Geççek de ne gelçek

Muhalefet cephesinde umut var:

Mevcut iktidarın gidi­şiyle birlikte ülke bahar bahçe olacak.

Diyelim ki: Haziran 2023'te seçimlerinde iktidar kaybetti, muhalefet kazandı.

Çiçeği burnunda Cum­hurbaşkanı, yeni kabinesini açıkladı. Ardından, bürokrat­ları çağırıp sordu; “devletin kasası ne durumda?”

-“Efendim devletin geliri 10 lira, gideri 35 lira!”

Yeni Cumhurbaşkanı ve hükümet üyeleri düşü­nürler; “ne yapmak lazım?”

Bürokratlar, finansal hesaplar raporu gibi istatis­tikler-veriler ile dolu koca dosyaları masalara koyar ve önerilerini yaparlar:

-”Vergi almak zorunda­yız.”

-”Zam yapmak zorunda­yız.”

-”Borç bulmak zorunda­yız.”

-”Özelleştirmeye devam etmeliyiz.”

-”Halk kemer sıkmak zorunda!”

Ya iş-finans dünyası?

-”Efendim özel sektör batarsa normale dönmemiz imkânsız hale gelir, kaynak­ları iş dünyasına aktarmalı­yız.”

Ardından eklerler:

-“Efendim halk sizi çok seviyor, devletin güçsüz durumu anlatınız. Milletimiz bu zor günlerde size güve­necektir. Hem zaten ‘kemer sıkma' bir seferlik olacak, sonra ekonomimiz şaha kalkacak.”

Yeni Cumhurbaşkanı ne karar verecek? Önceki hükümetler gibi yükü hal­kın sırtına mı yükleyecek? Yani:

Kırk yıllık ekonomik dü­zen/neoliberalizm devam mı edecek?

Evet, bu dönem “Geç­çek” de yerine ne “Gelçek”?

FARKINDALIK

Sevimli hamster farele­ri bilirsiniz.

Koşma, tırmanma gibi bir takım ihtiyaçları olduğundan kafesleri öyle yapılır.

Hamster kafesteki koşu bandında koşar ama as­lında hep aynı yerde olduğu­nun farkında olmaz.

İnsanı, hamsterlerden ayıran ‘aklı'dır.

Bu nedenle, homo faber, alet yapan insandır.

Bu nedenle insan, koşu bandında yürüdüğünün-koş­tuğunun farkındadır.

Keza: Hamsterler, uzağı da göremez. Peki, insan uzağı fiziki olarak ne kadar görür: 20 km'ye kadar… Ya “siyase­ten uzağı” ne kadar görür?

Aristo'nun sözünü ha­tırlatmalıyım: “İnsan, do­ğası gereği politik hayvan­dır.” Yani diyor ki:

İnsan, sadece biyolojik ihtiyaçları peşinde koş­maz, sosyal varlıktır.

O halde insan, sosyal ve toplumsal hayatı düzen­leme-yürütme ile ilgili fikir sahibidir. Bu sebeple söz sahibi olmak için siyasete katılım gösterir; bir partiye üye olur, sandık başına gider oy kullanır vs.

Oy verme işlemi, pi­yango çekilişi değildir; ya tutarsa olmaz! İnsan gele­ceğe/ileriye dönük olarak, partiye/adaya oyunu mak­simum fayda için verir.

İktidar yirmi yılda başarısız oldu ve gidecek kuşkusuz fakat yerine ne gelecek? De­ğişim ne getirecek?

Bu soru, iktidara aday mu­halefeti zorlayacaktır. Zorlasın. Program/proje göstermek zorunda kalsınlar.

Sorunlar büyüktür ve ül­kenin ezberi bozacak köklü reformlara ihtiyacı vardır. Görün “heybelerinde” ne var?

FARKLI AĞIZLARDA AYNI NAKARAT

-Vergi getirmeliyiz…

-Zam yapmalıyız…

-Halka borcu dayamalı­yız…

Bunlar aynı müfreda­tı okumuş “bürokrat kafala­rın” önerileridir.

Öncelikli mücadele bu sa­bit fikre/neoliberalizme karşı verilmelidir.

Askeri darbesi…

Özal liberalliği…

Demirel muhafazakârlığı…

Ecevit sosyal demokrat­lığı…

Bahçeli milliyetçiliği…

Erdoğan ılımlı İslamcılı­ğı…

Sözlerini-vaatlerini farklı sözcüklerle ifade etseler de aslında benzerdi.

Yaptıkları hep aynı oldu; neoliberalizm programını uyguladılar! Kamunun pi­yasadan kovulması, tarımın yok edilmesi, özelleştirmeler, öğrenimin-insanın vasatlaştı­rılması gibi…

Farklı ağızlar aslında hep aynı nakaratı dillendirdi, yaptı.

Halkı hep korkuttular.

Halka hep “bu kez son” dediler.

Son kırk yılda ülkeye bü­yük kayıplar yaşattılar.

Bu sebeple ısrarla soraca­ğım:

“Geççek” de yerine ne gelecek?

O, ezberletilen, dayatı­lan müfredat yırtılıp atıla­cak mı?

Yazdım burada:

Büyüme, masaldır.

Enflasyon, hikâyedir.

Refah aldatmacadır.

Sizlerin, anlayamadığınız dille/kavramlarla kafanızı karıştırıyorlar. Her daim yükün altına sizi sokuyorlar.

Rızanın imalatına kan­mayınız: Herkes biliyor “Geç­çek” ama ne “Gelçek” bil­mek- sorgulamak zorun­dasınız. Mesela:

Yaşanılan krizin tek sebebi, cumhurbaşkanlığı sistemi değil. Salt “güçlen­dirilmiş parlamenter sistem” günümüz toplumsal sorunla­rına çare olamaz.

Altı partinin yan yana gelmesi toplumda umut yarattı kuşkusuz. Ancak yeterli değildir; mutabakat metni ne olacaktır?

“Geççek” diye AKP'nin 2002-2015 iktidar progra­mına/icraatına dönüşümü mü savunacaksınız?

Bu da… Sonu yine fela­ketle sonuçlanacak, yeni bir “yetmez ama evet” değil midir?

Soner Yalçın

Odatv.com

SONER YALÇIN'IN ESERLERİNİ SATIN ALMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Geççek de ne gelçek - Resim : 1
tarkan soner yalçın