Haftanın takımları Göztepe ve Sivasspor

Süper Lig’de 14. haftada geride kaldı ve üç hafta sonra devre arası…

Süper Lig’de 14. haftada geride kaldı ve üç hafta sonra devre arası… Dikkatli okurlarım farkındadır; geçen sezonlarda her hafta olmasa bile sıklıkla Süper Lig’de Haftanın Panoraması” yapardım. Cemil Usta Sezonunda bir türlü içimden gelmedi, ittire kaktıra da olmazdı. Nihayet ilk haftanın panoraması 14. haftaya kaldı!

HAFTANIN PANORAMASINDAN NEDEN SOĞUDUM?

Peki neden? Birincisi, yayıncı kuruluşla TFF ve Kulüpler Birliği arasındaki anlaşma maçların başlayacağı hafta ancak, o da zoraki imzalarla imzalandı. İkincisi, mali yapı, daha doğrusu ‘iflas’ yüzünden doğru düzgün transferler yapılamadı. Üçüncüsü, ilk haftadan itibaren gördük ki bu atmosferde futbol da yok! Evet, bu sezon futbol yok doğru düzgün. Örneğin İzmir’de zevk aldığım tek maç Göztepe-FB maçı oldu. Bir parça da Göztepe-Y.Malatyaspor… O kadar… Bazı BJK, Trabzonspor, Başakşehir, Alanyaspor ve Sivasspor maçlarının da seyir zevki verdiğini belirtebilirim. Sonuçta 200 küsur maçtan yüzde 10’unda futbol ancak vardı diyebilirim. Dördüncü etken ise hakemlerin inisiyatifi VAR’a bırakmaları önemli ölçüde ve bazen de VAR ve hakemlerin her ikisinin de inisiyatifi elden bırakmaları!

RIZA HOCA’NIN SÜKSELİ SİVASSPOR’U

14. haftanın takımları Göztepe ve Sivasspor. Sivasspor 30 puanla lider ve bu hafta da zorlu rakibi Y. Malatyaspor’u deplasmanda 3-1’le geçti. Keza Göztepe de yine deplasmanda müthiş taraftarı önünde mutlak üç puan için sahaya çıkan Ankaragücü’nü sürklase ederek 3-1’le geçti.

Sivasspor için “şampiyon adayı” yakıştırması yapılıyor ister istemez puan cetveline bakılarak. Trabzonspor ve Bursaspor’dan sonra lig kupası bir başka Anadolu takımına, Sivasspor’a gidebilir mi? Neden olmasın BJK’nın transfer yapamayacağı, GS’nin yerlerde süründüğü, FB’nin istikrarı yakalayamadığı, Trabzonspor’un kadro alternatifinin az olduğu, Başakşehir’in gazının kaçtığı bir ligde? Sivasspor’un istikrarı yakaladığı ve haftalarca galip gelebildiği ligde zirveyi koruması için ilk yapması gereken eldeki oturmuş kadroyu devre arasında futbolculara gelecek teklifleri bertaraf ederek tutabilmesi… Rıza Hoca’nın takıma katkısı yadsınamaz, ancak onun istediklerini yapabilmesi hazırladığı bu takımla mümkün. Elden çıkan futbolcu olsa da eş ayarının mutlaka alınması şart. “Sivasspor” demişken bir de “Mert Hakan” demek istiyorum. Bu “10 numara” futbolcuyu sahada ilk olarak 3. Lig’de Tire 1922 forması giyerken Kasımpaşa-Tire 1922 kupa maçında İstanbul’da izlemiştim. Oğlum Deniz’in arkadaşıymış ve çok üzerinde durunca izleme gereği duydum. Mert Hakan ilk yarısı 0-0 biten maçın hakikaten dikkat çeken futbolcusuydu ve aklımda kaldı. Nitekim daha sonra 2. Lig’den Menemenspor’a, sonrasında Trabzonspor’a ve nihayet Sivasspor’a geldi ve burada aranan ve ligde dikkat çeken 10 numara oldu. Göztepe’nin radarına nasıl takılmadı İzmir’deki bu 10 numara, hayret doğrusu… “Hakan Arslan” da demek gerek… Kaptan takımın adeta dinamosu gibi ve dikine oynayan, futbola yakışan bir isim. Onun da katkısı çok.

