Türkiye’nin koalisyonlar tarihi-6

Üçüncü koalisyonlar dönemi (1991-2002)

Referandumda kıl payı “evet” ile siyasal yasağı kalkan Demirel, DYP Genel Başkanı olarak 1991 Genel Seçimlerinde başbakan adayı olarak seçmen karşısındadır yeniden. Hamzakoy’dan Başbakanlığa uzanan 11 yılık süreç bir çırpıda geçivermiştir.

Ancak, bu kez, 12 Eylül dönemidir araya giren... Demirel, seçmenden ödünç oy istemekte; sosyal demokrat politikalarla alt ve orta gelir grubundaki toplum kesimleriyle bağ kurmaya çalışmaktadır.

1991 seçimlerine gidilirken, ANAP hükümeti Seçim Yasası’nda arızi anlamda değişikliklere gitmiştir.2 ile 4 milletvekili çıkaran seçim çevrelerinde yüzde 25 çevre barajı uygulanırken, 5-6 üye çıkaracak seçim çevrelerinde baraj yüzde 20 olarak saptanmıştır.

Başka bir değişiklik, tercihli sistemin devreye sokulmasıdır. Buna göre, tercihin dikkate alınması için, tercihli oyların adayın listesinde yer aldığı partinin o seçim çevresinde aldığı oyların yüzde 15’ini aşması gerekmektedir. Bu oranı aşan sayıda tercih oyu alan adaylar, en çok tercih alandan başlayarak parti listesinin başına geçirilecek ve o partiden milletvekili seçilenler bu yeni sıraya göre saptanacaktır. Hiçbir adayın yeterli tercih oyu alamaması durumunda ise, parti listesindeki sıralama esas alınacaktır.

Katılım oranının yüzde 83’lerde olduğu 20 Ekim 1991 Seçimleri’nde geçerli oylar 24.416.526 olmuş; sonuçlar şu tabloyu ortaya çıkarmıştır:

Türkiye’nin koalisyonlar tarihi-6 - Resim : 1

20 Ekim 1991 seçimlerinde, Seçim Yasası ittifakları yasakladığı için, ülke barajını aşabilme doğrultusunda HEP adayları SHP listelerinden; MHP ve IDP adayları da RP listelerinden aday olmuşlardır.

Seçimlere katılan partilerden Sosyalist Parti (SP) dışındaki beş parti de barajı aşarak meclise girmiş, ancak birçok seçim çevresinde bölge barajına takılan DSP’nin 40’ın üzerindeki milletvekilliği DYP’ye kaymıştır. Tercihli oylar beklenenden çok kullanılmış ve etkili de olmuştur.

Seçim sistemi, temsilde adaleti yine sağlayamamıştır. DYP yüzde 27 oy alarak Meclis’te yüzde 39,5 oranında temsil edilirken; DSP yüzde 10,8 oy almasına karşın Meclis’teki temsil oranı yüzde 1,6 ‘da kalmıştır!

1991 seçimleri, bir yerde, Evren-Özal döneminin kapanış eşiğidir. Aynı zamanda, 12 Eylül mağduru iki ana siyasal akımın; merkez sağ ve merkez sol’un da ittifak yönelişidir. Demirel’in DYP’si sosyal demokrat bir eda ile seçim alanlarına çıkmış, SHP ve DYP birbirine çatmak yerine ANAP’a çatmışlardır.

SHP, listelerinden aday yaptığı HEP kökenliler yüzünden Ege ve Karadeniz başta olmak üzere yurt genelinde ciddi bir oy kaybına uğramıştır. SHP-HEP ittifakını, ‘derin’ bir yaklaşımla devletin de arzuladığı ve yönlendirdiği söylenebilir. Bundan beklenen ise, Güneydoğu’nun sisteme entegrasyonudur. Ancak, umulanın tersine, süreç bambaşka mecralara kaymıştır. Yoksa, Erdal İnönü’nün hesapsızlık yaparak HEP ile basit bir ittifaka gireceğini sanmak safdillik olacaktır.

Seçim sonuçları, kaçınılmaz olarak koalisyon kapısını açmıştır.12 Eylül’e ve ANAP’a karşı olma temelinde, sivil bir parlamenter demokrasinin taşıyıcısı olmak temelinde , merkezin sağındaki ve solundaki ana partiler birbirine yaklaşmıştır. Kongar’ın da değindiği gibi, iki partinin seçim kampanyaları da sosyal demokrat bir eksende ve birbirine benzer temalar etrafında yürütülmüştür.

