"Eyy Amerika" aceleciliği

Rafael Sadi yazdı

Evet sabah kalktığımızda, Cuma akşamını Cumartesi'ye bağlayan gece, Başkan Trump komutasındaki koalisyon kuvvetlerinin Suriye'yi vurduğunu okuduk.

Başkan Trump, bunun bir kerelik bir eylem olduğunu ve Suriye'de kimyasal silah kullanılmasına istinaden yapıldığını beyan etti. Kimyasal silahı kimin kullanıldığı henüz tam olarak belli olmamasına rağmen bu “ceza”yı gönül rahatlığı ile kabul eden, aslında birbirleri ile pek de dostça ilişkiler içinde olmayan iki ülke Türkiye ve İsrail oldu. İki ülkem de, ABD koalisyonunun desteklerini beyan etmekte adeta yarıştılar.

RUSYA VE ABD HERKESLE DALGA GEÇİYOR

Buna rağmen, Rusya ve Türkiye ile birlikte aynı ittifağın içinde bulunan İran, bu saldırıyı şiddetle kınadığını ve Suriye yönetiminin (Esad'ın) yanında yer aldığını haykırırcasına beyan etti.

Rusya ise bu operasyonun sonuçları olacağını beyan etti… Etti de, Rusya ne demeye Suriye'de konuşlanmış durumdaydı? Bir görevi de Suriye'yi korumak değil miydi? Değildi demek ki…

Saygıdeğer okurlar, ben Rusya ile ABD'nin anlaştığını ve herkes ile dalga geçtiklerini düşünüyorum. Hoş, amaç uygunsa, bu da mübah bu siyasette...

Peki aynı ittifak içinde olup, ayrı tarafları tutmak nasıl bir siyasi manevradır? İran ve Rusya Türkiye'ye bozulmayacaklar mı? Hayır, bozulmayacaklar. Çünkü hepsi aynı gemide seyahat ediyorlar ve topyekün bir savaş çıkması, kimsenin yararına değildir. Üstelik çok pahalıdır. Sadece bir gecelik operasyonun maaliyetinin 250 milyon dolar olduğu ifade ediliyor. Yani amaç için, çok ucuz değil. Tabii amaç nedir? Herhalde “kimyasal silah”a ceza değildi. Sadece onun bahanesidir. Arkasında ciltler dolusu kelam edilebilir.

SERBESTE DOLAŞIM KISITLANMIŞ OLACAK

İsrail açısından bunun sonuçları, Türkiye ile benzer olabilecektir. Rusya'nın keseceği ceza ise, İsrail'in Rusya ile olan mutabakat anlaşması çerçevesinde, Suriye hava sahasında dolaşım serbestisi olmasına rağmen, Rusya'nın zaten beyan ettiği üzere; hava savunma sistemlerini Suriye'ye yerleştirmesi sonucu, İsrail'in, hatta Türkiye uçaklarının, serbestçe dolaşımları kısıtlanmış olacaktır.

Bu sistemler konana kadar İsrail, Suriye içindeki İran tesislerini ve üslerini temizleme çabası içinde olacaktır kuşkusuz...

"EYY AMERİKA" DERKEN ACAELECİ DAVRANMAK...

Bu operasyon sonrasında Afrin ve devamında Menbiç harekatları ne olacaktır? Cevap bence basit. Bir şey olmayacak, her şey planlandığı gibi, ama belki biraz daha yavaş olarak devam edecektir.

Kürt terör örgütlerini destekleyen ABD'nin yanında yer alıyor olmamız, bu coğrafyanın garip tecellisidir ve kimse de AKP hükümetini zorlamasın. Rahmetli Demirel'i hatırlayın: ''Dün dündür. Bugün bugündür''

Eleştirilecek tek şey vardır, sayın Erdoğanın, “Eyy Amerika” derken aceleci davranmasıdır... Bugünü dünden göremeyişi veya nasıl olsa bu da satar diye düşünmesidir…

Peki gelelim, Türkiye Cumhurbaşkanı başta olmak üzere, CHP lideri sayın Kılıçdaroğlu ve hatta Fox TV haber sunucusu sayın Fatih Portakal'ın, İsrail devletini “terör devleti” olarak nitelendirmelerine…

İsrail, aynen Türkiye Devleti gibi bir devlettir ve 70. yılını bu hafta kutlayacaktır. Üstelik bu devleti ilk tanıyan Müslüman nüfuslu devlettir. İki devlet, birbirlerinin siyasi politikalarını beğenmeyebilirler, onaylamayabilirler, eleştirebilirler. Karşı da çıkabilirler. Ama hakaret edemezler. Küfür edemezler. Düşmanca davranamazlar.

