Erdoğan mutlaka kazanacak mı

Tuhaf bir durumla karşı karşıyayız. Eş, dost, arkadaş, en güvendiğimiz köşe yazarları RTE’nin kazanacağından emin görünüyor. Yaptıkları tartışma...

Tuhaf bir durumla karşı karşıyayız. Eş, dost, arkadaş, en güvendiğimiz köşe yazarları RTE’nin kazanacağından emin görünüyor. Yaptıkları tartışma “Kazanır mı, kazanmaz mı?” değil, “Birinci turda mı kazanır ikinci turda mı?

Doğrusunu söylemek gerekirse bize hiç yakışmıyor bu teslimiyet. “Hazmettire, hazmettire” alıştırdılar diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Aynı zamanda anketler kadar yönlendirici bir düşünce ve söylem olduğu kanısındayım, “RTE mutlaka kazanacak ama…” demenin.

Kendi seçmeninin bile gerçek yüzünü gördükleri, AKP’nin dağılmaması, çıkarlarının zedelenmemesi için oy vermeyecekleri bir seçimde, bizim RTE’nin seçimi kazanacağı yolunda kehanette bulunmamız ne kadar doğru olur?

Bakmayın yönlendiricilerin “halkımız ‘yiyiyor ama yediriyor da, aynı zamanda iş yapıyor’ dediği” yalanına. Yüce Türk Ulusu,

- Yolsuzluklar konusunda aklanmamış; tam tersine üzerini örtmek için her türlü yasal ve yönetsel işlemleri yapan,

- Halkını Sünni-Alevi, Türk-Kürt diye ayıran, azınlıkları küçümseyen,

- Dış dünyada itibar yitimine uğrayan,

- Komşulardan bir tek dostu kalmayan,

- Yoksul ve işsiz sayısını arttıran,

- İmam hatip, Kuran kursları ve cami yapımıyla göz boyayıp, aslında siyasal ve kişisel nüfuz aracı olarak kullanıp İslam’ın saygınlığına gölge düşüren,

- Kendisini “İslam’ı yücelten” olarak gösterip, dinimizin asla kabul etmediği debdebe, şaşaa, gösteriş içinde yaşayan, kendisine başkanlık köşkü ve bin odalı saray yaptıran, yoksulun hakkını yeme bahasına uçak filosu ve koruma ordusu kuran,

- Kamu görevine başladıktan sonra zenginliğinin kaynağı belli olmayan,

Birine başkanlık yolunu açmaz.

Bu ülkede 12 milyon işçi, 3 milyon çiftçi, 5 milyon işsiz, 3 milyon memur, 10 milyon emekli, 2 milyon esnaf ve 5,5 milyon üniversite öğrencisi var. (Özdemir İnce, Aydınlık, 08.04.2014) Bu kadar kalabalık bir seçmen kitlesinin sağduyulu davranmayacağını sanmak, onlara saygısızlık olmaz mı?

OLUMSUZ PROPAGANDA

Bir başka açıdan baktığımızda, “RTE nasıl olsa kazanacak” söylemi, karşıt görüşlüler üzerinde “o zaman sandığa girmeye gerek yok” düşüncesini egemen kılacaktır.

Yani olumsuz propaganda nedeni olacağı için önemli sorun yaratacaktır. Zaten tatil yüzünden önemli sayıda seçmenin sandık başına gitmeyeceği bir seçimde, bu kişilere vicdanlarını rahatlatacak bir malzeme verecektir.

Şu bilinmelidir ki, bu söylem kadar, bu söylemin kullanılıp sandığa gidilmemesi de Cumhuriyet’in korunması bağlamında son derece vahimdir.

Türkiye bunun örneğini 1957 seçimlerinde yaşamıştır. 27 Ekim 1957 günü yapılan genel seçimlerinde oy verme süresi saat 17.00’de bitecekti. “Saat 14.30’da devletin tek radyosu; oy verme işlemleri sürerken Demokrat Parti’nin kazandığı illeri açıklamaya başladı! Şaka değil gerçek bu… CHP lideri İsmet İnönü, Devlet Bakanı Fatin Rüştü Zorlu’yu telefonla aradı, ‘Sizden bu suçun işlenmesine engel olmanızı talep ediyorum’ dedi. Bakan Zorlu, ‘Beyefendi’ Adnan Menderes’e gitti, İnönü’nün söylediklerini aktarıp radyo yayınının durdurulmasını istedi. ‘Beyefendi’ sert çıktı; ‘Radyo sonuçları açıklamaya devam etsin!’

CHP bu kez Yüksek Seçim Kurulu’na başvurdu. Radyo yayını durduruldu. Fakat DP zaten istediğini almıştı; kimi CHP’liler ‘DP kazandı’ diye sandığa gitmedi.” (Soner Yalçın, Sözcü, 08.04.2014) Ve DP seçimi kazandı.

Yani CHP seçmeninin olumsuz etki yaratılarak sandığa gitmesi önlendi ve belki de kazanılacak seçim kaybedildi.

Dilerim bu kez de aynı sonuca neden olunmaz.

Kazanacağız diyen ve sonuna kadar bu inancın arkasında duran kazanır.

Yeter ki kendimize düşeni yapalım ve sandık başına mutlaka gidelim.

Bülent Serim

Odatv.com

seçim cumhurbaşkanlığı arşiv