GÖZTEPE HAVASINI BULUYOR, ÇIKIŞTA…

Haftanın diğer takımı Göztepe’ye gelince… Tamer Tuna ayrılığı sonrasında kaleci antrenörü Suat Arıcan’la deplasmanda gelen Trabzonspor galibiyeti tam bir kaldıraç oldu. Süper Lig deneyimi olmayan genç teknik direktör İlhan Palut’un mesaisi aslında iyi bir sezon hazırlığı ve eksiksiz bir takımla başladı diyebiliriz (Tek eksik birinci sınıf bir santrfor, belki bir de sağ bek alternatifi; Murat henüz oraya hazır değil ve ikinci bir Tanju gibi). Fakat mental sorunlar olduğu açıktı takımda. Palut, hırslı ve maçı yaşayan bir teknik direktör. Antrenmanını izlemedim ama maçı o kadar yaşadığına göre antrenmanda nasıl olduğunu tahmin edebiliyorum. Sonuçta Palut’lu Göztepe 4 maçtan 8 puan çıkardı fakat enteresan biçimde; iki iç saha beraberliği, iki deplasman galibiyetiyle! Palut’a birkaç önerim olacak… Birincisi, Göztepe tempo yaptığında skor üreten ve rakibi rahatsız edebilen bir takım. Durarak ve yan paslarla, geri paslarla futbol Göztepe’yi yakıyor… İlk yarının sonunda ve maçın sonunda bu takım konsantrasyon sorunu yaşıyor ve kalesinde gol görebiliyor bu yüzden. Bunun için özel çalışma şart. Başka bir konu, penaltılar… Alpaslan, Serdar, Soner ve Deniz penaltıcı. Kaçan penaltılara bakarsak penaltı için de, ayrıca frikik için de ekstra zaman ayırıp özel çalışma yapmak gerektiği kanısındayım. Son bir not da Palut’a Yasin’le ilgili; bu oyuncu geçen sezonun en skorer oyuncusu! 8 gol 2 asistle oynamıştı. Bu sezon gol kısırlığı çeken bir Göztepe var fakat Yasin’den yararlanılma yoluna gidilmiş değil. Oysa Yasin kaptan olarak sahaya çıktığı kupa maçlarında maçı sürükleyen, koparan, gol ve asistlere damga vuran oyuncu oldu. Evet, kanatlarda Serdar ve Halil daha yırtıcı, fakat onlardan birinde sorun olduğunda veya gerektiğinde Yasin’e de süre vermek iyi olur (Halil 14 maçta nihayet ilk golünü attı! O da yerde yatarken! Göztepe’nin çocuğu iki ayak üzerindeyken yapamadığını yatarak yapabildi! Serdar’ın ise iki golü de jeneriklikti ve haftanın golleriydi). Bu arada Beto’nun nükseden sakatlığı sonrasında ikinci yarı süre alan kaleci Göktuğ da dört dörtlük oynadı ve bilhassa hava toplarında rahatça çıkarak güven verdi. Beto’dan sonra kalenin sahibi belli diyebiliriz.

İkinci yarı Ankaragücü’nü adeta sürklase eden Göztepe’de ilk yarıyı hiç beğenmediğimi not edeyim. İlk dakikada gol atıp öne geçiyorsunuz ama hemen arkaya yaslanıyorsunuz bütün bir devre! Nitekim kalenize gol de giriyor! Palut, ne yapıp edip oyuncularını arkaya yaslatmamalıydı. O kadar geri pas olur mu? Bu da ayrı bir zaaf…

Göztepe’de yönetime de bir önerim olacak; bu takım ligde sezonu performansına ve rakiplerinin performansına göre 7-12 arasında bir yerde tamamlar. Düşme tehlikesi yaşamaz. Ancak beşincilik hedefi koyulursa bir dahaki sezon için de yararlanılması düşünülecek üç futbolcuya gereksinim var; birinci sınıf bir santrfor, birinci sınıf bir göbek orta saha ve Gassama’ya alternatif iyi bir sağ bek. En azından eldekilerden birisini çıkarıp beklentilere karşılık verecek ve skor üretebilecek bir santrfor için şimdiden düğmeye basılmalı.

LİGİN YUKARISI VE AŞAĞISI ŞEKİLLENDİ GİBİ

Her takımın her takımı yenebildiği, son haftalarda maçların yarısında deplasman takımlarının galip gelebildiği ligde ilk beş sıra için şimdiden -mevcut kadrolarla- yarışacak takımlar belli; Sivasspor, BJK, Trabzonspor, Başakşehir, FB, GS. Bu altı takım dışında eksiklerini giderecek şekilde transfer yapabilirlerse Göztepe, Alanyaspor ve Y. Malatyaspor da beşinciliği zorlamaya aday olurlar. Trabzonspor’un stopere, orta alan ve beklere dört takviye yapması halinde zor dönemler yaşayan Üç Büyükleri ekarte ederek Sivasspor’un da önüne geçip şampiyon olabileceğini, bunun hiç de sürpriz olmayacağını not edeyim.

Düşme hattına gelince… Artık yavaş yavaş üst sıralar ve alt sıralar için kopmaların başladığı haftalarda düşme sancısı çekecek takımlar da belli olmaya başladı. Cemil Usta Sezonunda işi en zor olan takımlar Kayserispor ve Antalyaspor. İki Ankara takımı Gençler ve Ankaragücü ile Konyaspor, Rizespor ve Gaziantep FK için de alarma zilleri çalıyor. Bu hafta 80 dakika 10 kişi oynamasına karşın BJK’ya kök söktüren Kasımpaşa’nın zaman içinde orta sıralara doğru yaklaşacağını tahmin ediyorum.

Bakalım bu lig bendenizi “haftanın panoraması” için motive edebilecek mi kalan üç haftada? Yoksa ilk yarı panoraması için mi buluşacağız?

Muzaffer Ayhan Kara

Odatv.com

Muzaffer Ayhan Kara arşiv