Haluk Koç, Başbakanı köşeye sıkıştırdı

CHP sözcüsü Prof. Dr. Haluk Koç, çok fazla konuşmayan biridir. Onun söylediği şeyler ciddiye alınmalı, iddiaları üzerinde de dikkatle durulmalıdır....

CHP sözcüsü Prof. Dr. Haluk Koç, çok fazla konuşmayan biridir. Onun
söylediği şeyler ciddiye alınmalı, iddiaları üzerinde de dikkatle
durulmalıdır.

Tayyip Erdoğan'a yönelttiği ve içinde 'yenir yutulur olmayan' iddialar
taşıyan sorulara, bakalım Başbakan nasıl yanıt verecek...

Sorduğu sorularla; Başbakan Erdoğan, MİT Başkanı Fidan ve terörist
başı Öcalan'ın 'mutabakatını' sorgulayan Haluk Koç, bu'mutlu
birlikteliği' açığa çıkarma gayreti içinde.

Tayyip Erdoğan'a soruyor;

"MİT Başkanı Fidan Oslo'da, Tayyip Erdoğan ile Öcalan'ın yüzde 90-95
mutabık olduğunu söyledi. Tayyip Erdoğan ile Öcalan hangi konularda
kucaklaşıyorlar?"

"Öcalan'dan Kandil Dağı'na kaç mektup gönderildi ve bunu kimler götürdü?"

"Oslo Mutabakatı'nın metni neden gizleniyor?"

"Federasyon, Özerklik veya Konfederasyon sözü verildi mi?"

****

Elinde belge olmadan konuşmayan insandır Haluk Koç...

Söylediklerinden, elinde en azından Kandil-İmralı arasında gidip gelen
mektupların olduğu anlaşılıyor. Elbette bu mektupları kimin getirip
götürdüğü de...

Başbakan bu kez sesini kısmış ve sinmiş görünüyor.

Kılıçdaroğlu Afyon'daki olay için -generallerden aldığı bilgiye
dayanarak- %90 sabotaj dediğinde ayağa fırlamış ve onu suçlamıştı.

Kılıçdaroğlu'nun, haber kaynağını açıklamayacağını bildiğinden, "Kim
söylediyse bize bildir. Yoksa karışmam!"
türünden basit meydan okuma
yoluna gitmişti.

Ama Haluk Koç'un sorduğu sorular karşısında sesi kısıldı...

Herkes şimdi ondan bu sorulara yanıt bekliyor.

Soruların sadece biri bile doğru olsa, Tayyip Bey'i önce bu millet
cezalandırır, sonra da -eğer hala adalet varsa- yüksek mahkemeler...

****

Kılıçdaroğlu'nun, bir komutanın açıklamalarına dayanarak dile
getirdiği, Afyon'da sabotaj iddiası karşısında Erdoğan, "Genelkurmay
Başkanı, Kılıçdaroğlu'nu mahkemeye verecek"
demişti.

Belli ki Genelkurmay Başkanı Necdet Özel'e; "Kılıçdaroğlu için dava
aç!"
talimatı vermiş.

Necdet Özel, amirinin bu talimatını elbette 'seve seve!' yerine getirir.

Ama bu davayı açabilmek o kadar kolay değildir. Vicdanların çok ama
çok rahat olması gerekir.

Bu davayı açabilecek olan Genelkurmay Başkanı Necdet Özel'in üç
konuda rahat olması gerekir:

İlki; Afyon'da yaşanan acı olayın nedeninin bir sabotaj veya sabotaj
sayılabilecek derecede bir ihmal olmadığına -Başbakanı mutlu etmek
için görünüşte değil, yürekten- emin olması gerekir.

(Öyle ihmaller vardır ki, sabotajdan daha tehlikelidir.)

İkincisi; Kültür ve Turizm Bakanı'nın sözlerini duymazlıktan
gelebilecek kadar bir yandaşlığın içinde bulunması gerekir.

Hatırlarsanız, Ertuğrul Günay'ın söylediği sözler bir Genelkurmay
Başkanı için yenir yutulur türden değildi.

"Afyon'daki soruşturmayı asker değil, polis yapıyor. Çünkü asker
sabotajı tespit etse bile örter!" demişti.

(Bir Genelkurmay Başkanı, nasıl olur da, kendisine ve başında
bulunduğu orduya karşı böylesine aşağılayıcı bir ifade karşısında
susar, bu da ayrı bir konu)

Ücüncüsü ise, Genelkurmay Başkanının TSK içindeki konumu ile
ilgilidir. Sayın Necdet Özel, Genelkurmay Başkanı olabilmek için kendi
komutanlarının ortak hareketinden ayrılmış ve Tayyip Erdoğan
tarafından bu makama getirilmiştir.

Bu durumun ona yüklediği yük hafif değildir. Buna ek olarak, bir de
Başbakanla 'emir-komuta' ilişkisi içinde bir görüntü vermesi, TSK
içindeki rahatsızlığı daha da artıracaktır...

****

Orduyu direkt olarak suçlayan Ertuğrul Günay'ı duymazlıktan gelerek,
bir sabotaj ihtimaline dikkat çeken Kılıçdaroğlu'nu mahkemeye vermek...

Gülerler insana...

Eminim bunu 'tak-şak' paşa bile yapmazdı...

****

Keser döner sap döner...

Prof.Dr. Suat Çağlayan

Odatv.com

arşiv