12 Eylül 1980 ‘den 20 Ekim 1991’e; 11 yıl süren Evren-Özal döneminin ardından, üç parlamento dönemi boyunca 12 yıl sürecek olan “Üçüncü Koalisyonlar Dönemi” başlamaktadır.

20 Ekim 1991 Seçimlerinden itibaren, bir parlamento dönemi süresince, 24 Aralık 1995 Seçimlerine kadar Türkiye’yi merkez sağ ve merkez sol partilerin oluşturduğu ve birbirini izleyen üç koalisyon hükümeti yönetmiştir. 9. ve 10. koalisyon hükümetleri sonrası Tansu Çiller tarafından kurulan Cumhuriyet tarihinin en kısa ömürlü (51. hükümet; ömrü sadece 10 gün olmuştur) azınlık hükümeti sayılmazsa, bir dönem süren merkez sağ-merkez sol koalisyon hükümeti çok uzun ömürlü bir “nehir koalisyon” olmuştur.

Kronolojik olarak belirtmek gerekirse; DYP/SHP(CHP) 49-50-52. hükümetleri, yani, 9.-10.-11.koalisyonları 20 Ekim 1991 seçimleri ile 24 Aralık 1995 seçimleri arasındaki dönemde kurmuşlardır.

DOKUZUNCU KOALİSYON HÜKÜMETİ (DYP-SHP; 21.11.1991-25.6.1993)

20 Ekim 1991 seçimlerinde hiçbir parti tek başına hükümeti kurabilecek çoğunluğu bulamayınca, Cumhurbaşkanı Özal, seçimlerden birinci parti olarak çıkan DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel’i hükümeti kurmakla görevlendirmiştir. 9 Kasım’da görevi alan Demirel’in listesi 20 Kasım’da Çankaya’ya sunulmuştur. Yüzde 26 ile seçimlerden birinci parti olarak çıkan DYP ile ağır bir yenilgi tadan SHP, dokuzuncu koalisyon hükümetini kurmuş ve 30 Kasım’da da TBMM’den güvenoyu almıştır. Hükümette DYP 20, SHP ise 12 bakanlıkla temsil edilirken, SHP Genel Başkanı Prof. Erdal İnönü de Başbakan Yardımcısı olmuştur. 49. hükümet, aynı zamanda Demirel’in kurduğu yedinci ve son hükümet olarak da tarihe geçmiştir.

