HANGİ ÜNLÜ ŞAİR “KAPAT O ALETİ” DEDİ

Ayhan Bozkurt'un azarlanma anıları

Bağıra bağıra şiirlerini okuyorum.

O zamanlar herkes adeta kan kusuyor O’na…

Kimisi “dönek” diyor, kimisi “artık İsmet Özel’i sevmiyorum” diyor.

Bense söylenenleri anlıyorum ama pek o tarafıyla ilgilenmiyorum.

Biliyorum ki o gerçek bir şair!

Şiirlerindeki isyanı hissediyorum…

Onunla oturup, konuşmak istiyorum.

Tarih: 1998…

Telefonun diğer ucunda İsmet Özel var…

“Hocam” diyorum, “ Sizinle görüşmek istiyorum”

“Ne için görüşeceğiz” diye soruyor.

“Şiir kitaplarım var, siz sevdiğim şairlerdensiniz. Eğer müsaade ederseniz, sizinle röportaj da yapmak istiyorum.”

“Röportaj yapmam ama oturup konuşalım” diyor…

Randevulaşıyoruz…

Çengelköy - Çay Bahçesi…

O zamana kadar kimse İsmet Özel ile röportaj yapmamıştı.

Ben yine de bir ihtimal razı olur diye yanıma ses kayıt cihazımı alıyorum.

Elimde kendi şiir kitaplarım, Çengelköy’de buluşuyorum İsmet Özel ile.

Oturuyoruz…

Dikkatini çekmiş olacak; bana “28 numaralı Oda” isimli şiir kitabımın adının ne anlama geldiğini soruyor.

“28 yaşında yazdım o şiirleri” diyorum.

Gülümsüyor, “28 yaş bir şair için çok önemlidir” diyor.

Usta bir şairin genç bir şaire karşı anlatılacağı ne varsa anlatıyor o an bana…

Şiir ve edebiyat çevresinin olmadığından, artık bir şiiri okuyarak o şiirin tadına varılamadığından yalnızca pazarlıkların var olduğundan söz ediyor…

Şiirin, bir dünya görüşünün kaynak metinleri olarak değerlendirmenin yanlış olduğunu vurguluyor.

Sohbetimiz devam ediyor...

Kendisine karşı eleştirileri soruyorum: “Komünist bir şair nasıl olur da muhafazakar olur?”

“Ben hiç komünist olmadım ki” diye yanıt veriyor…

“1970 yılında “Halkın Dostları” adlı dergiyi birlikte çıkardınız Ataol Behramoğlu ile… Mektuplaşmalarınız” diyorum.

Bu sırada dayanamayıp, ses kayıt cihazını çıkararak, “izin verin lütfen kayıt yapayım” diyorum…

Sert sert yüzüme bakıyor, “Kapat o aleti” diyor.

“Kapalı” diyorum, “izin verirseniz…” sözümü hemen kesiyor ve yüksek bir ses tonuyla azarlıyor beni, “kaldır onu.”

“Tabii, özür dilerim” diyerek, ses kayıt cihazını çantama koyuyorum…

“Ben kimseyle röportaj yapmak istemiyorum. Seninle sohbet için buradayım. Ya da bir an önce kalkalım” diyor.

“Sivas olaylarını konuşalım” diye söze yeniden başlıyorum.

Susuyor, biraz öfkeli, “şiir konuşmuyoruz, kalkalım” diyor yeniden…

Çengelköy’de yürüyorum tek başıma…

İsmet Özel’in şu dizeleri geliyor aklıma:

“Gece arsızca kükrüyor paslı beyninde şehrin

küfre yaklaştıkça inancım artıyor”

“Evet” diyorum kendi kendime “inancın arttı senin…”

Ayhan Bozkurt

Odatv.com

İsmet Özel ataol behramoğlu ayhan bozkurt arşiv