gelem mektubu okur. Öğrenci, hayallerini yaşamış gibi anlatmaktadır mektupta. 9 Temmuz 2004 tarihli, salondaki komutan ve Harbiyelileri duygulandıran mektupta Hava Harp Okulu’na kabul edilen bir pilot adayının olası uzun görev macerası hayalleri yer almaktadır. Sıra orgeneralliğine geldiğinde mektup şöyle devam eder:

“Orgeneral iken Harp Akademileri Komutanlığı ve Hava Kuvvetleri Komutanlığı görevlerinde bulunmuştum. Kuvvet Komutanlığımın son YAŞ toplantısında benim genelkurmay başkanı olma kararım çıkınca çok sevinmiştim. Çünkü o güne kadar olan ilk havacı genelkurmay başkanıydım ve bu çok zor bir şeydi. Çünkü TSK geleneğinde bir kara orgenerali dışında bir orgeneralin veya oramiralin genelkurmay başkanı olması yoktu. Ama o gün bu gelenek değişti ve bir hava orgenerali genelkurmay başkanı oldu. Bunu da teklif eden o günkü genelkurmay başkanıydı. İşte o gün kendimden tam anlamıyla gurur duyuyordum.”

Mektubu 6 Ekim 2004’te Hürriyet’teki köşesinde Tufan Türenç; “Hava Kuvvetleri Komutanı Org. Fırtına’ya Gelen Mektup” başlığıyla yayınlamıştı (Bu arada, geçenlerde Soner Yalçın yazınca farkettim; Kırmızı Kedi’nin editörü olan Muhsin Batur’un oğlu Enis Batur, İbrahim Fırtına’nın kitabını yayınlamış).

Kumpas davalarına ve tutuklamalara kadar genelkurmay başkanlığına gelmenin olağan seyri şöyleydi hemen hemen: Geleneksel olarak Kara Kuvvetleri’nden bir orgeneral genelkurmay başkanı olurdu. Olağanüstü bir istifa, emeklilik vb. yaşanmamışsa 1. Ordu dışındaki ordulardan birindeki ordu komutanı (2. Ordu, 3. Ordu, Ege Ordu) önce 1. Ordu komutanı yapılır, oradan da Kara Kuvvetleri’ne ve önü açıksa Genelkurmay’a gelirdi. Bu bir teamüldü.

Peki Kara Kuvvetleri’nden bir orgeneralin Genelkurmay’a gelmesi geleneği devam etmeli mi? Batur’un arzusu ve Erkaya fantezisi bir yana, Fırtına’nın okuduğu hayali mektup aslında artık Hava Kuvvetleri’nden bir orgeneralin de Genelkurmay’a çıkmasının zamanının geldiğini daha 16 yıl önce ortaya koyuyor. Bana göre de neden olmasındı? Hava Kuvvetleri’nin o kadar ağırlığı vardı. En azından arada bir olabilirdi sıklıkla olmasa da.

Fakat ya şimdilerde? Kartalın başının kopması bir yana, Genelkurmay Başkanının esamisi okunmuyor ki hangi kuvvetten olduğu önemli olsun! Artık orduya Milli Savunma Bakanı komuta ediyor, herkes ona bağlı ve direktifler ondan çıkıyor.

M. Ayhan Kara

Odatv.com

Havacıların Genelkurmay Başkanlığı sevdası - Resim : 1

genelkurmay başkanlığı havacılar arşiv