Erdoğan'ın işi çok zor

Muzaffer Ayhan Kara yazdı...

TBMM tatile girdi. 1 Ekim’de açılana kadar yeniden, siyasi partiler ağırlıklı olarak iç gündemlerine yoğunlaşacak gözüküyor. İktidar partisi cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle ne kadar devam edip edemeyeceğini tartışacak; aynı zamanda kendi cenahında kurulacak yeni parti veya partilerin içerisinde oluşturduğu gerilimle baş etmeye çalışacak. Bu doğrultuda kongrelere doğru gidiyor. Kongre demek, partide ciddi revizyon demek. Tabii kabine revizyonu da 1 Ekim’e kadar ya da meclis açılır açılmaz somutlaşacak gibi.

CHP KURULTAY SÜRECİNİ SONBAHARDA BAŞLATIYOR

CHP'de ise genel başkanın ağzından kurultayın ertelenmeyeceği açıklandı. Dün de CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, Seferihisar’daki CHP Gençlik Kolları Kampı’na geçmeden önce CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile birlikte İzmir il örgütünü ziyaretinde gazetecilerin sorusu üzerine; iki üç ay içinde kurultay takviminin netleşmiş olacağını belirtti. Yerel seçimlerdeki başarının ardından genel iktidar için umutlanan CHP’nin örgütünü gençleştirmesi ve yeni yüzlerle takviye etmesi bekleniyor. 1970’lerde olduğu gibi 20’li 30’lu olmasa da il başkanlarının 40’lı, ilçe başkanlarının ise 30’lu yaşlara doğru çekilmesi de kaçınılmaz gözüküyor. Çünkü genel seçim başarısının “emekli kulübü” gibi bir parti örgütüyle gelemeyeceğini Kılıçdaroğlu da, Salıcı da çok iyi biliyor. Deneyime de gereksinim var kuşkusuz ama yönetim skalasında deneyimli ve yaşça ileri isimler daha az olacak. Tabii örgütün gençleşebilmesi için genç üye atağına geçilmesi ve mahalle seçimlerinden başlayarak delegasyonun da gençleşmesi gerekiyor. CHP kurultay sürecinde program değişikliği de olacağı için -ki, düğmeye basıldı ve Prof. Fethi Açıkel koordinasyonunda çalışmalar başladı- yoğun tartışmalar da yaşanacak.

İYİ PARTİ’DE NELER OLUYOR?

Peki ya İyi Parti’de neler oluyor? Meral Akşener’in liderliğindeki Millet İttifakı’nın küçük ortağı kuruluşundan bu yana kısa bir zaman geçmesine karşın dördüncü kurultayına gidiyor hafta sonu. 31 Mart seçimlerinin hemen ardından ve İstanbul tekrar seçimi öncesinde 25 Mayıs’ta olağanüstü tüzük kurultayını toplayan İyi Parti, genel başkanın yetkilerini genişletmişti. Ayrıca 80 kişilik genel idare kurulunun sayısı da 50’ye indirilmiş; genel başkana genel idare kurulu üyesi olmasa da dışarıdan üç ismi başkanlık divanına alma yetkisi verilmişti. 3-4 Ağustos’ta değiştirilen tüzüğe uygun yapılanma için yeniden kurultaya gidiliyor.

İyi Parti kurultayına günler kala ise başkanlık divanının nasıl şekilleneceği kulislerde en çok hararetle konuşulanların başında geliyor. Çünkü bir de mutasavver “Babacan-Gül” partisi nedeniyle bir türlü tam da nereye oturacağı tam da şekillendirilemeyen partideki dalgalanmanın durulmak bir yana daha da artması söz konusu. Partideki en önemli sorun da örgütün ülkücü ağırlıklı olması ve bunun merkez sağa açılımda oluşturduğu zafiyet. Tam da bu noktada bugün kulislere yansıyan ve medyada da yankı bulan bir değişiklik olasılığı İyi Parti’de gerilime neden oldu. Basın Yayın ve Medyadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Aytun Çıray’dan söz ediyorum. Çıray, Akşener’in İyi Parti’yi konumlamak istediği yere, yani merkez sağa yabancı bir isim değil, hatta merkez sağ çizgiyi güçlendirecek bir isim. Onu başkanlık divanından vareste tutacak bir yaklaşım İyi Parti’yi gitmek istediği yere götürmek bir yana, bambaşka yerlere çeker. Çıray'sız İyi Parti, yumurtasız omlet yapmaya benzer. İyi Parti’ye heyecanla gelen ancak geri çekilen genç kuşağın en önemli sıkıntısı ise partinin ülkücüleri içermesi değil ama “Ülkücü dominant” bir niteliğe bürünmesi. Tahmin ediyorum ki Akşener-Aydın ikilisi MHP’yi çözebilmek için buna mecbur kaldı ama şimdi artık merkez sağa doğru açılmak ve o kesime mesaj vermek istiyorsa daha farklı davranmak durumunda. Bunun sonucu olarak kurultaydan sonra belki Koray Aydın başkanlık divanında olacak belki yine ama başka bir görevler teşkilatlanma değil de… “Babacan-Gül partisi” ve iç dalgalanmalar, partinin nereye oturacağı; tüzük değişikliğinin gerekleri kadar kurultayı zorunlu kılan asıl faktörler.

ERDOĞAN’IN İŞİ ÇOK ZOR

Siyaset sonbaharda ısınacak, hem de çok ısınacak. İktidar ve muhalefet cephesinde kazanlar kaynayacak. İşi en zor olan ise kuşkusuz R. Tayyip Erdoğan bu süreçte. Muhalefetle mi uğraşsın, kendi cenahından çıkacak partilere karşı baraj mı kursun? Fakat öyle gözüküyor ki, Ak Parti gemisi artık iyice su almıştır ve yüzdürmek yeniden, açık denizlere götürmek çok ama çok zordur. Hatta şuna “imkansız” diyelim.

Muzaffer Ayhan Kara

Odatv.com

Erdoğan'ın işi çok zor - Resim : 1

Muzaffer Ayhan Kara odatv arşiv