Erdoğan kandırılmaya devam edecek

Erdoğan son dönemde sık sık ne diyor: “Kandırıldım…” Fethullah Gülen...

Erdoğan son dönemde sık sık ne diyor:

“Kandırıldım…”

Fethullah Gülen kandırmış…

HDP-Kandil kandırmış…

Beşşar Esad kandırmış…

Kimi AKP’liler kandırmış…

Kandıran kandırana…

Ve bugün…

Mealen diyor ki:

“Putin beni kandırdı!..”

Aslında Erdoğan haklı; ortada bir aldatıcı var. Fakat…

Erdoğan, bu aldatıcının kim olduğunu bir türlü kavrayamıyor!

Günlük siyasete gömülmüş, sürekli demagoji yapan birinin, aldatanı bulması kolay değil.

Bu nedenle…

Kandırılmaya devam edecek. Olan ülkemize olacak…

Bizim tek yapabileceğimiz ısrarla hakikatleri yazmak.

Sorularımızın peşinden gitmek.

Örneğin…

Hiç düşündünüz mü:

Ergenekon-Balyoz kumpas süreci hiç yaşanmamış olsaydı; bugün Türkiye’de neler olurdu?

Erdoğan kandırılabilir miydi?..

Sorunun yanıtı dün Ankara’da verildi.

Kumpas davaların en kapsamlısı olan “Ergenekon“un Yargıtay’da görülen temyiz davasında savunma yapan eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ bakın ne dedi:

KANDIRICILAR

“Sayın Başkan, Sayın Üyeler ve Sayın Cumhuriyet Savcısı;

Dün akşam, bu sabah burada yapacağım konuşmanın metni üzerinde çalışırken, daha önce de düşündüğüm bazı sorular, yine aklıma takıldı.

Bu sorulara doğru dürüst cevaplar da bulamadım.

İlk önce bunları sizinle paylaşmak istiyorum:

- Bugün 7 Ekim 2015. Türkiye’nin içinde bulunduğu durum nedir?

PKK terör örgütünün eylemleri, Suruç saldırısından hemen sonra beklenmedik şekilde başladı. Daha önce yaşanmamış seviyede devam ediyor. Her gün şehitler veriyoruz. Yüreğimiz yanıyor. Şehit haberlerini takip bile edemiyoruz.

Güneydoğudaki bazı yerleşim yerlerine ilişkin medyaya yansıyan görüntüler vahim ve endişe verici.

Suriye hududunda Türk uçakları ile Rus uçakları burun buruna geliyor.

Türkiye bu halde iken, bugün ben neden Yargıtay’dayım?

Türkiye ve bizler acaba enerjimizi yanlış yerlerde mi harcıyoruz?

Burada ne yapacağım, ne konuşacağım?

Bu sürece olağan bir süreç olarak bakabilir miyiz?

Rutin bir yargılama süreci içinde olduğumuzu kabul edebilir miyiz?

Elbette ki, hayır.(..)

Geçtiğimiz dönemde Atatürk’ün Ordusuna ihanet edilmiştir.

İhanetin kimler tarafından planlandığını, uygulandığını ve desteklendiğini konuşmamın önceki bölümlerinde ortaya koydum. George W.Bush yönetimi, TSK’ya karşı oynanan oyunu desteklemiştir…”

Erdoğan’ı aslında kimin aldattığını Başbuğ açıklıyor; Bush!

Peki… Erdoğan’ı niye kandırdılar?

Soru önemli…

“RUSÇU KLİK”

TV haber kanallarında, gazetelerde iki gündem maddesi var.

Biri, Yargıtay’daki yargılama.

Diğeri, Suriye meselesi nedeniyle Rusya ile gerginleşen ilişkiler.

Bu iki gündem birbirinden farklı görülüyor değil mi?

Halbuki değil.

Burada sorumu bir daha anımsatıyorum:

Ergenekon-Balyoz kumpas süreci hiç yaşanmamış olsaydı; bugün Türkiye’de neler olurdu?