DOKUZUNCU KOALİSYON HÜKÜMETİNİN BAKANLAR KURULU

Başbakan: Süleyman Demirel, DYP

Başbakan Yrd.ve Devlet Bakanı: Erdal İnönü, SHP

Devlet Bakanı: Cavit Çağlar, DYP

Devlet Bakanı: Tansu Çiller, DYP

Devlet Bakanı: Ekrem Ceyhun, DYP

Devlet Bakanı: Akın Gönen, DYP

Devlet Bakanı: Güler İleri, SHP

Devlet Bakanı: Gökberk Ergenekon, DYP

Devlet Bakanı: Orhan Kilercioğlu, DYP

Devlet Bakanı: Mehmet Kahraman, SHP

Devlet Bakanı: Ömer Barutçu, DYP

Devlet Bakanı: Mehmet Ali Yılmaz, DYP

Devlet Bakanı: Erman Şahin, SHP

Devlet Bakanı: Şerif Ercan, DYP

Devlet Bakanı: Mehmet Batallı, DYP

Adalet Bakanı: Seyfi Oktay, SHP

Milli Savunma Bakanı: Nevzat Ayaz, DYP

İçişleri Bakanı: İsmet Sezgin, DYP

Dışişleri Bakanı: Hikmet Çetin, SHP

Maliye Bakanı: Sümer Oral, DYP

Milli Eğitim Bakanı: Köksal Toptan, DYP

Bayındırlık ve İskan Bakanı: Onur Kumbaracıbaşı, SHP

Sağlık Bakanı: Yıldırım Aktuna, DYP

Ulaştırma Bakanı: Yaşar Topçu, DYP

Tarım ve Köyişleri Bakanı: Necmettin Cevheri, DYP

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı: Mehmet Moğultay, SHP

Sanayi ve Ticaret Bakanı: Tahir Köse, SHP

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı: Ersin Faralyalı, DYP

Kültür Bakanı: Fikri Sağlar, SHP

Turizm Bakanı: Abdülkadir Ateş, SHP

Orman Bakanı: Vefa Tanır,DYP

Çevre Bakanı: Doğancan Akyürek, DYP

ÇİLLER DYP'NİN BAŞINDA

Demirel, kurduğu yedinci kabineye yakın çalışma arkadaşları olan merkez sağ geleneğin ağır topları; Ceyhun, Cevheri, Sezgin’i dahil ederken, yepyeni bir isim de dikkat çekmektedir DYP kanadından: Ekonomi profesörü olan ve uzun yıllar ABD üniversitelerinde çalıştıktan sonra Boğaziçi Üniversitesi’ne dönen; tek parti dönemi CHP’sinin valilerinden Necati Bey’in kızı Tansu Çiller. Çiller, kaderin garip bir tecellisiyle Demirel Çankaya’ya çıkacak; kendisini de DYP’nin genel başkanlık koltuğunda ve başbakanlık makamında bulacaktır sürpriz biçimde!

Koalisyonun küçük ortağı SHP’de ise kabineye Genel Başkan Erdal İnönü’ye yakın isimler alınmıştır. Parti içi muhalefeti oluşturan Baykal ve arkadaşları kabinede Onur Kumbaracıbaşı ile temsil edilmişlerdir.

DYP-SHP koalisyonunun genel olarak iki temel amacı siyasi anlamda demokratikleşme, ekonomik ve sosyal anlamda ise sosyal refah devletidir. Bir yerde, dokuzuncu koalisyon, 12 Eylül rejiminin tasfiyesi esprisini açıkça ve kararlı olmasa da benimsemiş gözükmektedir. Bu amaç için uzlaşan tarafların yaklaşık yüzde 50’lik desteği vardır. Ayrıca, oluşumu izleyen ilk aylardaki kamuoyu yoklamaları, daha geniş bir yelpazenin koalisyona desteğini ortaya koymaktadır.

“REFORM VE ATILIM HÜKÜMETİ”

20 Kasım 1991’de göreve başlayan dokuzuncu koalisyon hükümetinin programı üç tam gün sonra, 24 Kasım 1991’de Meclis’te Başbakan Süleyman Demirel tarafından okunmuştur. 65 sayfalık hükümet programı, Demirel’in bu kürsüde okuduğu yedinci hükümet programıdır. Dokuzuncu koalisyon, hükümet programında kendisini; “Reform ve atılım hükümeti” olarak tanımlamıştır.

Programın başlangıcında, hükümetin önünde duran ‘sorunlar tablosu’ sıralanmış; ancak bunların çözümünün olduğu, ama zorlukların ve olumsuzlukların da kendilerini beklediği vurgulanmıştır. Ki, bunlar aynı zamanda iki partinin geçmişe dönük ortak teşhisidir. Koalisyon protokolüne paralel olarak, hükümet programında da, demokratikleşme ve insan haklarına etkin bir yaklaşım dikkati çekmektedir. Denilebilir ki, bu program adeta bir demokrasi ve insan hakları programıdır.

Güneydoğu’daki çok ciddi gelişmelere ve duruma ilişkin olarak, ayrılıkçı hareketi durdurabilmek için alınacak önlemler üzerinde geniş olarak durulmuş ve bu önlemler programa yansımıştır.

Hükümet programı, maslahatçı anlayışı ve yaklaşımları devam ettirmekte; devletin gücünü, olanaklarını temel sorunları aşma ve reformları gerçekleştirme yolunda mobilize edemeyeceğini hissettirmektedir. Bunun tek istisnası, demokrasi ve insan haklarına karşı geliştirilen duyarlılıktır. Ki, bunda hükümeti kuran iki parti mensuplarının 12 Eylül’de uğradığı siyasal yasakların ve partilerinin kapatılmalarının, Hamzakoy ve Zincirbozan günlerinin payı olsa gerektir.

Programın son bölümlerinde yer verilen uluslararası durum ve dış ilişkiler konusuna damgasını vuran gelişme; sosyalist sistemin çöküşü ile bloklar arası dengenin bozulması ve soğuk savaşın sona ermesidir.

