Erdoğan, Kenan Evren’in icraatını neden sahiplendi

Müyesser Yıldız yazdı

Ülkenin gündemi Kudüs, ama biz Erdoğan'ın Atina'daki “Lozan güncellenmeli” açılımını yazmaya devam edelim.

Mâlum, 12 Eylül 2010 Anayasa referandumu için Fetullah Gülen, “İmkân olsa mezardakileri bile kaldırarak referandumda 'Evet' oyu kullandırmak lazım. Ben zannediyorum kalkarlar da” dedi. “FETÖ”nün yargıyı ele geçirmesi bu değişiklikle sağlandı.

Ancak dönemin Başbakanı Erdoğan referandum kampanyasında “12 Eylül 1980 darbecilerinin yargılanmasının” sağlayacak maddeyi ön plana çıkardı. Kürsülerden 12 Eylül kurbanların mektuplarını okudu vs. Referandumda “evet” sonucunun çıkmasında bu maddenin etkisi büyük oldu.

Referandumdan sonra Kenan Evren ve arkadaşları yargılandı. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Rütbeleri söküldü, ama hayatlarını kaybettikleri için dava düştü.

EVREN VE YUNANİSTAN

“Erdoğan'ın, 'Lozan güncellenmeli' açılımı ile Kenan Evren arasında nasıl bir bağlantı var”dan önce 1980 darbesinden hemen sonra yaşanan tarihi bir olayı hatırlatmamız gerekiyor.

Yunanistan, ülkedeki askeri cuntayı destekledikleri, ama daha çok da 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı'nda ABD ve NATO'nun tavrına tepki için NATO'nun askeri kanadından ayrılır.

1977'den itibaren “Türkiye tehlikesine” karşılık Yunanistan'ın NATO'ya yeniden dönüşü konuşulmaya başlanır, ABD ve NATO bunun için yoğun çaba sarfeder, ama Türkiye dönüşe karşı çıkar.

Dönemin ABD Başkanı Jimmy Carter sonraki yıllarda yaptığı bir açıklamada, “Demirel kuvvetli bir liderdi. Çok da dikkatliydi. Asıl zorlandığım konu Yunanistan’ın Nato’nun askeri kanadına re-entegrasyonunu sağlamak olmuştu. Gerçi bu sorun daha sonraları kolay çözüldü” der.

“Nasıl kolay çözüldü?” sorusunu ise şöyle cevaplandırır:

“Biraz General Rogers sayesinde... Sayın Evren ile çok yakın dosttu. Sayın Evren’in çok takdir ettiğim bu güçlü liderin, iyi niyetli yaklaşımı olmasaydı bu sorun çözülemezdi. Tamamen iki askerin dostluğu sayesinde gerçekleşti. Yıllarca uğraşıp, vaadler yapıp, telkinde bulunup başaramamıştık, ama dostlukla oldu. 12 Eylül harekatı olmasaydı bu mümkün olmazdı.”

Peki dönemin NATO Başkomutanı ABD'li General Rogers bunu nasıl başarır?

Halen tüm maddeleri bilinmeyen “Rogers Planı” diye bir plandan söz edilir. Planda, Yunanistan'ın NATO'ya dönüşü için Türk vetosunu kaldırmanın yanısıra NATO'dan bağımsız tek ordumuz olan Ege Ordusu (Önce Balyoz-Ergenekon kumpasları, ardından 15 Temmuz'da en büyük darbeyi bu ordumuzun yediğini kaydedelim) başta olmak üzere TSK'nın tasfiyesine yönelik hususlar olduğu öne sürülür.

Planın meşhur ve bilinen kısmı; 12 Eylül 1980 darbesinden sonra General Rogers’ın 1 ay içinde Ankara'yı 4 kez ziyaret etmesi ve Yunanistan’ın Türkiye’nin AB ile ilişkilerini engellemeyeceği yönünde dönemin Devlet Başkanı Kenan Evren’e şifai olarak “asker sözü” vermiş olmasıdır.

İşte bu söz üzerine Evren, Türkiye'nin vetosunu kaldırır ve 80 darbesinden sadece 5 hafta sonra Yunanistan yeniden NATO'ya döner.

