Genelkurmay Başkanı biat ederse

Genelkurmay Başkanı Necdet Özel, AKP’nin Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) üzerinde oynamakta olduğu oyunun en son ve unutulmaz aktörlerinden biri oldu.

Üzüm sıkarcasına TSK’yı sıkarak posasını çıkaran AKP, geçen on yılda genelkurmay başkanlarından hiç beklemediği kadar saygı gördü. Artık, kuzuların sessizliği sayesinde amacına -hem de tam olarak- ulaşmış bulunuyor.

Şimdi onları, Cumhuriyet’i koruyan ve kollayan TSK’yı yerle bir etmenin sevincini, bir masa etrafında toplanarak kutlayan kahramanlar(!) olarak düşünmek mümkün…

Masanın başında Recep Tayyip Erdoğan oturmuş. Onun yanında da, bitiştirdiği dizleri üzerine ellerini uslu çocuk gibi koymuş olan Genelkurmay Başkanı Necdet Özel var.

Masanın diğer paylaşanları ise RTE’nin yargıçları, savcıları, polis müdürleri, bürokratları…

ŞU MENÜYE BAKAR MISINIZ?

Yemek öncesi iştahlar daha da açılsın diye, hapsedilmiş asker ailelerinin gözyaşları karıştırılmış şerbet sunuluyor masadakilere. Hepsi de bunu içtikten sonra derin bir “ooohhh!” çekiyor ve ardından diğer yemeklere geçiyorlar…

Menü şöyle;

Hapsedilmiş komutanların ‘vicdan’ çağrılarından yapılmış acılı çorba…

Sahte kanıtlarla darmadağın edilen askerlerin eş ve çocuklarının sefaletlerinden hazırlanan ana yemek…

Tüketmiş oldukları komutan ömürlerinden ve yok ettikleri TSK sayınlığından yapılmış salata...

Haksızlığa uğramış tüm yurtseverlerin acı çığlıklarından hazırlanmış çok sayıda tatlı…

Bunları, sahte ve uydurma CD’lerden dinledikleri memleket havası eşliğinde hem yiyor hem de başarılarını kutlayarak kahkahalar atıyorlar…

TSK HEDEFİNİ BAŞARIYLA(!) VURDULAR

AKP iktidara geldikten sonra en büyük oyununu Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve yargı üzerinde oynadı.

2003 yılında ürkek başladıkları operasyonu, her geçen yıl daha da cesaretlenerek, on yıl içinde tamamladılar.

2013’e gelindiğinde Türkiye, hem bölücüler ve hem de Atatürk Cumhuriyeti karşıtları için, artık ‘dikensiz gül bahçesi’ haline geldi.

KUZULARIN SESSİZLİĞİ YA DA BİATI

TSK’dan çok korkuyorlardı. Ama bu konuda şanslı çıktılar.

Çünkü iktidar olduklarında Hilmi Özkök Paşa’yı Genelkurmay Başkanı olarak TSK’nın başında buldular.

Onun gözlerini “demokrasi” aldatmacasıyla bağladılar…

Çünkü Hilmi Paşa hem AKP’nin gerçek niyetini anlamamazlıktan gelecek kadar mütedeyyin hem de yapılanları demokrasi kavramıyla bağdaştırabilecek kadar asker ötesi bir davranış gösterebiliyordu.

Elbette AKP o dönemde Hilmi Özkök’ten daha iyi birini bulamazdı.

Ondan sonra gelenler de, Özkök’ten farklı davranmadılar. Çünkü o makama gelinceye kadar, ilgili yerlerden kodlanmış ve uygun hale getirilmişlerdi.

(Zaten ABD’nin sözünü dinlemeyecek olanlar, daha önceden sistem dışına çekiliyor ve etkisiz hale getiriliyordu. Üstelik ‘bertaraf’ edilenler bile bununla kalmadılar. Uyduruk davalarla onlar süründürmeye devam ettiler.)

AKP, TSK üzerinden tank gibi geçmeye başladığında herkes şaşkındı. Komutanların sessizliği nedeniyle TSK bir ara Saddam’ın ordusuna benzetilmeye başlandı.

(ABD Irak’a müdahale etmeden önce, bu işin kolay olmayacağı çünkü Saddam’ın elinde çok güçlü bir ordu bulunduğu söyleniyordu.

Oysa Saddam’ın askerleri uçakları bile kaldırmadan ve iki füze atamadan ABD’ye teslim olmuştu)

TSK, kimine göre yalancı kaplan oldu, kimine göre ise kartondan asker…

NECDET ÖZEL’İN BÜYÜK SORUMLULUĞU

Bugün TSK’nın içinde bulunduğu içler acısı durum için sadece Orgeneral Özel’i suçlamak elbette haksızlık olur.

Ama onu aklamanın olanağı da yok elbette.

Çünkü AKP’li dönemin genelkurmay başkanları arasında, kendini AKP’ye en çok kaptıran ve işkencehanelere atılan arkadaşlarına verdiği sözlerden hiçbirini tutmayan kişi kendisi…

Bunu ben söylemiyorum. Kendisini ‘devre’ arkadaşlığından çıkaranlar söylüyor…

Kendilerine, “Sizler suçsuzsunuz. Eğer sizi çıkaramazsam istifa ederim!” dediği asker arkadaşları söylüyor.

****

Sayın Özel, AKP iktidarı ile başlayan ve kendisinin o makama getirilmesiyle tamamlanan, TSK’yı yozlaştırma, itibarsızlaştırma, reflekslerini yok etme ve ülkenin bütünlüğü ile rejimini savunmasız bırakma operasyonunun son halkası olmuştur.

1923-2023 ARASI KARANLIK YÜZYIL MI?

Gelinen aşamada AKP, önümüzdeki on yılda, yani 2023 yılına kadar, Cumhuriyet değerlerini tamamen yok edebilecektir.

2023 yılına vardığında, Cumhuriyetin yüz yıllık dönemini “Karanlık Yüzyıl” olarak ilen edeceklerini söylemeye gerek yok herhalde.

Biat denen olay öyle kişilik zedeleyici olabiliyor ki, bazen insanda ne vefa bırakıyor ve ne de kutsal değerleri koruma refleksi.

Atatürk’müş, Cumhuriyetmiş, ülkenin bütünlüğüymüş…

Prof.Dr. Suat Çağlayan

Odatv.com