Program, soğuk savaşın bittiğini ve bloklar arası rekabetin son bulduğunu belirtmekte ve dünyadaki yeni yapılanma arayışlarını saptamaktadır. Hükümet, aynı zamanda, yeni koşullarda yeni dengelerin kurulması ve yeni sorunların çözümü için batı dünyasına ortak davranış geliştirilmesini önermektedir.

DYP-SHP Koalisyonu’nun en belirgin özelliği, yalnızca bir iktidar ortaklığı ile sınırlı kalmaması, iktidar ortaklığını, sosyal devleti gerçekleştirmek ve demokratikleşmeyi sağlamak gibi iki önemli amacı bulunan bir programa bağlamış olması idi. Demokratikleşme konusunda önemli adımlar atılmışsa da, sosyal devletin gerçekleştirilmesi doğrultusunda atılan adımların da yeterli olduğu tartışma götürür.

Bunun nedeni Koalisyonun iki kanadı arasında yeterli uyumun sağlanması konusunda karşılaşılan güçlüklerde aranmak gerekir. Gerçekten de, koalisyonun DYP kanadı, zaman zaman, ANAP’la ya da ANAP’lı bazı milletvekilleriyle anlaşarak kendi amaçlarını ön plana çıkarmak gibi bir uyumsuzluk yaratmaktadır.

Dokuzuncu koalisyon hükümeti, üç nedenle başarılı sayılabilir: İlki, çok partili yaşama geçilmesinden sonra iki uzlaşmaz konuda ayrılmış bulunan cumhuriyet devlet geleneği temsilcilerinin, 1946’dan sonra ilk kez gönüllü bir demokratikleşme planı temelinde bir araya gelmiş olmasıdır. İkinci neden, koalisyon ortakları tarafından demokratikleşmenin başlıca amaçlarından biri olarak benimsenmiş olmasıdır. Üçüncü neden de, demokratikleşme konusunda koalisyonun kuruluşundan bu yana atılmış olan adımlardır.

1993 Nisan ortalarına kadar, yaklaşık 19 ay uyum içinde çalışmalarını sürdüren hükümeti bir sürpriz beklemektedir: 17 Nisan 1993’te Cumhurbaşkanı Turgut Özal, bir kalp krizi sonucu yaşama gözlerini yummuştur.

Bu hesapta olmayan şok gelişme karşısında Demirel de bir değerlendirme yapmış ve DYP Genel Başkanlığı ve Başbakanlıktan istifa ederek Cumhurbaşkanlığına aday olmuştur. SHP de Demirel’in adaylığını onaylamıştır. TBMM’nin 16 Mayıs 1993’teki birleşiminde, üçüncü turda 244 milletvekilinin oyu ile Demirel Köşk’e çıkmış, 9. Cumhurbaşkanı olmuştur.

49. hükümetten sonra DYP’ye kim genel başkan olacak, Demirel, Cumhurbaşkanı olarak 50. Hükümeti kurma görevini kime verecektir? Bu sorunun yanıtını 13 Haziran 1993’te toplanan DYP’nin Olağanüstü Büyük Kongresi verir: Prof. Tansu Çiller büyük oy farkıyla DYP Genel Başkanı olmuştur. Bu sonucun alınmasında Hüsamettin Cindoruk’un tereddütlü ve ikircikli tavrının yanında Demirel’in daha önce Özal’ı suçladığı için tarafsız kalma kompleksi de rol oynamıştır.

ONUNCU KOALİSYON HÜKÜMETİ (DYP/SHP; 25.6.1993-5.10.1995)

DYP Genel Başkanı Tansu Çiller’in başbakanlığındaki kabinede SHP-CHP cenahındaki genel başkanlık değişikliklerinden dolayı sırasıyla; Erdal İnönü, Murat Karayalçın ve Hikmet Çetin Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığını üstlenmişlerdir. 27 ayı aşkın görevde kalan hükümette çok sayıda bakan değişikliği olmuş; bazı isimler de farklı bakanlıklarda görev almışlardır. Böylelikle Onuncu Koalisyon Hükümetinin kuruluştaki kabine listesini vermek yerine, görev alanların tamamını aktarmayı yeğliyorum:

Başbakan: Tansu Çiller (DYP).

Başbakan Yardımcıları: Erdal İnönü, Murat Karayalçın, Hikmet Çetin (SHP).

