Gül - Erdoğan zirvesi neden iptal edildi

Kimse kusura bakmasın, Başbakan Erdoğan’ın bayram tatilinde Bodrum sahillerini denetlediği haberleri aklımızla alay etmekti. Doğrudur yatta...

Kimse kusura bakmasın, Başbakan Erdoğan’ın bayram tatilinde Bodrum sahillerini denetlediği haberleri aklımızla alay etmekti. Doğrudur yatta gezmiştir, ama çirkin yapılaşmayı gözleriyle görmek için olduğuna hiç ama hiç inanmıyorum.

Makam odasında, evinde bulunan böceklerden sonra dinlenmeye karşı çok sıkı tedbirler alan Erdoğan’ın her yerde çok çok özel tedbirlerle dolaştığı anlatılıyor.

Demek bu defa çok daha önemli görüşmeler yapacaktı ki, deniz ortasını tercih etti. Kimlerle buluştu, ne konuştu meçhûl. Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ve bazı bürokratlarla son gün pozunun bilinçli, haberli olduğunu düşünüyorum.

Bir süredir ortada fol yok, yumurta yokken Türkiye’nin Mısır’a döndürüleceği, daha açıkçası kendisinin Mursi gibi düşürüleceği endişesine kapılmıştı. Ki, Ankara’da buna dair pek çok senaryo konuşuluyor.

Üstüne Erdoğan ortadan kaybolduğunda Cemaat’in 11 maddelik muhtırası yayınlandı. Ne tesadüf bundan 2-3 gün sonra etrafında kuş uçurtulmayan, Başkan Obama’dan daha iyi gizlenen ve korunan Erdoğan yatta yakalandı!.. Normalde özel hayatına müdahale edilmesine ve gizlice görüntülenmesine kızması gereken Erdoğan, aksine gazetecilerle yat ve şort muhabbeti yaptı.

Tamamen gazetecilik önsezisi; Başbakan Erdoğan’ın denizin ortasında Cemaat başta olmak üzere muhaliflerine karşı bundan sonra izleyeceği yol haritasını belirlediğini hissediyorum.

Devam edelim:

Dün Tarabya Köşkü’nde Gül-Erdoğan Zirvesi yapılacaktı. Konunun Mısır olacağı duyuruldu. Çankaya Köşkü’nün açıkladığı randevuyu Başbakan’ın resmi günlük programında bulamadım. Saat 14.00 oldu, Erdoğan, Gül’e gitmedi. Resmi bir bilgi verilmedi. Sadece Cumhurbaşkanlığı’ndan bir görevli gazetecilere, görüşmenin Perşembe günü Ankara’da yapılacağını duyurdu.

Hürriyet Gazetesi’nden Sefa Özkaya’nın haberine göre, dün Erdoğan, Gül'le randevu saatinden önce Kısıklı’daki evinde MİT Müsteşarı Hakan Fidan’la görüşmüş. Kaçta başladığı ve ne kadar sürdüğü öğrenilemeyen bu görüşme, gazetecilerin tesadüfen MİT Müsteşarı’nın konvoyunu görüntülemesiyle ortaya çıkmış.

Gelin bu haberleri de yorumlayalım; Demek, zirvenin konusu Mısır değilimiş. Olsa, Mısır’da oluk oluk kan akarken, görüşme Perşembe’ye ertelenmezdi.

Mısır demişken, geniş bir parantez açıp, uzunca bir süredir Erdoğan ve ekibinin hedefe oturttuğu İslâm İşbirliği Teşkilâtı Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu’ndan söz etmem gerekiyor. O da İngiltere’de meşhur Exeter’de okudu. Gül’e çok yakın bir isim. O kadar ki, Erdoğan’ın siyasi yasağı sebebiyle Başbakan olduğu dönemde Gül’ün, “Göreceksiniz, onu İslâm Konferansı Örgütü’nün başına getireceğim” dediği anlatılır. O zaman değil, ama 2 yıl sonra gerçekten İhsanoğlu, İKÖ Genel Sekreterliği koltuğuna oturur. AKP de yıllarca, İKÖ’nün başına ilk kez bir Türk’ün seçilmesiyle övünür. İhsanoğlu döneminde de İKÖ İngiltere ve ABD’yle gayet uyumlu çalışır. Hatta ABD Başkan Obama tarafından Beyaz Saray’da ağırlanan ilk İKÖ Genel Sekreteri unvanını alır.

İhsanoğlu’nun en dikkat çekici önerisi, Müslüman ülkelerdeki çatışmaları önlemek için bir “İslâm Ordusu” kurulması olur.

Uzatmayayım; İhsanoğlu bölgede meydana gelen birçok olayda Erdoğan’ın görüşleriyle uyumlu tepki vermez, eski adı İKÖ, yeni adıyla İİT’nı harekete geçirmez. Mısır’da Mursi’nin devrilmesiyle de bu görüş ayrılığı ayyuka çıkar, İhsanoğlu olanlara “darbe” demeyince sık sık Erdoğan’ı destekleyen medyanın eleştiri oklarına maruz kalır.

Nihayet dün itibarıyla da Erdoğan’ın hedef tahtasına oturur. Mısır'la olan ilişkilerini donduran Hollanda ve Danimarka'ya teşekkür eden Başbakan Erdoğan, İİT için ise, “İslâm İşbirliği teşkilatının aynaya bakacak yüzü kalmamıştır” der.

Aynı gün Erdoğan’ın Yardımcısı Hüseyin Çelik de İhsanoğlu’nu daha sert sözlerle eleştirip, twitter hesabından şunları yazar:

İhsanoğlu'nun ne iş yaptığını bilen var mı? Bu zat, darbeden sonra Mursi'yi suçlamıştı. İhsanoğlu’nun Genel Sekreter seçilmesi için Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan büyük çaba harcamıştı. Hatırladıkça 'yazık' diyorum. Teşkilât, darbeye sessiz kalıyor. Böyle günlerde sesini yükseltmeyecek de ne zaman yükseltecek? Yoksa teşkilâtta herkes parası kadar mı etkin?"

Gül-Erdoğan buluşmasına 1 gün kala, hem de güya Mısır konulu zirve öncesinde, “İhsanoğlu’na yönelik bu ağır suçlamaların gerçek adresi Gül’dür” desek yanlış olur mu?

Bodrum’dan, dünkü zirveye gelişmeleri toparlarsak; Zannımca Erdoğan dün Bodrum’da belirlediği yol haritasını, kimbilir “Türkiye’yi Mısır’a döndürmek isteyenlere” karşı muhtırasını Gül’e sunacaktı.

Olmadı. Acaba görüşmeyi kim iptal etti? Ekmeleddin İhsanoğlu üzerinden gönderilen mesajdan sonra Gül mü?

MİT Müsteşarı Hakan Fidan’la meçhûl görüşmesinin ardından artık Gül’e gitmeye gerek kalmadığı sonucuna varan Erdoğan mı?

Perşembe’yi bekleyelim diyeceğim, ama Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan belli gibi!..

Müyesser Yıldız

Odatv.com

Erdoğan gül AKP arşiv