Göztepe satılacak mı

Asıl Göztepe’den bahsetmek istiyorum. Daha doğrusu Göztepe A.Ş.’nin “satılma” gündeminden…

Daha covid-19 salgınından çok önce Odatv’de kaleme aldığım yazılarda futbolun ekonomi politiğini masaya yatırmış ve iflasa doğru giden sürecin ipuçlarını ortaya koymuştum. Güzel oyun futbolu ezelebed seven bir tutkulu olarak içim kan ağlıyordu o yazıları kaleme alırken ama uyarı yapmakla da karşı karşıya idim.

Nitekim salgınla beraber Türkiye Ligi’nin kuyruğu iyice düştü. Dünyada ve Avrupa’da da, Latin Amerika’da da durum iyi değil ama bizi daha çok Süper Lig ve alt liglerimiz ilgilendiriyor.

Düşünün; haftaya ligler başlıyor ve hemen öncesinde İstanbul’da bir PR şirketiyle bir otelin sponsorluğunda BJK, FB. Sivasspor ve Antalyaspor eski TSYD turnuvalarına benzer şekilde turnuva oynayacak. Neymiş? Maçlar şifreli, kulüplerin kasasına para girecek! Durum bu kadar vahim yani. Bir PR şirketi ve bir otele mecbur olacak hale gelmişse FB’si, BJK’sı vay Süper Lig’in haline… Durum hakikaten de içler acısı…

GÖZTEPE’DE ‘SATIŞ’ GÜNDEMİ!

Asıl Göztepe’den bahsetmek istiyorum. Daha doğrusu Göztepe A.Ş.’nin “satılma” gündeminden…

Yeni Asır’ın iki önceki sezonun son maçı öncesi Göztepe’yi nasıl da ciddi ciddi ‘sattığını’ hatırlayalım!... Göztepe, Ankaragücü ile oynayacak, kümede kalması için kazanması şart ve maç haftası malum gazete peş peşe yayınlarla Göztepe’yi kesin olarak ‘satıyordu’!...

Önceki sezon da bu sezon öncesinde yazın da Göztepe A.Ş.’nin kapısına yatırımcıların geldiği, temasların olduğu bir sır değil.

Son olarak önceki günlerde Yeni Şafak’ta “Türkiye’de Bir İlk: Süper Lig Ekibine İsviçreliler Ortak Oluyor” başlıklı dikkat çeken haber vardı Göztepe ile ilgili olarak.

Habere göre Türk futbol tarihine geçecek bir anlaşmanın eli kulağındaydı. Başkan Sepil, İsviçre’deki bir yatırım fonuyla ortaklık anlaşması imzalayacaktı.

Peki, Göztepe A.Ş.’yi 6 yıl önce devralan ve başında yedinci sezona hazırlanan Başkan Mehmet Sepil’in konuya bakışı ve gerçek tablo nedir?

Önce şunları not edelim. Göztepe kulübünün olduğu Güzelyalı’nın çocuğu olan, ilkokulu da burada okuyan Sepil’in Göztepe’ye el atması ve üstelik doğru bir şekilde el atması çok iyi oldu. Camianın da takdirini kazandı. İki sezondur Kulüpler Birliği Vakfı’nın da başında görülmek istenmesi ona duyulan işbilirlik yanında güvenin de bir ifadesidir.

HEDEFLERİNİN BÜYÜK KISMINA ULAŞTI

Sepil, Göztepe’nin değerleri, camiası, taraftarları ve mazisini dikkate alan bir perspektifte işe başlamıştı. Öyle ki daha kulüp binasına gelmeden ilk durağı geçenlerde vefat eden Efsane Göztepe’nin efsane futbolcularından Bombacı Halil’in eviydi. Efsane Göztepe’nin futbolcularını her maçta evinden maçlara özel araçla aldırıp bırakması ve daha pek çok jesti gönüllerde yer etti. Döneminde birisi bendenizin kaleme aldığı Göztepe’nin Son Dört Sezonu olmak üzere üç kitap yayınlandı ve bu kitaplar Göz Göz Mağazalarında tanıtıldı, vitrine çıktı.

Sepil’in kulübü devraldığında hedefleri de belliydi, ömür boyu takımın başında olmak gibi bir niyeti yoktu. Göztepe’ye belli sıçramaları yaptıracak ve nihai hedefi sonrasında devraldığı Göztepe’yi aşağı çekmeyecek, bıraktığı yerden ileri götürecek bir anlayışa devrederek başkan-yönetici koltuğundan taraftar koltuğuna geçecekti.

Nitekim kolları sıvadı. Önce Urla tesislerini bitirdi ve Adnan Süvari Tesileri 7 yıldız bir noktaya geldi. 2. Lig şampiyonluğu, ardından ikinci sezonda play-off’tan üçüncü takım olarak 1. Lig şampiyonluğu geldi sportif olarak. 14 yıl sonra Göztepe, Başkan Sepil’le Süper Lig’deydi. Sarı kırmızlılar ‘asansör’ olmadı, Süper Lig’e tutundu ve üst üste dördüncü sezonunu oynayacak.