Devlet Bakanları: Ali Şevki Erek (DYP), Nurhan Tekinel (DYP), Salih Sümer (SHP), Mehmet Gazioğlu (DYP), Türkan Akyol (SHP), Esat Kıratlıoğlu (DYP), Mehmet Gölhan (DYP), Azimet Köylüoğlu (SHP), Aysel Baykal (SHP), Mehmet Gülcegün (DYP), Ahmet Şanal (DYP), Nafiz Kurt (DYP), Şükrü Erdem (DYP), Ziya Halis (SHP), Necmettin Cevheri (DYP), Güneş Müftüoğlu (DYP), Bahattin Alagöz (DYP), İbrahim Tez (SHP), Onur Kumbaracaıbaşı (SHP), Aykon Doğan (DYP), Mustafa Çiloğlu (DYP), Bekir Sami Daçe (DYP), Yıldırım Aktuna (DYP), Önay Alpago (DYP), Cemil Erhan (DYP), Erman Şahin (SHP), Ayvaz Gökdemir (DYP), Fikri Sağlar (SHP), M. Ali Yılmaz (DYP), Abdülbaki Ataç (DYP), Mehmet Kahraman (SHP), Algan Hacaloğlu (SHP).

Adalet Bakanları: Seyfi Oktay, Mehmet Moğultay (SHP).

Milli Savunma Bakanları: Mehmet Gölhan, Nevzat Ayaz (DYP).

İçişleri Bakanları: Mehmet Gazioğlu, Nahit Menteşe (DYP).

Dışişleri Bakanları: Erdal İnönü, Murat Karayalçın, Hikmet Çetin, Mümtaz Soysal (SHP).

Maliye ve Gümrük Bakanı: İsmet Atilla (DYP).

Milli Eğitim Bakanları: Nahit Menteşe, Nevzat Ayaz (DYP).

Bayındırlık ve İskan Bakanları: Erman Şahin, Fikri Sağlar, Halil Çulhaoğlu, Onur Kumbaracaıbaşı, Mustafa Yılmaz (SHP).

Sağlık Bakanları: Kazım Dinç, Doğan Baran, Rıfat Serdaroğlu (DYP).

Ulaştırma Bakanları: Ali Şevki Erek, Mehmet Köstepen, Nafiz Kurt (DYP).

Tarım ve Köyişleri Bakanı: Refaiddin Şahin (DYP).

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanları: Mehmet Moğultay, Aydın Güven Gürkan, Nihat Matkap, Ziya Halis (SHP).

Sanayi ve Ticaret Bakanları: Hasan Akyol, Mehmet Dönen, Tahir Köse (SHP).

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı: Veysel Atasoy (DYP).

Kültür Bakanları: Fikri Sağlar, İrfan Gürpınar, Timurçin Savaş, İsmail Cem, Ercan Karakaş (SHP).

Turizm Bakanları: Abdülkadir Ateş, Şahin Ulusoy, İrfan Gürpınar, Halil Çulhaoğlu (SHP).

Çevre Bakanı: Rıza Akçalı (DYP).

Orman Bakanı: Hasan Ekinci (DYP).

Prof. Tansu Çiller başkanlığında kurulan 50. Hükümet (Onuncu Koalisyon Hükümeti) de, ilkeler ve programın kimi farklılıklarla devamını öngörmüş, 49. hükümetin izlekçisi olacağını belirtmiştir. Protokolde demokratikleşmeye vurgu yapılırken, SHP’nin de buna karşılık DYP’ye özelleştirme konusunda ödün verme yoluna gittiği anlaşılmaktadır.

ERDAL İNÖNÜ İÇİN BARDAĞI TAŞIRAN DAMLA

5 Temmuz 1993’te TBMM’den oylamaya katılan 432 milletvekilinin 247’sinin desteği ile güvenoyu alan Birinci Tansu Çiller Hükümetini ekonomik krizle birlikte Kürt sorunu ve tırmanışa geçen köktendinci kalkışma beklemektedir.

Cumhuriyet tarihine bir utanç sayfası, kara bir leke olarak geçen Sivas katliamı koalisyonda önemli bir krize neden olsa da ilgili bürokratların görevden alınmasıyla işin içinden çıkılması yoluna gidilmiştir.

