Gazeteciyi kalpazan diye tutukladılar hem de Suriye parası basmaktan

Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı, 15 yıldır bu ilin Gazeteciler Cemiyeti başkanlığı yapan Abdullah Sabri Kocaman’ı, parada sahtecilik suçundan 8...

Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı, 15 yıldır bu ilin Gazeteciler Cemiyeti başkanlığı yapan Abdullah Sabri Kocaman’ı, parada sahtecilik suçundan 8 yıl 4 ay hapis ve 6666 gün adli para cezasına çarptırdı.

Ardından Yargıtay da 2012/37088 sayılı dosya ile kararı onadı.

Yani Gaziantep Gazeteciler Cemiyeti başkanı, değeri Türk lirasının çok altında olan Suriye parasını sahte olarak basmak suçundan yukarıdaki cezayı almış.

Buraya kadar denebilir ki, “adalet bu kalpazanın peşine düşmüş, yakın takibe almış, gerekli aramaları yapmış ve suçlu bulmuş”.

Ama olay hiç de öyle olmamış.

Ceza alan Abdullah Sabri Kocaman’ın Gaziantep’teki kimi yolsuzlukları sahibi bulunduğu Hakimiyet gazetesinde çarşaf çarşaf yayınladığı biliniyor. Örneğin Kocaman, hakkında soruşturma başlamadan kısa süre önce vergi kaçıran 120 firmayı Vergi Dairesi ve Gelir İdaresi’ne yazılı olarak bildirmiş.

Gaziantepspor’un vergi ödemelerinde yaptığı usulsüzlükleri Gaziantep Vergi Dairesi’ne iletmiş.

Gaziantepspor yöneticilerinin yapmış olduğu yolsuzluklara ilişkin olarak Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı’na dilekçe vererek 17 yöneticinin ceza alması istemiyle dava açılmasını sağlamış.

Bir başka sefer de, Hatay’da stratejik konumda olan bir araziyi bir grubun devletten değerinin çok altında satın alınmasını engellemiş, bu yüzden de araziyi satın almaya kalkışan Mehmet Kızıl’ın “Kocaman’la hesaplaşacağız,” tehditine maruz kalmış.

Daha benzer bir çok usulsüzlükleri kağıda dökmüş, suç duyurusunda bulunmuş.

Bir başka deyişle, Gaziantep’teki bazı “çıkar” gruplarının tekerleğine çomak sokmuş.

Abdullah Sabri Kocaman için araştırma ve soruşturma işlemleri zaman kaybedilmeden başlatılmış. Önce bir “fuhuş” dosyası açılmış, mahkeme takipsizlik kararı vermiş.

Ardından Kocaman için uyuşturucu soruşturması başlatılmış, bu da olmamış.

Sonunda “sahte para” bastığı öne sürülmüş ve bu suçtan da tutuklanmış.

İddianameyi hazırlayan savcılık, dinlemelere takılan “Nasıl gidiyor işler?”, “Ne var ne yok?” gibi normal konuşmaları, paranın basımının nasıl gittiğine ilişkin sorular olarak kabul edip fezlekeye eklemiş.

Bundan sonra arama işlemleri başlamış. Kocaman’a ait 5 değişik mekanda aramalar yapılmış ve tutanaklar tutulmuş.

Gazeteciler Cemiyeti’nde yapılan aramalarda suç unsuru bulunmadığı tespit edilmiş ve tutanağa işlenmiş.

Hakimiyet gazetesine ait matbaada aramalar yapılmış, herhangi bir suç unsuru bulunmadığı tespit edilmiş, tutanaklara işlenmiş.

Hakimiyet gazetesinin merkezinde yapılan aramalarda herhangi bir suç unsuru bulunmadığı tutanaklara geçmiş.

Kocaman’a ait bağ evinde yapılan aramada da suç unsuru bulunmadığı tutanaklara geçirilmiş.

ERGENEKON ARAMALARINA BENZİYOR

Savcılıkça bir yandan itibarsızlaştırma faaliyeti çerçevesinde Abdullah Sabri Kocman hakkında basına sürekli bilgi sızdırılmış. Kocaman gözaltına alınmadan 5 saat önce Cihan Haber Ajansı Kocaman’ın göz altına alındığını duyurmuş.