Bu kadar değil; Başkan Sepil, Göztepe’nin 95 yıllık rüyasını gerçekleştirdi ve muhteşem Göztepe Gürsel Aksel Stadı’nı kulübe, camiaya, İzmir’e ve Türk futboluna kazandırdı. Spor hastanesinden taraftar meydanına, sosyal donatı tesislerine ve tepedeki yürüyüş parkuruna kadar çok güzel ve işlevsel bir ambiyansa sahip stat aynı zamanda Göztepe için kalıcı gelir demekti. Stadın isim hakkı, mağaza satışları, stat sosyal ve ticari alanları, reklam gelirleri gibi ticar, gelirler Göztepe’yi kimseye muhtaç etmeden macerasına devam ettirecekti.

Ancak covid-19 salgını stat etrafındaki gelişmeleri, ticari gelirleri vurdu. Yayıncı kuruluş indirime gitti. Maçlar seyircisiz oynanmaya başladı ve önümüzdeki süreçte de salgın ve etkileri konusunda belirsizlik söz konusu.

Başkan Sepil için salgın olmasaydı bu sezon Avrupa hedefi, ondan sonraki sezon da şampiyonluk hedefi gerçekçiydi. Ne var ki salgın pek çok şeyi olduğu gibi futbolu da vurdu, hedefler ertelenecek ister istemez. Profesyonel futbol kadrosundan maliyeti düşüren çıkarmalar yapıldı ve yeni eklenen futbolcular da maliyeti düşük olanlar arasından seçilecek.

Başkan Sepil’in bir rüyası, hedefi de altyapı tesisleriydi ve Torbalı’daki arıza bu hedefte sapmaya neden oldu. Göztepe Akademi ister istemez ertelendi.

İZMİR CAZİP; TARAFTARI, TESİSLERİ, STADI VE MAZİSİYLE GÖZTEPE CAZİP

Bu koşullarda da olsa Göztepe her şeye karşın çok cazip bir marka; endüstriyel futbol ile amatör güzel oyun futbolun kesiştiği maziden güç alan boyutuyla parlayan bir yıldız. Düşünün; 14 Haziran’larda kuruluş yıldönümlerini yüz binlerle kutlayan, Karataş’tan Üçkuyular’a kadar sahili dolduran ateşli, tutkulu bir taraftar… Hala kulüple iç içe ve kulübe yürüme mesafesinde oturan Efsane Göztepe’nin yaşayan simaları… Olağanüstü ilgili bir camia… Türkiye’den ilk Avrupa derecesi yapan Efsane Takım… Daha ne olsun… Ensdüstriyel futbol aleminde yatırım yapmak için ideal bir adres…

Fakat Başkan Sepil çok emek verdi, altı yılını verdi ömründen; kolay kolay sıradan bir yatırımcıya kulübü devretmez. Devretmeyeceğini bu şekilde birebir biliyorum. Sepil’in Göztepe’yi hedeflerinden saptırmayacak, bıraktığı yerden daha ileriye taşıyacak; mazisinden, camiasından, taraftarından koparmayacak bir yatırımcı ile yolları kesişebilir mi peki?

Evet, kesişebilir. Çünkü başta da belirttiğim gibi Sepil’in amacı Göztepe’yi bir yere getirmek ve sonra da ayakları üzerinde duracak şekilde devretmekti. Burada bir sürpriz yok.

Ancak kimse şunu beklemesin; benim tanıdığım Sepil, Göztepe’yi bir maceraya teslim etmez, ortalarda bırakmaz, ne olursa olsun, demez. Göztepe için rasyonel bir momentte ve ideal koşullarda devreder kulübü.

SEPİL PALASPANDIRAS BİR İŞ YAPMAZ

Kulübün yönetimini de bırakacak bir hisse çoğunluğunu verir mi, vermez mi? Bu da belki Göztepe’ye yatırım yapacak unsurun yol haritasına bağlı. Ancak, ilk etapta Sepil’in elini kulübün üzerinden çekmek isteyeceğini sanmıyorum.

Sepil’in basına da kurduğu şu cümle ile noktayalım:

“Ülkemize yabancı yatırımcı getiremiyoruz. Avrupa’da birçok kulüp için yabancı yatırımcılar devreye giriyor. Göztepe’ye de ilgi var.”

Evet, gelip gidenler var, Göztepe bir enkaz olmadığı için taliplisi eksik olmuyor ama Başkan Sepil’in kulübü palaspandıras devretmeyeceğini, akıl ve mantık ile güven arayacağını da başta yatırımcılar olmak üzere herkes bilsin.

Ve son bir not; herkes bilsin ki tanıdığım Sepil Göztepe’yi ‘satmaz’, devreder. Nasıl kendisi devraldıysa, değerini bir bilecek olana da devreder. O da gönül rahatlığıyla olursa.

M. Ayhan Kara

Odatv.com

göztepe arşiv