İlginçtir; Bu dönüş kararından önce darbenin olduğu gün Yunan Dışişleri Bakanı Micotakis, “Artık Yunanistan Nato’nun askeri kanadına dönebilecek” iddiasında bulunmuş, bu bilgiyi nasıl sağladığı sorulunca da, “Harekattan 2-3 saat önce Türkiye kaynaklı bir mesaj aldım” demiştir.

Keza Brüksel'deki kaynaklar ve bazı Yunan gazeteleri, Türkiye'nin yönetime el koyduğu haberini, “Türkiye'de darbe oldu; Yunanistan NATO'ya dönüyor” başlığıyla vermiş, New York Times Gazetesi ise 12 Eylül'le ilgili şu yorumu yapmıştır:

“Türk politikacıların AET (AB)’ye girmek için koz olarak askıya aldığı Yunanistan’ın NATO’ya dönüşü için izin vermeleri konusu, Türk Ordusunun modernizasyonu masaya geldiği gün çözülebilecektir.”

Aynı gazetenin 13 Eylül tarihli başmakalesinde ise özetle şunlar anlatılmıştır:

“Son 1 aydır çantasından eksik etmediği Atatürk’ün Nutuk’unun İngilizce nüshası ile Yunanistan’ın NATO'ya dönüş planının taslağı ile artık Devlet Başkanlığı sıfatı da olan Evren’le son görüşmesini yapmak üzere Genelkurmay Başkanlığına giden Rogers’ın ilk sözleri, 'Atatürk sağlığında Venizelos ile iyi ilişkiler geliştirmiş, Türkiye ile Yunanistan arasında yüzyıllar boyu süren düşmanlığı sona erdirmişti. Şimdi aynı şeyi yapmak sizin elinizde Sayın Evren. Bu anlaşılmaz düşmanlığı sona erdirin. Ege’de barış tohumları yeşersin. NATO’da birlik ve beraberlik ruhunu tesis edelim' olmuş, Evren de, 'Biz zaten meseleye olumlu bakıyoruz. Ama Yunanistan sorun çıkarıyor' demiştir... Evren, Türkiye’nin karşılık beklemeden bir iyi niyet jesti yapacağını belirterek, bu jestin 'dostlarımızca iyi değerlendirilmesi' temennisinde bulunmuş, Rogers da, 'Hiç kuşkunuz olmasın' teminatını vermiştir. Evren sözlerini, 'Atatürk ne kadar büyük, ne kadar ileri görüşlü bir insandı ki, yurdunu istilaya gelen ve onları destekleyenlere, onları mağlup ettikten hemen sonra dostluk elini uzatabilmişti. Çünkü o büyük insan hisleriyle, duygularıyla hareket etmezdi. Düşmanlıkları unutur, doğruyu tatbik ederdi. Tarih göstermiştir ki, bu iki ülkenin dost olması her iki ülkeye de fayda sağlamıştır' diye sürdürmüş, Rogers, 'Haklısınız Sayın Evren. Atatürk de yaşasa sanırım meseleye böyle yaklaşırdı' takviyesini yapmıştır.”

Dönüşün gerçekleştiği gün ise Yunan Başbakanı Rallis, “Türkiye'ye karşı diplomatik bir zafer elde edildiğini” vurgulamakla kalmaz, “Artık Kıbrıs sorununa NATO içinde de sahip çıkabileceğiz” der.

Yani Yunanistan bildiğini okumaya ve hedeflerini büyütmeye devam eder... 2 yıl sonra General Rogers, “O görüştüklerim şimdi hükümette değil, bu yüzden bir şey yapamıyorum” itirafında bulunurken, Yunanistan Başbakanı Papandreu, “Kara sularını 12 mile çıkarma niyetinde olduklarını” açıklar.

ABDULLAH GÜL'ÜN GÖRÜŞÜ

Yunanistan'ın NATO'ya dönüşüyle ilgili bir not daha aktaralım.