Ancak, bu olay belki de Prof. Erdal İnönü için bardağı taşıran son damla olmuş; İnönü, sürpriz biçimde SHP Genel Başkanlığı ve Başbakan Yardımcılığından ayrılarak siyasal yaşamını noktalamıştır. Çiller, İnönü ile ancak dört ay çalışabilmiştir.

SHP Olağanüstü Büyük Kurultay’ı Murat Karayalçın’ı genel başkanlığa getirmiş, Karayalçın da milletvekili olmamasına karşın başbakan yardımcısı olarak kabineye girerek görevini 27 Mart 1995 tarihine kadar sürdürmüştür. “Merkez sağ-merkez sol” koalisyonunun her iki kanadı da yeni liderlerle yoluna devam etmektedirler. Demirel’in Cumhurbaşkanı olması, İnönü’nün de misyonunu tamamladığını öne sürerek siyasetten çekilmesi sonucu böyle bir tablo oluşmuştur.

Bir süre sonra toplanan SHP/CHP Bütünleşme Kurultayı, bütünleşmenin CHP çatısı altında gerçekleştirilmesi kararını vermiş; Hikmet Çetin, yeni CHP Genel Başkanı olarak başbakan yardımcılığını Murat Karayalçın’dan devralmıştır. Karayalçın’ın hemen tüm zamanını hükümet çalışmalarına ayırması ve milletvekili olmaması gibi etkenler partideki gücünü kırmıştır. Bu da SHP’de huzursuzlukları beraberinde getirmiştir. Çiller ise, DYP’de tam tersine balayı havasına neden olmuş; hatta bu prestiji ve gücüyle koalisyonu bir kenara iterek kimi konularda sağ partilerle fiili bazı işbirliklerine bile yönelmiştir.

Tansu Çiller başkanlığında, DYP ve SHP tarafından kurulan onuncu koalisyon hükümeti, 19 ayı aşan bir koalisyon hükümeti deneyimiyle, iki parti tarafından yeni bir koalisyon protokolüne dayandırılmıştır. 24 Haziran 1993 tarihli; “DYP ile SHP Arasında İmzalanan Ortak Hükümet Protokolü ve Ekleri” Dokuzuncu Koalisyon Protokolüne göre daha kısadır ve ekleriyle birlikte 23 sayfadan ibarettir. Ancak, özü ve ruhu itibarıyla önceki protokolle uyumluluk göstermektedir.

Onuncu koalisyon hükümetinin programı da, önceki gibi demokrasiye ve insan haklarına vurgu yapmış; Güneydoğu’da Olağanüstü Hal’in kaldırılması, Koruculuk Sistemi’nin kaldırılması gibi cesur hedefler öngörülmüştür. Yeni bir anayasa hedefi de açıklıkla ortaya konulmuştur. Kendisini bir “reform hükümeti” olarak tanımlayan hükümetin programı karakteristik olarak bir önceki hükümet programından farklı değildir ve bu nedenle de benzer eleştirilere uğramıştır.

Tansu Çiller’in kurduğu İkinci DYP/SHP Koalisyonu döneminde şiddet temelinde gelişen ayrılıkçı Kürt hareketi önemli bir ivme kazanmış, buna koşut olarak da reaksiyoner yönelişler gündeme gelmiştir. HEP’lilerin milletvekilliklerinin düşürülmesi ve tutuklanmaları bu sürecin yansımalarından biridir. Ancak, reaksiyoner hareketler bununla sınırlı kalmamış; çok tartışmalı bir ‘ayrılıkçı Kürt hareketi ile mücadele’ sayfası da açılmıştır. ‘Çiller Özel Örgütü’ olarak tanımlanan ve Susurluk Çetesi ile de bağlantılı olduğu açığa çıkan devlet içindeki yasadışı yapılanmanın işlediği cinayetler, sabotajlar, darbe girişimleri, yer altı dünyasının kontrolüne ve para trafiğini ele geçirmeye dönük girişimler gündeme bütün ağırlığıyla yerleşmiştir. Üstelik demokratikleşme perspektifli bir ortak hükümet döneminde bu gelişmelerin tohumlarının atılması çok ilginçtir. Burada, hükümetin SHP kanadının ‘uyuduğunu’ saptamak herhalde abartma olmayacaktır. Tıpkı, Evren-Özal döneminde güçlenen köktendinci akımların siyaset sahnesine de güçlü bir şekilde çıkacağının ve buradan beslenen ve kuvvet alan yasadışı köktendinci akımların kamu yaşamını tehdit edecek boyutlara tırmanacağının da saptanamayışı gibi...