Gözaltına alınma kararından hemen sonra, bu talep Gaziantep 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2012/21 Sorgu sayılı kararıyla Kocaman hakkında kuvvetli suç şüphesinin oluştuğuna dair delil bulunmaması sebebiyle talep reddedilmiş.

Savcılık bu karara 3 gün sonra itiraz etmiş ve dosya Gaziantep 14. Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderilmiş, bu mahkeme itirazı kabul etmiş ve Kocaman için “yakalama” kararı çıkarmış.

Uzatmayalım, yakalama kararı üzerine Kocaman, 13 Şubat 2012 günü akşamüzeri 4’de yakalanmış. Yakalama ve gözaltına alma yönetmeliğinin 16. Maddesi gereği 24 saat içinde hakim karşısına çıkarılması gerekirken, Kocaman emniyette bekletilmiş.

Hemen iddianame hazırlanmış.

YARGILAMA SAFHASI

Ertesi gün, yani 14 Şubat 2012 günü dosya, UYAP dağıtımı yapılmadan 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmiş ve 1. Ağır Ceza Mahkemesi bin sayfanın üzerindeki iddianameyi hemen okuyup, kabul etmiş, Kocaman’ın da tutuklanmasına karar vermiş.

Yargılama sonucunda Kocaman’a 8 yıl 4 ay hapis ve 6666 gün para cezası verilmiş.

Dosya kapsamında Kocaman’ın, kendisiyle birlikte yargılanan 5 sanıkla ilgili bir telefon görüşmesine rastlanmamış. Evinde ve işyerlerinde yapılan aramalarda suç unsuruna ulaşılmamış. Tapelerde direkt olarak suç unsuru oluşturan bir konuşma bulunamamış. Yargılanan diğer 5 sanık da Abdullah Kocaman’ı tanımadığını belirtmiş. Tedavüle çıkmamış ve üçüncü kişilerin zarar görmesine neden olmamış sahte paralarla ilgili olarak yasada öngörülen 2 yıl ile 12 yıl arasındaki ceza keyfiyetinde en üst sınır ceza verilmiş. Ayrıca parayı basan matbaacı soruşturmaya dahil edilmemiş. Tutuklanmasına “karşı oy” veren hakim duruşmadan hemen önce 2 gün rapor almış.

Verilen ceza kararı üzerine Kocaman’ın savunma avukatı Türkiye Barolar Birliği Başkanı da olan avukat Metin Feyzioğlu kararı 10 Eylül 2012 tarihinde temyiz etmiş.

Dosyanın Yargıtay’a gitmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca karar incelenmiş ve hazırlanan tebliğnamede, “… iletişim tespit tutanaklarında sanık Mehmet Arif ile sahte para ile ilgili açıkça hiçbir görüşmesinin olmaması, sanığın üzeri, işyeri ve evinde yapılan aramalarda hiçbir sahte paranın ele geçmemesi ile sanığın üzerine atılı suçu işlediiğine dair savunmasının aksine, içeriği maddi bulgularla desteklenmeyen ve birtakım sözlere anlam yüklenen telefon görüşmelerine dayalı iletişim kayıtları dışında cezalandırılmasına yeter kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden beraati yerine, yetersiz gerekçe ile hüküm kurulduğundan…” denilmek suretiyle beraati istenmiş.

Sonra dosya 8.Ceza Dairesi’nde görüşülmüş ve 18 Şubat 2013 tarihli kararında, tebliğnamenin aksine Abdullah Sari Kocaman hakkında verilen hüküm onanmış.

Daha da vahim olanı, üzerinde sahte para ile yakalanan Mehmet Cemiloğlu ve Hüseyin Şanverdi’nin cezalarının fazla olduğu gerekçesiyle aynı daire bu iki sanık lehine kararı bozmuş.

Kocaman’ın savunma avukatı kararın tebliğinden sonra 25 Mart 2013 tarihinde ilam inceleme aşamasında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na itiraz edilmesi yönünde itiraz dilekçesi vermiş. Ardından Kocaman da durumunu izah eden ve yine Yargıtay ilamına itiraz edilmesi yönündeki talebini içeren dilekçeyi kişisel olarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na iletmiş.

Dosya halen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmiş. İlam inceleme aşamasında, başsavcılığın kararı da olumsuz gelmiş.

Geriye Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru kalıyor. Kolay gelsin, ne diyelim...

Mümtaz İdil

Odatv.com

Suriye esad arşiv