HANGİ LİBERAL SOLCU ACI ÇEKMİŞ?

Doğan Yurdakul'un kaleminden!

Ertuğrul Özkök, bazı sözde aydınları eleştirdiği dünkü yazısının bir yerinde şöyle diyordu: “Askeri darbelerde çektiği acıları hatırlayıp, "Şimdi acı çekme sırası onlarda" diye düşünebilen, hissedebilen, en vahimi de bunu açıkça yazabilecek kadar kendini kaybetmiş bir sözde aydın…”

Başkalarının mağduriyetine sevinip bundan bir intikam zevki çıkaranların vicdansız olduklarına tamamen katılıyorum. Hatta onların insanlıklarından bile kuşku duyulması gerektiğini düşünüyorum.

Ama yazıda itiraz ettiğim bir nokta var: Bu sözde aydınlardan hangisi, hangi darbe döneminde acı çekmiş?

Cemaatçisinden, ikinci cumhuriyetçisine kadar tüm Ergenekon gürültücülerini lütfen teker teker gözünüzün önünden bir geçirin. Sözüm ona “darbe düşmanı” kesilmiş bu insanlardan acaba hangisi, hangi darbe döneminde zulüm görmüş? Hangisi kontrgerillanın işkence tezgahından geçmiş? Ziverbey’de “misafir olmuş?” Aralarında Yassıada’da, Mamak’ta veya Zincirbozan’da yatmış kaç kişi var? Kaçı ömrünün yetmeyeceği kadar hapis cezasına çarptırılmış? Acı çekmeyi bir tarafa bırakın, hangisi o dönemlerde darbecilere karşı sesini yükseltmiş? Onların darbe dönemlerinde de tuzları kuruydu, şimdi de kupkuru!

Velevki acı çekmiş olsunlar, o zaman çekilenler bugün başkalarının zulüm görmesine “oh olsun” deme hakkını verir mi? Üniformalı faşizme hayır deyip, sivil faşizme evet demek hangi demokratlık kitabında yazıyor? Herkesin telefonlarının dinlenmesine, insanların sabaha karşı evlerinden alınmasına, tutukluların cezaevlerinde ölüme terk edilmesine ses çıkarmamak için insanın nasıl bir “rövanş alma” şehvetine kapılması gerekir?

Bir de bunların “darbeci” diyerek peşinen suçlu ilan ettikleri, hatta idamını istedikleri kişilere bakın. Üç örnek vereyim: İlhan Selçuk, Doğu Perinçek, Hikmet Çiçek. Darbe dönemlerinde en çok acı çekmiş insanlardan üçü. Siyasi görüşlerine katılayım veya katılmayayım, onların insan haklarının bir kez daha çiğnenmesine sevinmenin vicdanla ve insanlıkla ilgisi olduğunu sanmıyorum.

Benim babam Demokrat Parti döneminde zulüm görmüş valilik mesleğini terk etmek zorunda kalmış koyu bir CHP'liydi. Menderes'in idamından sonra üzüntüsünden kalp krizi geçirip vefat etti. Ben vicdanı da, insanlığı da ondan öğrendim.

Bu yaşananlar karşısında ayıp sözcüğü herhalde kendinden utanmış olmalıdır.

Ragıp Duran’a not: Sevgili kardeşim Ragıp. Taraf gazetesine verdiğin röportajın sansüre uğradığını anlatan yazını okudum. Bildiğim kadarıyla sen bir zamanlar Aydınlık hareketinden bu tür uygulamalar yüzünden ayrılmıştın. Yoksa bu yaşa geldin, hâlâ sekter ideolojik yapılanmalarda arkadaşlık, fikri yakınlık falan gibi şeyler olmadığını öğrenemedin mi? Şimdi gazetecilik öğrettiğin öğrencilerinden biri parmak kaldırıp “Hocam bu ne iş?” diye sorsa, ona “Hocanın dediğini yap, yaptığını yapma” mı diyeceksin? Kusura bakma, dost acı söyler, bilirsin…

Doğan Yurdakul

Odatv.com

Ertuğrul Özkök Ragıp duran ikinci cumhuriyet arşiv