Koalisyon ortağı CHP’de altı aylık Hikmet Çetin döneminden sonra, 9 Eylül 1995’te toplanan CHP’nin 27.Kurultayı’nda Deniz Baykal, Karayalçın’ın delegeden aldığı 309 oya karşılık 681 oy alarak genel başkan seçilmiştir.

Baykal, Çiller’in karşısına yeni taleplerle çıkmaktadır. 20 Eylül’de gerçekleşen Çiller-Baykal buluşmasında ortaklar anlaşamamıştır. Bunun üzerine, aynı gün Çiller, Cumhurbaşkanı Demirel’e istifasını sunmuştur. Böylelikle, merkez sağ-merkez sol koalisyonunun Çiller başkanlığındaki ikinci dönemi de son bulmuştur. SHP(CHP)’nin üç lideri ile çalışan Çiller, dördüncü lider Baykal’la yoluna kesintisiz olarak devam edememiştir.

Şurası çok açıktır ki, Demirel’in kurduğu Birinci DYP/SHP Koalisyon Hükümeti ile Çiller’in kurduğu İkinci DYP/SHP (CHP) Koalisyon Hükümeti oldukça farklılıklar göstermiştir. Nitekim bu farklılıklar daha sonra ortaya çıkan çete süreci ve yeni siyasal çalkantılarla daha iyi anlaşılacaktır.

ON BİRİNCİ KOALİSYON HÜKÜMETİ: (DYP-CHP; 30.10.1995-6.3.1996)

50. hükümet sonrasındaki siyasal tıkanıklık ortamında, Çiller’in kurduğu DYP azınlık hükümeti 191 kabul ve 230 ret ile güvenoyu alamamıştır. 5 Ekim 1995’te kurulan İkinci Çiller Hükümeti on günlük ömrü ile Cumhuriyet tarihinin en kısa hükümetidir.

Sırada yeni bir koalisyon hükümeti vardır; ülkeyi seçime götürmek için hemen her partinin hemfikir olduğu bir ortamda Çiller, yüzünü yeniden CHP’ye dönmüştür. Baykal, 5 Nisan Paketi’nin iflas ettiğini, Türkiye’nin güçlü ve yeni bir iktidara gereksinimi olduğunu zaten dile getirmektedir. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın koşullarını kabul eden Çiller, 52. Hükümeti kurmak için görevi Cumhurbaşkanı Demirel’den almıştır. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz ise bu duruma çok fena bozularak on birinci koalisyonun oluşumunu “Çankaya destekli Bizans hükümeti” olarak değerlendirmiştir. Yılmaz’a göre, teamüller çiğnenerek görev yanlış adrese verilmiştir. Buna karşılık, Cumhurbaşkanı Demirel, yaptığı yazılı açıklama ile Yılmaz’ı şöyle yanıtlamıştır:

“Teamüller, güvenoyu alabilecek sayıyı bulabilme ihtimali olana ve bu yönde güvence verene hükümet görevinin verildiği şeklindedir. Sayın Mesut Yılmaz, bana sayısal açıdan nasıl bir hükümet kurabileceğini söyleseydi, kendisine görev verirdim. Zaman kaybını önlemek görevimdir. Kaldı ki, hükümetin kurulabilmesi halinde güvenoyu talebiyle Meclis’in önüne gelineceği bilinmektedir. Yanlış veya haksız bir şey yapılmışsa bunu, kurulacağı varsayılan hükümetin güven oylaması sırasında Meclis’te tashih etmek yine Mesut Yılmaz’ın gayretine bağlıdır. Bu açıdan Sayın Mesut Yılmaz için kaybolan bir şey yoktur.”

20 Ekim 1995’te açıklanan Seçim Protokolü, aynı zamanda DYP-CHP Koalisyon Sözleşmesidir. Bir yerde, Baykal’ın tabiriyle, iki parti “nikah tazelemiştir”.

