Erdoğan Musul üzerinde neden duruyor

Hüseyin Vodinalı yazdı...

Bugünkü Aydınlık gazetesinde manşet...

"ABD’nin Ankara’ya teklifi şu: PKKya karşı harekatı durdur. PYDyi tanı. Biz de güvenli bölgeyi ve Türkiyenin Musulu himayesini kabul edelim. Amaç: Musul havucuyla Türkiyeyi Rusya ve bölgeyle karşı karşıya getirmek!"

Bu konuda en güvenilir isimler, Doğu Perinçek ve Rafet Ballı da bu konuda yazmış.

Perinçek, Musul’un ABD tarafından ta 1960’lardan beri sürekli bir havuç olarak kullanıldığını anlatmış.

Darbenin sopa, Musul’un havuç olarak kullanılıp, Türkiye’nin bölge ittifakından koparılmak istendiğini belirtmiş.

Rafet Ballı da, Türkiye’nin ABD’ye karşı 4 önemli hamlesini (PKK’ya harekat, Rusya ile barışma, darbenin önlenmesi, Suriye seferi) özetlemiş, Musul’a girmesinin pek mümkün görünmediğini vurgulamış.

Ortada bir Musul hikayesi dönüp duruyor.

Epeydir de var.

Nedir bu?

İddialara göre, ABD, Türkiye’ye diyor ki; Musul’da IŞİD’i temizlememe yardım et, operasyona katıl, sana Musul’u vereyim. Ama Kürtlerin himayesini de kabul et. Hem Barzani, hem PKK, hem PYD alayını sen himaye et. E zaten Kürt koridoruna gerek kalmaz, Türkiye komple koridor olur.

GÜNDEME İLK ERDOĞAN GETİRDİ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, epeydir bu konunun üzerinde duruyor.

Cumartesi günü Meclis açılışında Cumhurbaşkanı, Musul’a operasyon sinyali verdi.

“DAEŞ'in karşısına PKK/YPG'yi çıkarmaya çalışanları tezleri Fırat Kalkanı ile geçerliliğini yitirmiştir. Benzer oyun Musul'da da sergilenmeye çalışılıyor. Bu oyunun da bozulması gerekiyor. Musul'a yapılacak bir operasyonun Telafer’i de etkileyeceğini hatırlatmak isterim. Musul'un DAEŞ'ten kurtulabileceğine inanıyoruz. Türkiye olarak masanın dışında kalamayız. Diğerlerinin böyle bir sınırı yok. Ama onlar orada sonuç belirlemek istiyor, biz buna seyirci kalamayız. Bunun kararını da burası verecek.”

Çin’deki G20’de Rakka demişti, New York’taki BM Zirvesi’ne gittikten sonra Musul demeye başladı.

Ancak, ABD’nin Suudi Arabistan’a karşı 11 Eylül davaları açılabilmesine cevaz vermesinin ardından söylem değişti.

2 gün önce Dubai televizyonuna verdiği demeçte bu kez, "Musul Musulluların, Telafer Telaferlilerindir. Hiç kimsenin buralara gelip girmeye hakkı yok. Musul'un DAEŞ'ten kurtarılmasından sonra da burada sadece Sünni Araplar, Türkmenler ve Sünni Kürtler kalmalıdır" dedi.

Fakat Cumhurbaşkanı Saray danışmanı Cemil Ertem, önceki günkü yazısında Erdoğan’ın Lozan eleştirisinin arka planında Musul meselesinin olduğunu yazdı.

Yani Lozan’da asıl kaybedilenin Musul olduğunu vurguladı ve Cumhurbaşkanı’nın bu noktaya vurgu yaptığına işaret etti.

Habertürk Ankara Temsilcisi Muharrem Sarıkaya ise haberini direk Milli Savunma Bakanı Fikri Işık’a dayandırdı. Sarıkaya’nın iddiasına göre, Işık: “Musul operasyonunda kesinlikle olacağız, Suriye’de ise El Bab’a kadar gideceğiz. Ama kendi yöntemimiz içinde ilerleyeceğiz...” demiş.

Hem de net tarih vermiş: 20 Ekim sonrası.

Son gelişmelere bakıyoruz.

HAVA YİNE AVRASYA’DAN YANA DÖNÜYOR

Irak Türkiye’ye Musul operasyonunda kırmızı kart çıkardı ve hatta Başika üssünü de terk etmesini istedi.

Irak’ın Ankara Büyükelçisi de Dışişleri Bakanlığı’na çağrıldı.

Ardından ABD, bu kez Irak’taki Türk kuvvetlerinin “illegal” olduğunu söyledi.

Anlaşılan Musul konusunda herkes, hem haklı, hem haksız.

Yani bir Musul’a gitme durumu var, bir de gitmeme durumu.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 10 Ekim’de yapacağı Türkiye ziyareti bu açıdan çok önemli.

Suriye’de ABD ile resmen savaş noktasına gelen Moskova, Türkiye’nin ABD ile ortak harekat yapıp, tüm bölge ülkelerini karşısına almasını istemez.

Musul havucuna karşı darbe sopasını önlemekte Rusya’nın rolü olduğu iddiaları son günlerde daha bir doğruluk kazanmaya başladı.

Bakın Putin’in Ankara’ya gönderdiği danışmanı Aleksandr Dugin, darbenin hemen öncesi uyarıda bulunduğunu itiraf etti.

Musul ve Rakka ABD’nin tuzaklarıdır, Türkiye’nin tek seçeneği vardır o da, bölgede Rusya, İran ve Çin ile, Suriye’de Esad ile, Irak’ta Bağdat ile anlaşmak ve Avrasya’daki onurlu yerini almak.

Musul ve Rakka yerine Kandil’e, El Bab’a girip, bölge güçleriyle birleşmek.

Odatv.com

hüseyin vodinalı Erdoğan musu arşiv