Düşmanca davranırlarsa, dostmuş gibi tutum içinde olamazlar. Ya dostturlar ya da düşman. Buna karar vermek lazımdır.

OY İÇİN...

İsrail tarihini bilmeden veya bilerek ve isteyerek tahrif ederek, ortaya çıkıp düşmanca sözler etmek çok daha ayıptır. İsrail, Filistin toprağının işgalcisi değildir. Olmamıştır. Savaşlar sonucu Ürdün , Mısır , Suriye ve Lüban topraklarından araziler kazanmıştır. En büyük toprak parçasını da Mısır'dan almıştır. Ve barış karşılığında Sina Yarımadasını tamamen geri vermiştir. Gazze ise Mısır devlet Başkanı Enver Sedat’ın itirazı ve “Gazze'yi vermeye kalkarsanız barış olmaz” tehdidi ile geri verilememiştir.

Bir Filistin devleti asla olmadı. Üzerinde yaşayanlar Filistinli değil Ürdünlü idi. Sonradan bir Filistinlilik bilinci gelişti ve insanlar bir Filistin ülküsü etrafında birleşti. Barış yapmak istendiğinde, anlaşılacak şartlar çerçevesinde de, yaşadıkları yerler kendilerine verilecektir. Ama barışmak istemiyorlar. Amaçları İsrail'in tamamını almak. Yahudileri de denize dökmek. İsrail'in de buna izin vereceğini düşünenler, bu hayal ile yaşamaya devam edebilirler.

Peki sayın Erdoğan, sayın Kılıçdaroğlu, hatta sayın Fatih Portakal, bu gerçeği bilmiyorlar mı? Bence gayet iyi ve her ayrıntısına kadar biliyorlar. CHP, mevcut oy potansiyeline zarar gelmemesi düşüncesiyle, sayın Erdoğan bu söylem ile daha fazla oy toplayabilmek için, sayın Portakal ise, herhalde işinden olmamak için doğru olmayan ifadeleri söylemektedirler.

3 haftadır Gazze sınırında, Geri Dönüş Yürüyüşü, aslında lastik yakma festivali yaşanıyor. Bu 3 hafta içinde 30 kişi hayatını kaybetti. 26'sının Hamas’a kayıtlı olduğu tespit edildi. Ve sınırı aşma çabaları esnasında vuruldular. Tamamı da İsrail bayraklarını yakıyorlardı.

"Eyy Amerika" aceleciliği - Resim : 1

Yakılan Türk bayrağı olsa ne yapardınız veya ne yapmanız gerekirdi?

"Eyy Amerika" aceleciliği - Resim : 2

"Eyy Amerika" aceleciliği - Resim : 3

Hatırlatırım, bayrak bir milletin onurudur. Hiçbir ülke bayrağı, bir diğerinden daha değersiz değildir. Kıbrıs'ta Türk bayrağını indirmeye çalışan bir Kıbrıslı, Türk ordusu tarafında vurularak indirilmişti çıktığı bayrak direğinden. Benzer bir olay Siirt'te de yaşanmıştı.

"Eyy Amerika" aceleciliği - Resim : 4

"Eyy Amerika" aceleciliği - Resim : 5

Peki Türk ordusu haklı olarak Türk bayrağını indrmeye çalışanları vurma yetkisine sahipken, İsrail Ordusu bunu yapınca mı “terör devleti” oluyor?

Beyler karar verin dost musunuz düşman mı?

Olmuyor bence tabii…

Rafael Sadi

Odatv.com

Rafael Sadi odatv arşiv