ON BİRİNCİ KOALİSYONUN BAKANLAR KURULU

Başbakan: Tansu Çiller, DYP Milletvekili

Başbakan Yrd.ve Dışişleri Bakanı: Deniz Baykal, CHP Milletvekili

Devlet Bakanı: Necmettin Cevheri, DYP Milletvekili

Devlet Bakanı: Cavit Çağlar, DYP Milletvekili

Devlet Bakanı: Aykon Doğan, DYP Milletvekili

Devlet Bakanı: Abdülkadir Ateş, CHP Milletvekili

Devlet Bakanı: Ali Dinçer, CHP Milletvekili

Devlet Bakanı: Ayvaz Gökdemir, DYP Milletvekili

Devlet Bakanı: Münif İslamoğlu, DYP Milletvekili

Devlet Bakanı: Ömer Barutçu, DYP Milletvekili

Devlet Bakanı: Adnan Ekmen, CHP Milletvekili

Devlet Bakanı: Mehmet Sevigen, CHP Milletvekili

Devlet Bakanı: Coşkun Kırca, DYP Milletvekili

Devlet Bakanı: Işılay Saygın, DYP Milletvekili

Devlet Bakanı: M.Alp, DYP Milletvekili

Devlet Bakanı: Salim Ensarioğlu, DYP Milletvekili

Savunma Bakanı: Vefa Tanır, DYP Milletvekili

İçişleri Bakanı: Teoman Ünisan, Bağımsız

Adalet Bakanı: Firuz Çilingiroğlu, Bağımsız

Maliye Bakanı: İsmet Atilla, DYP Milletvekili

Milli Eğitim Bakanı: Turhan Tayan, DYP Milletvekili

Ulaştırma Bakanı: Oğuz Tezman, Bağımsız

Bayındırlık Bakanı: Adnan Keskin, CHP Milletvekili

Sağlık Bakanı: Doğan Baran, DYP Milletvekili

Tarım Bakanı: Nafiz Kurt, DYP Milletvekili

Çalışma Bkanı: Mustafa Kul, CHP Milletvekili

Sanayi Bakanı: Fuat Çay, CHP Milletvekili

Enerji Bakanı: Şinasi Altıner, DYP Milletvekili

Kültür Bakanı: Fikri D.Sağlar, CHP Milletvekili

Turizm Bakanı: İrfan Gürpınar, CHP Milletvekili

Orman Bakanı: Hasan Ekinci, DYP Milletvekili

Çevre Bakanı: Hamdi Üçpınarlar, DYP Milletvekili

1 Kasım 1995’te güvenoyu alan 52. Hükümet 54 günlük ömrü ile Türkiye’yi genel seçimlere götürecektir. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan Yardımcılığının yanında Dışişleri Bakanlığı’nı da üstlenmiştir. Koalisyon, bir seçim hükümeti de olduğu için seçim yasası gereğince İçişleri, Adalet ve Ulaştırma Bakanlıklarına ilgili bakanlıklarda bürokrat olarak çalışan bağımsızlar atanmıştır.

Ciddi basın organları bile hükümetin oluşumu, yapısı ve programından çok, olası adaylıkları ve partilerin yaklaşımlarını işlemektedir. Türkiye, artık nefesini tutmuş 24 Aralık’ı beklemektedir. 24 Aralık 1995 genel seçimleri Üçüncü Koalisyonlar Dönemi’ni devam ettirecek bir sonuç mu getirecektir, yoksa koalisyonlar kesintiye mi uğrayacaktır? Ancak, parçalı bir siyasal yapı görünümü içindeki partiler yelpazesinin girdiği seçimlerden çıkacak koalisyon sonucu kimse için sürpriz olmayacaktır. Nitekim siyasal partiler daha seçimden önce dolaylı ittifaklar ya da seçim öncesi gevşek koalisyonlar oluşturmak için harekete geçmektedirler.

(“Türk Siyasal Yaşamında Koalisyon” (BigBang Yayınları, 3. Baskı Mayıs 2015, Ankara) adlı eserimden yola çıkarak hazırladığım yazı dizisi devam edecek)

M. Ayhan Kara

Odatv.com

Türkiye’nin koalisyonlar tarihi-6 - Resim : 2

Türkiye’nin koalisyonlar tarihi-6 - Resim : 3

Türkiye’nin koalisyonlar tarihi-6 - Resim : 4

Türkiye’nin koalisyonlar tarihi-6 - Resim : 5

Türkiye’nin koalisyonlar tarihi-6 - Resim : 6

koalisyonlar tarihi arşiv