Golf uğruna yasal ağaç katliamı

Belek’te kapasite arttırımına giden bazı oteller yörenin karakteristik ağacı olan fıstık çamlarını keserek golf sahalarını genişletiyor.

Türk turizmini başkenti olarak anılan Antalya’da turizm sezonu kapandı, inşaat sezonu başladı. Ancak turizmin en önemli değerlerinden biri olan orman alanları yine turizm uğruna yok ediliyor. Antalya-Alanya arasındaki sahil bandında çok sayıda yeni otel yapımına izin verilirken, çoğu otel de kapasite arttırımına gidiyor. Kentin golf merkezi olan Belek’te kapasite arttırımına giden bazı oteller ise yörenin karakteristik ağacı olan fıstık çamlarını keserek golf sahalarını genişletiyor. Yöre halkını kum fırtınalarından korumak amacıyla 1960’lı yıllarda dikilen fıstık çamlarının yasal olarak kesilmesi ise tepki çekiyor.

Golf uğruna yasal ağaç katliamı - Resim : 1

BELEK’TEKİ YASAL KIYIMA TEPKİ VAR, YAPTIRIM YOK!

Antalya’da turizm sektörü için inşaat sezonunun yaşandığı şu günlerde fıstık çamlarıyla ünlü Belek’te turizm adına tam anlamıyla bir ağaç katliamı yaşanıyor. Serik ilçesine bağlı turizm merkezi Belek’te, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca verilen izinler ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca verilen ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararlarıyla birlikte Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın bilgisi dahilinde yasal olarak sürdürülen ağaç kıyımı yurttaşların tepkisini çekerken yetkililer ise sadece seyretmekle yetiniyor. Belek’te inşaatı sürdürülen bir otel projesi için kesilen onlarca fıstık çamının yerine golf sahası yapılacak.

Golf uğruna yasal ağaç katliamı - Resim : 2

DÜNYANIN BAŞKA YERİNDE AĞAÇ KESİP GOLF SAHASI YAPMAK YOK

Belek’teki ağaç kıyımına tanık olan yurttaşlar, dünyanın başka bir yerinde ağaç kesilip yerine golf sahası yapılmasının mümkün olmadığını dile getirerek uygulamaya tepki gösterdiler. Belek’teki otel alanlarının sürekli genişlediğini de dile getiren yurttaşlar, ağaç kıyımının durdurulmasını istediler.

ORMAN KIYIMINA ÇED GEREKLİ DEĞİL!

Belek’teki fıstık çamı kıyımıyla bir kez daha gündeme gelen ÇED yönetmeliği ise tartışılmaya devam ediyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yeniden düzenlenen ve 25 Kasım’da Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ÇED Yönetmeliği, golf sahalarının da içinde olduğu pek çok yatırımı çevresel etki değerlendirmesinden muaf tuttuğu gerekçesiyle eleştiri konusu olmuştu. Belek’te olduğu gibi bölgedeki pek çok kıyı ve orman alanında tahsisi yapılan turizm tesislerine Bakanlıkça ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararı veriliyor.

Golf uğruna yasal ağaç katliamı - Resim : 3

ŞEHİR PLANCILARI ODASI’NDAN DEĞİŞTİRİLEN ÇED YÖNETMELİĞİNE TEPKİ

Öte yandan konuyla ilgili bir basın açıklaması yapan Şehir Plancıları Odası (ŞPO), yürürlüğe girdiği 1993 yılından bu yana 17 kez değiştirilen yönetmelikle siyasi iktidarın, ÇED sürecini idari bir formalite işlemine dönüştürmekle yetinmeyerek geçmişte alınan yargı kararlarını da hiçe saydığı görüşünü savundu. Değiştirilen yönetmeliğie eklenen geçici maddelerle 3. Köprü, İzmir – İstanbul (Gebze) Otoyolu, Ilısu Barajı ve HES projelerinin ÇED kapsamı dışına çıkarıldığının altı çizilen ŞPO açıklamasında, “Doğal ormanlarımızda yaratılan tahribat ile yeraltı suyuna olumsuz etkisi bilinen, ‘golf tesisleri, olimpik spor kompleksleri, tarımsal amaçlı su yönetimi projeleri, nükleer santral, termik santral, kurşun fabrikası gibi tesislerin sökülmesi gibi faaliyetler, seramik üreten tesisler, beyaz eşya boyama, sanayi ve enerji tesislerinin sökümü faaliyetleri ve rüzgâr enerji santralleri ÇED sürecinden muaf tutuldu” ifadelerine yer verildi.

Golf uğruna yasal ağaç katliamı - Resim : 4

PUTİN’E YANGINDAN MAL KAÇIRIR GİBİ ÇED JESTİ

Söz konusu yönetmelikle Mersin’den Sinop’a, Çanakkale’den Amasra’ya kadar ülkenin hemen her yerinde doğal alanların geri dönülmeksizin talanının artarak devam edeceğinin altı çizilen açıklamada ayrıca şu görüşlere yer verildi: “Rusya devlet başkanının Türkiye ziyaretinde, yangından mal kaçırırcasına aceleyle ve daha henüz yönetmeliğe ilişkin tartışmalar sürdürülürken Mersin Akkuyu Nükleer Santraline (Nükleer Güç Santrali, Radyoaktif Atık Depolama Tesisi, Rıhtım, Deniz Dolgu Alanı ve Yaşam Merkezi) ilişkin ÇED olumlu kararı verilmiştir. Çernobil ve Fukuşima’da yaşanmış felaketlerden sonra bütün ülkelerin vazgeçme eğiliminde olduğu nükleer santral konusuna ilişkin Akkuyu veya Sinop’ta AKP Hükümeti’nin ısrarla sürdürdüğü tehlikeli süreç devam etmektedir. Yine Manisa Turgutlu, Çaldağı’nda sülfür asit ile yapılmak istenen nikel madenciliği nedeniyle 2 milyona yakın ağacın ve Gediz Ovası’nın yok olma tehlikesine karşın ilgili firma tarafından bu yılın başlarında hazırlanan 2’nci ÇED raporu Ekim ayında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onanmıştır. Tıpkı çok yakın zamanda zeytinlik alan üzerinde termik santral yapmak uğruna binlerce ağacın katledildiği Yırca’da, Bakanlık tarafından onaylanan ÇED raporu gibi.”

‘ÇED İLE KORUNMAYA ÇALIŞILAN ÇEVRE VE İÇİNDEKİ VARLIKLARDIR’

ÇED konusundaki yargı kararlarına atıfta bulunulan açıklamada, “ÇED, kalkınma ve ekonomik gelişme için yatırım ve faaliyetlerin, doğayı tahrip etmeden ve çevreyi kirletmeden gerçekleştirilmesinde kullanılan yöntemlerden birisidir. ÇED ile korunmaya çalışılan temel unsur, çevre ve bu çevre içerisindeki varlıklardır” şeklindeki mahkeme kararına yer verilerek, “AKP iktidarı ekolojik ve kültürel değerlerin, yaşam alanlarının para ve hırs baskısı altında yok edilmesi sürecini hızlandırabilmek için elinden gelen tüm çabayı ortaya koymaktadır. Yeni sağ düzenin insanı ve doğayı sömüren bu had bilmez gidişatı, toplum ve gelecek kuşaklar adına korkutucudur” denildi.

Yusuf Yavuz

Odatv.com

arşiv