Hep yazdım:

Ergenekon soruşturmalarının amacı, Balyoz davasıydı. Yani, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde büyük bir tasfiye gerçekleştirmekti. Hedefleri; TSK içinde, “artık yeni bir dünya kuruluyor, tek başına NATO’ya bağlı olmak yanlıştır, Rusya, İran, Çin ile ittifaklar geliştirilmelidir” diyen komutanlardı!

Cemaat’in Zaman gazetesinden bir örnek vereyim.

Köşe yazarı İhsan Dağı, daha Balyoz süreci başlamadan 13 Ocak 2009’da “Rusya yanlısı darbe ve Ergenekon” başlıklı yazısında şöyle dedi:

“Ergenekon sadece bizim sorunumuz değil. Türkiye ile ilişkide olan neredeyse tüm ülkeleri ilgilendiriyor; özellikle de Türkiye’nin dış politikasında stratejik bir yön değişikliğinden olumlu veya olumsuz etkilenebilecek ülkeleri…

‘Rusçu’ bir kliğin kontrolüne giren Türk Gladio’su artık korunup kollanmıyor. Nedeni açık: Gürcistan ve doğalgaz krizlerinde iyice görülen Rusya-Batı gerginliği Türkiye’yi yeniden vazgeçilmez bir ‘cephe’ ülke konumuna getiriyor. Peki, böyle bir ülkede elli yıldır Batı güvenlik sistematiğinde bulunan bir ordunun Rusya yanlısı, NATO, ABD ve AB ile işbirliğine karşı ‘Rusçu’ bir kliğin eline geçmesine seyirci kalınır mı? Malzeme elde, Rusçu ekip güçlenmiş;NATO’nun ikinci büyük ordusu, ‘ABD ve AB ile işbirliğini bırakıp Rusya ve İran’la ittifak kuralım.’ diyen bir MGK Genel Sekreteri çıkarmış. Son dalgada gözaltına alınanlardan Tuncer Kılınç’ın, bu ‘stratejik ufkunu’ ilan etmesinin ardından 7 yıl geçmiş. Bu düzeydeki bir askerin böylesine derin bir ‘stratejik yeniden yapılanma’ yolu gösterdikten sonra makamında kös kös oturmuş olabileceğini kimse düşünmüyordur herhalde…“

Cemaat medyasında -ve bunların kuyruğuna takılmış yandaş medyada- onlarca, yüzlerce değil binlerce böyle yazı var.

Sonuçta… TSK içindeki ezberlenmiş önyargılı jeopolitik rotanın kırılmasını isteyen tüm askerler tasfiye edildi.

Gelelim bugüne…

Rusya, Suriye’nin resmi davetiyle uluslararası hukuka uygun olarak bu ülkeye geldi ve IŞİD ve benzerleriyle savaşmaya başladı.

Bu arada hava aniden değişiverdi.

Türk Genelkurmay’ı; iki Rusya savaş uçağının hava sahamızı ihlal ettiğini; savaş jetlerimizi taciz ettiğini ve füzeleri karadan kilitlendiğini açıkladı!

Son günlerde hayli iyi olan ilişkiler gerginleşiverdi.

İşte…

Rusya ile ilişkileri gerginleştirilen bu tür askeri açıklamaları okuduğumda aklıma hep aynı soru geliyor:

Ergenekon-Balyoz kumpas süreci yaşanmasıydı; Genelkurmay’ın komuta kademesi bugün nasıl şekillenirdi?

Bu yapay Rusya-İran-Çin krizi yaşanır mıydı?

Hele hele.. Suriye bataklığına saplanılır mıydı?

YAZININ TAMAMINI OKUMAIK İÇİN TIKLAYINIZ

Odatv.com

Erdoğan kandırılmaya devam edecek - Resim : 1

soner yalçın ergenekon Tayyip Erdoğan arşiv