AKP iktidarında önemli görevler üstlenen Abdullah Gül, 1990'lı yıllarda Refah Partisi sözcüsüyken, NATO destekli AB Ordusu kurulması konusunda dönemin iktidarı ve Genelkurmay'ın veto kararına destek verip, şunları söyler:

“Hatırlayacaksınız, 1980 sonrası Yunanistan'ın tekrar NATO'ya dönüşündeki kolaylıkla Türkiye elindeki bu büyük kozu çok basit bir şekilde hiçbir karşılık almadan harcamıştır. Fakat bugün gerek ABD'nin baskısı gerekse, AB'nin diğer talepleri karşısında hükümet kesin bir tavır koymuş ve buna 'hayır' demiştir. Bu mesele şüpesiz ki, Türkiye açısından önemlidir. Çünkü dünyada kriz bölgeleri ortaya konulduğunda 16 kriz bölgesinin 13'nün Türkiye'yi çok ilgilendirdiği, AB çerçevesinde kurulacak bu ordunun bu bölgelere müdahalesinin sözkonusu olduğu düşünülür ve Türkiye'nin de karar mekanizmalarında olmadığı dikkate alınırsa, Türkiye'nin buradaki kararlığlığı ve kesin tavrının ne kadar doğru olduğunu hep beraber göreceğiz. O açıdan hepimizin yapması gereken şey, böyle milli bir meselede hükümete ve Türkiye'in bu projesine tam destek vermemizdir.”

ERDOĞAN'IN ATİNA'DAKİ SÖZLERİ

Erdoğan'ın Atina ziyareti ve “Lozan açılımına” gelelim...

Evren-General Rogers diyaloğundaki gibi bol bol Atatürk-Venizelos ilişkisine vurgu yaptı... “Türk askeri Kıbrıs'ta işgâlci” diyen Çipras'a haddini bildirmedi...

Ama Yunan Cumhurbaşkanı Pavlopulos ile ortak basın toplantısında, neden “Lozan'ın güncellenmesi” gerektiğine ilişkin örnekler verdikten sonra aynen şu ifadeleri kullandı:

“Benim ‘güncellenmesi gerekir’ dediğim konu işte bunlardır. Ve tabi bir çok askeri konularda sıkıntılar yaşanıyor. E biz NATO’dan siz çıktınız tekrar NATO’ya girişinizi biz sağladık. Eğer biz engel olsaydık siz NATO’ya giremezdiniz. Biz komşu diye baktık ve bugün de öyle bakıyoruz.”

Evren Yunanistan'ın NATO'ya dönüşüne onay verdiğinde, Erdoğan MSP İstanbul Gençlik Kolları Başkanı ve henüz 26 yaşında...

Dahası “darbeci” dediği, yargılanıp, mahkûm edilmesini sağladığı Kenan Evren'in Türkiye'nin Yunanistan'a karşı en önemli kozunu kaybetmesine sebep olan bu kararını sahiplenip, destekliyor...

Acaba neden?

ROGERS'IN KOLTUĞUNDA BUGÜN KİM OTURUYOR

ABD ve AB, Rum kesiminin NATO üyeliğinin önünü açmamız için yıllardır ensemizde boza pişiriyor...

Rum kesiminin NATO üyeliği; Kurulması ve kritik bölgelerde görev yapması planlanan AB ordusu için “olmazsa olmaz” sayılıyor...

Önceki hafta yapılan NATO Dışişleri Bakanları toplantısında, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, “Amacımız NATO-AB arasında yeni işbirliği alanları için bir paket kabul etmek” diyor...

Toplantıya katılan Dşişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu, NATO-AB işbirliğini destekleyeceğimiz mesajları veriyor...

Ve dün yazdığımız gibi, hem Suriye PKK'sına, hem darbecilere sahip çıkan iki general, ABD Merkez Kuvvetler Komutanı Joseph L. Votel ile ABD Avrupa Kuvvetler Komutanı Curtis M. Scaparrotti yarın Ankara'ya geliyor...

Evet Scaparrotti Avrupa Kuvvetler Komutanı, ama bir şapkası daha var; Aynı zamanda NATO Müttefik Kuvvetleri Yüksek Karargâhı'nın başında.

Yani, Kenan Evren'i “kandıran” General Rogers'ın koltuğunda!..

İnşallah Rogers'ın ruhunu hortlatmaya gelmiyordur!..

Müyesser Yıldız

Odatv.com

Kenan Evren recep tayyip erdoğan kıbrıs arşiv