Eleştirmenleri vurun!

Yönetmen Merlyn Ecer Solakhan'ın 1985'te çektiği “Tekerleme” filmindeki eleş­tirmen tiplemesinin adı “Atay Dolay” idi.

Eleştiri…

Kişi, eser ya da konuyu doğru ve yanlışlarını göstere­rek anlatmak amacıyla yazılan metindir.

Eleştiride amaç yapıcı ol­maktır; “doğru yolu” göster­mektir.

Yani… Eleştiri “iyileştirme sanatı”dır.

Bir estetiği vardır.

Eleştirmen mutlak ente­lektüel ve objektif olmak zorundadır.

Ama…

Ülkemizde genelde kişisel duygularla “öznel eleştiri” yapılır:

Ya dayanışma amacıyla öv­güde sınır tanınmaz!

Ya da hasetlikle sövgüde sı­nır tanınmaz!

Keza… Meselenin diğer yönü var:

Eleştirilen, eleştirmene ta­hammül göstermez; “sen kim oluyorsun!”

Kuşkusuz bu sözle de kal­maz.

Tunca Arslan, Türkiye'nin önde gelen sinema yazarların­dan/eleştirmenlerinden.

Üç kez Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) başkanlığını yürüttü.

Sinema ile ilgili kitaplar yazdı.

Bu ay başında yeni sinema kitabını çıkardı:

“Eleştirmenleri Vurun!”

– Eleştirmenlere küfredenleri biliyordum.

– Eleştirmenlerden nefret edenleri biliyordum.

– Eleştirmenleri dövmek isteyenleri biliyordum.

Hele tekme, tokat ve küfürlerin havada uçuş­tuğu festivalleri yakından biliyordum.

Ancak…

Türk sinemasında tuhaf eleştirmen tipleri yaratıldı­ğını bilmiyordum!

Tunca Arslan'ın kitabında ilginç örnekler var.

Okudukça kimi zaman kah­kaha atıyorsunuz…

“AHLAT HÖRGÜÇ”

Turgut Demirağ (1921-1987), yönetmen…

1966 yılında “Kadın Avcıla­rı” filmini çekti.

Filmine “Ahlat Hör­güç” diye bir karakter koydu!

Filmin “bol viski ve striptizli” dans partisi sahnesinde konuk­lardan biri şöyle tanıtılıyordu:

Hangi gazetede çalış­tığını bir türlü tespit ede­mediğimiz kıymetli sinema yazarı Ahlat Hörgüç…”

Ortama dahil olan ve hemen kızları kesmeye başlayan “Ahlat Hörgüç”, yanındaki “Eciş Bolcarto” adlı arkadaşına şöyle diyordu: “Ya şuradan bana da bir kız ayarlasana.”

– Eciş Bolcarto: Orası kolay… Eee, haftaya Antalya Film Festivali'ne gidiyoruz di mi?

– Ahlat Hörgüç: Ayıp ettin be, jürinin en kral üyesiyim, kazanacak filmleri bile şimdiden seçtim.

– 1. Kız: Nasıl seçtiniz, festi­val başlamadı bile…

– Ahlat Hörgüç: Festivalden sonra yayımlanacak yazımı da şimdiden yazdım. Yazımın başlı­ğı da “Utanç Duvarı”.

– 2. Kız: Ooo maşallah Hörgüç Bey, desenize yalan makineniz bugünden çalışmaya başladı.

– Eciş Bolcarto: Bizim mes­leğimizde hakikat okuyucu için enteresan değildir.

Ve sahne bu “mesajla” biter…

“Ahlat Hörgüç” kimdi?

Sözü Tunca Arslan'a bıra­kayım:

“Filmin çekildiği tarihte 34 yaşında bulunan, sonradan ar­şivciliği, enteresan koleksi­yonları ve yazdığı onlarca ki­tapla ‘Yeşilçam'ın kaydını tutan adam' olarak tanınacak değerli eleştirmen Agâh Özgüç'tür.

Filmdeki ‘Eciş Bolcarto' tip­lemesi ise, o dönemin tanınmış magazin muhabirlerinden, Yeşilçam'ın girdisini çıktısını iyi bilen, Özgüç'ün yakın arkada­şı, onu gazeteciliğe ve sinema yazarlığına yönlendiren Enis Olcayto'dan başkası değildir!

Turgut Demirağ'ın böyle bir yönteme başvurmasının nedeni; Agâh Özgüç'ün Akşam Gaze­tesi'nde bir süre önce ‘Türk sinemasında purolu ve pap­yonlu bir gangster' başlıklı makale yazarak Demirağ'ı sert biçimde eleştirmesidir.

‘Türk Sinemasının Klepto­manları' gibi yazılar kaleme ala­rak, hangi yönetmenin hangi fil­minde hangi yabancı filmden sahneler yürüttüğünü ortaya döken Agâh Özgüç'ün ‘omuz attığı' kimi sinemacılarca hedefe konulmasının son örneği de olmayacaktır bu.”

“ATAY DOLAY”

Tunca Arslan'ın “Eleş­tirmenleri Vurun!” kitabı keyifli okunuyor. Yeşilçam çok renkli!

“Ahlat Hörgüç” (Agâh Öz­güç) tek örnek değil…

Cüneyt Arkın'ın 1979'da çektiği “Kanun Benim” filmin­deki “Sungur Çapan” aslın­da Sungu Çapan idi.

Acımasız katilin adıdır, “Sungur Çapan!”

Filmde şu diyalog var:

– Sungurlar ile başa çıkıl­maz, onlar bitmez.

– Bitecek… Bugün bir Sungur, yarın hepiniz bi­teceksiniz. Yarın bir Sungur, öbür gün bütün Sungurlar tutuklanacak…

Tunca Arslan meslekta­şı sinema eleştirmeni Sungu Çapan'a soruyor; “neydi bunun sebebi?”

Çapan gülümseyerek, “yahu vardı öyle bir film hakikaten” diye geçiştirip, pek üstünde durmuyor!

Son bir örnek daha ver­meliyim:

Yönetmen Merlyn Ecer Solakhan'ın 1985'te çektiği “Tekerleme” filmindeki eleş­tirmen tiplemesinin adı “Atay Dolay” idi.

Filmde diyalog şöyle:

– Atay Dolay'ın Taviani Kardeşler'le ilgili bir yazısı yayımlandı, okudun mu?

– Atay Dolay'ı artık oku­muyorum. Onun hakiki bir ahmak olduğunu anladım. Yağlı Güreş filmine beş yıldız veriyor. Beş yıldız, başyapıt demek. Bonnie and Clyde'a dört yıldız veriyor. Yani, iyi… Daniele Huillet ve Jean Marie Straub'u sinemacı saymıyor. Onlar anti-sinema yapıyorlar­mış…

Tahmin etmişsinizdir…

“Ahmak” olarak nite­lenen eleştirmen “Atay Dolay” karakteri, Atilla Dorsay'dan başkası değil!

Tunca Arslan kitabında sadece bizden/Yeşilçam'dan değil, yurtdışındaki filmlerden de örnekler sıralıyor. Keza…

Tunca Arslan, meslektaş­larını da eleştirmekten geri durmuyor. Sinema yazarı Zahit Atam'ın, Nuri Bilge Ceylan “saplantısını/takıntısı­nı” hayretler içinde okudum! Neyse…

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Odatv.com

Eleştirmenleri vurun! - Resim : 1

soner yalçın odatv arşiv