Eyy AKP! "Despot" deyince kızıyorsunuz

O, saray sofrasının süsü değil. O, Fazıl Say…

Eyy AKP iktidarı!

“Despot” denildiğinde kızıyorsunuz.

Ama… Bakın…

Bir büyük sanatçıya neler yaptınız:

Retweet “suçundan” yargıladınız…

10 ay ceza verdiniz…

Az kalsın hapse atacaktınız…

Ölüm tehditleri aldı kılınızı kıpırdatmadınız…

Medyada linç ettirdiniz…

Yetmedi:

Yazdığı oratoryoyu sansürlemek istediniz…

Kınama gönderdiniz. İhtar gönderdiniz…

Konserlerini iptal ettirdiniz…

Eserlerinin devlet senfoni orkestralarında çalınmasını yasakladınız…

Adını okul müfredatından çıkardınız…

Kurduğu piyano festivalini elinden aldınız…

Birlikte çalıştığı orkestra şefini KHK ile işinden ettiniz; pasaportuna el koydunuz…

Sorulduğunda aynı yanıtı verdiniz:

“Onlarla bizi meşgul etmeyin!”

Peki:

Sizin bu kadar eziyet ettiğiniz sanatçı neler yaptı?

Üstün yetenekli çocuktu…

Türkiye'yi New York'ta kıtalararası şampiyon yaptı. Kaç kez Avrupa ve dünya birinciliği kazandırdı ülkesine.

74 eser besteledi…

Aşık Veysel'i yorumladığı piyano eseri ABD müzik listelerinde altıncı sıraya yükseldi.

Halk müziğimizin renklerini dünyaya dinletti.

Çağdaş Türk bestecilerinin eserlerini dünyaya dinletti.

Ozanlarımızın şiirlerini dünyaya dinletti.

Kariyeri boyunca New York, St. Petersburg, Viyana, Çek, İsrail filarmonileri, Fransa Ulusal Orkestrası ve Tokyo Senfoni gibi dünyanın en önemli orkestraları eşliğinde konserler verdi.

Yaşayan en büyük müzik efsanesi maestro Zubin Mehta ile çalıştı.

İsviçre'nin siparişi üzerine Einstein anısına orkestra eseri yaptı.

Avusturya'nın siparişi üzerine Mozart anısına bale müziği yaptı.

Eserleri onlarca uluslararası ödüle değer bulundu.

Her yıl… Sadece 20'si Türkiye'de Avrupa'da, Asya'da, Amerika'da 120 konser veriyor.

Nemrut Dağı'ndan Kayseri Karaözü Köyü'ne kadar Anadolu'da halkla buluşmalar gerçekleştiriyor. Yaz yaz bitmez…

O, saray sofrasının süsü değil.

O, Fazıl Say…

PİYANONUN ŞAİRİ

Fazıl Say biliyor ki...

Kaba güç sonsuz değildir. Kazanan hep düşünsel değerlere tutkulu sanatçılar olmuştur. Yürekten ve bilinçten gelen sesi hiçbir despot yok edememiştir.

Bu inançla…

Ruhundaki soylulukla…

Aydın olma sorumluluğuyla…

Cahillikle kuşatılmış ülkemizi besteleriyle aydınlatmaya devam ediyor.

Türkiye'yi ışıldatıyor…

Ayaklar altına düşürülen ülkenin estetik anlayışını/zevkini yukarı çekiyor.

İşte…

Son eseri Güz Şarkıları bugün piyasaya çıkıyor.

Piyanonun usta şairi bizleri yine Nazım Hikmet, Can Yücel, Cemal Süreya, Ece Ayhan, Ahmed Arif, Attila İlhan ve Behçet Aysan'ın şiirleriyle dolu bir dünyaya götürüyor.

Büyük şairlerimiz Fazıl'ın piyano tuşlarıyla yeniden doğuyor.

Ve sürpriz: Eserlerinde genellikle Doğu-Batı sentezlemesi yapan Fazıl, bu yapıtında genellikle caz ritmiyle karşımızda! Kemençe, kanun, duduk, klarnet gibi bizden müzik aletlerinin çalındığı bir albümüyle karşı karşıyayız.

Güz Şarkıları albümünü iki gündür aralıksız dinliyorum…

Türkiye'nin ne kadar iyi caz müzisyenleri olduğuna şaşırıp kaldım. Keza…

Albümde piyanoyu bu kez Fazıl çalmıyor. Albümdeki bestelere hayat veren isim Ece Dağıstan. Şarkılara kattığı yorum şunu gösteriyor; yeni bir piyano virtüözüyle karşı karşıyayız!

Bu albüme değer katan maestro İbrahim Yazıcı'yı da unutmamak gerek.

Gelelim soliste…

GÜVENÇ DAĞÜSTÜN

Bu yaz başıydı…

Fazıl Say, Güz Şarkıları notalarını yazdığı defterle Urla'ya geldi. İbrahim Yazıcı, Ece Dağıstan ve Güvenç Dağüstün'ün yer aldığı albüm toplantısında bulundum.

Güvenç'in albümün solisti olacağını öğrendiğimde nasıl sevindiğimi anlatamam. Samimiyetle yazıyorum: Güvenç, Türkiye'nin en değerli seslerinden biridir. Teknik anlamda zor olan şarkıları bile müthiş yorumlar.

İlk kayıtları Fazıl'ın evinde dinlediğimizde Güvenç Dağüstün kulağıma “en sevdiğin hangi şarkı” diye fısıldadı.

– “Güz” dedim.

En etkileyen şarkı diye sorsa “Akrep Gibisin” derdim. Ama bunun benim açımdan başka duygusal yönü vardı:

Güvenç'in evine adaya her gittiğimde mutlaka -1999'da vefat eden- babası Yusuf Dağüstün'ün 40 sene önce söylediği “Bağımsızlığa Ezgiler” uzunçalarını dinleriz. Ne güzel oldu; babasından sonra oğlu da bir albümde “Akrep Gibisin” şiirine hayat verdi. Babası yaşasa gurur duyardı oğlunun muazzam yaratıcı yorumuna…

Fazıl ile Güvenç 15 yıldır birlikte çalışıyor. Yıllar önce Fazıl, Nazım Hikmet Oratoryosu için aradığı lirik baritonu Viyana'da buldu: 23 yaşındaki bu genç, müzik eğitimi alan Güvenç idi. Yolları bir daha ayrılmadı.

Şarkılarını genelde kadın seslerini düşünerek yazan Fazıl, ilk dinlediği günden itibaren Güvenç'in literatürde çok ender bulunan ses rengine bayıldı. Ve ilk kez bir albümünü bir erkek sesine emanet etti.

Güvenç'in şiirle melodiyi ustalıkla karıştıran sesini sizler de çok beğeneceksiniz.

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Odatv.com

Eyy AKP! "Despot" deyince kızıyorsunuz - Resim : 1

soner yalçın odatv arşiv