Ekonomik sorunlardan “nakit para gelmesiyle” kurtulmak mümkün mü

Tercihiniz ulusal kaynaklara dayalı olarak ulusal ekonominin yeniden inşası olacaktır

Ekonomide ağırlaşan sorunlara karşı piyasacı kesim tarafından uzun zamandır “yapısal reform” adı altında dile getirilen mucize çözüm paketi, gün geçmiyor ki yeni taraftarlar bulmasın. Türkiye Barolar Birliği Başkanı’nın Odatv’de yayınlanan “Ekonomide en etkili olacak tedbir budur” başlıklı yazısında “en etkili tedbir” olarak ifade ettiği çözüm önerisi de bu çözüm paketi kapsamda dile getirilen başlıklardan birisi. Metin Feyzioğlu’nun çözüm olarak önerdiği “tedbir” -sorunun teşhisine yönelik olarak yapmış olduğu açıklamalarla uyumlu olarak- uzun zamandır yerli yabancı sermaye kesimi sözcüleri tarafından “yapısal reform” paketi içerisinde dile getirilen en önemli başlıklardan birisi olan “hukukun üstünlüğünün tesisi”. Doğrudan kendi sözleriyle ifade edersek, “Ekonominin çarklarının dönmesi için faizin düşmesi iyi. İyi ama yetmez. Ülkenin hukuk düzeni yeteri kadar güven vermezse, nakit para gelmez, içerideki dışarı gider, dolara gider, düşse bile garanti diye faiz için bankaya gider.”

Metin Feyzioğlu’nun, Prof. Dr. Daron Acemoğlu’nun “Ulusların Düşüşü” isimli kitabında “kapsayıcı yönetim” adı altında sıklıkla dile getirdiği görüşlerin farklı bir üslupla tekrarı niteliğindeki “Ülkenin hukuk düzeni yeteri kadar güven vermezse, nakit para gelmez…” şeklindeki sözlerine özellikle dikkat çekmek istiyorum. Feyzioğlu’nun sözlerini benzer yazılardan, açıklamalardan farklı/önemli kılan husus, bir hukukçu üstelikte Türkiye Barolar Birliği Başkanı bir hukukçu tarafından söyleniyor olması. Diğer bir önemli husus, “hukuk düzeni” kavramının insan hakları, adalet, sosyal devletle ilişkisinin yerine küresel sermaye hareketlerine verilecek hukuki güvencelerle, “nakit paranın gelmesi” ile ilişkili olarak telaffuz ediliyor olması.

EĞER SORUNUN KAYNAĞINI 40 YILDIR UYGULANAN POLİTİKALAR DEĞİLSE…

Bu noktada ilk olarak, ekonominin iyileşmesi ile para gelmesi arasında, tartışmasız, bilimsel bir gerçeklikten bahsediyormuşçasına kurulan bu doğrudan bağın sorgulanması, devamında hukuk düzeninin güven vermesiyle “para gelmesi” arasında kurulan ilişkinin ne anlama geldiğinin tartışılması, son olarak da “para gelmesinin” ekonomik sorunların çözümü için yegane yol olarak sunuluyor olmasının ne derece doğru olduğunun -geçmiş 40 yılda ülkemizde ve dünyada yaşanan gerçekler göz önüne alınarak- ortaya konulması gerekiyor.

İlkiyle başlayalım. “Ekonominin iyileşmesi”, “ekonomik sorunların çözülmesi” ile “para gelmesi” arasında kurulan doğrudan ilişki konusunun, tartışılmaz bir şekilde ülke ekonomisinin dış kaynağa bağımlı olmasıyla ilişkili olduğu açıktır. Yazar tarafından sorun, yani içinde bulunduğumuz ekonomik koşullar ile çözüm, yani “para gelmesi” arasında kurulan bu doğrudan ilişki, ekonominin gereği kaçınılmaz bir gerçeklik mi yoksa yaklaşık 40 yıldır uygulanan ekonomik sistemin doğurduğu bir zorunluluk/hastalık mı olduğunu tartışmayı zorunlu kılmaktadır. Bundan da öte, bu tartışma Daron Acemoğlu’nun kitabının isminden de kolayca anlaşılacağı üzere, ekonomik politika tercihlerimizle, ülkenin ve dünyanın geleceğiyle ilgili hayallerimizle, beklentilerimizle, yani küreselleşme, ulus devlet tartışmalarıyla doğrudan ilişkili olmak zorunda. Eğer sorunun, yaklaşık 40 yıldır uygulanmakta olan ve AKP döneminde tüm ulusal varlıkların yok edilmesi sonucunu doğuracak derecede serpilip gelişen aşırı finansallaşmaya dayalı küresel sistemle bütünleşme, dış kaynağa dayalı “niceliksel büyüme” politikalarının sonucu olduğunu düşünüyorsanız, tercihiniz ulusal kaynaklara dayalı olarak ulusal ekonominin yeniden inşası olacaktır. Eğer sorunun kaynağını 40 yıldır uygulanan politikalar değil de, gelecek paraya verilecek hukuki güvencelerin eksikliği olarak görüyorsanız çözümünüz, söz konusu hukuki güvencelerin verilmesi ve borç paraya dayalı niceliksel büyüme politikalarının gittiği yere kadar sürdürülmesi yönünde olacaktır.

EKONOMİK SORUNLARDAN “NAKİT PARANIN GELMESİYLE” KURTULMAK MÜMKÜN OLABİLİR Mİ

Bu noktada “hukuk düzeninin güven vermesi” derken kastedilenin, gelen/gelmesini istediğimiz paraya, gerektiği anda sağlamış olduğu kazançlarla birlikte gidebilmesi için gerekli hukuki güvencelerin verilmesi olduğu sanırım son derece açık. Finans kesiminin, yapısal reformcuların “hukukun üstünlüğü” lafını ağızlarından düşürmemelerinin nedeni de bu. Daha açık ifadeyle; Sermaye hareketlerine Özal döneminde sağlanan hukuki serbestinin bir daha geri dönülemeyecek, gelecekteki iktidarları da bağlayacak şekilde üst hukuki belgelerle garanti altına alınması, yeniden devletçi/kamucu politikalara, piyasacılık dışı ekonomi politikalara dönülmesinin geri dönülmez şekilde engellenmesi; Ekonomik politika tercihleri konusunda tek sesliliğin, demokrasi lafı ağızlardan düşürülmeden savunulup, çok sesliliğin “hukuk düzeniyle” yok edilmesi. Bu noktada geçtiğimiz aylarda TL’nin değer kaybı, faiz ve Merkez Bankası bağımsızlığı eksenli olarak yapılan tartışmaların, “Türkiye sermaye hareketlerine kısıtlama getirmeye, iktidar 12 Eylül ve 24 Ocak öncesine dönmeye mi çalışıyor” vb. piyasacı kesim tarafından“panik” üslubunda yapılan açıklamaların hatırlanması yeterli olacaktır.

Son olarak yanıt aranması gereken soru, para gelmesinin ekonomik sorunların çözümü için alternatifsiz tek yol olarak sunuluyor olmasının ne derece doğru olduğu. Borçlanarak büyümenin, gelirinden çok yani borçlanarak harcamanın sonucu olan ekonomik sorunlardan daha fazla para girişiyle yani yeni borçlar alınarak, Feyzioğlu’nun sözleriyle ifade edersek “nakit paranın gelmesiyle” kurtulmak mümkün olabilir mi diye sorup, yanıtı sizlere bırakayım.

Mutlu bayramlar diliyorum.

https://odatv.com/ekonomide-en-etkili-olacak-tedbir-budur-03081949.html

http://www.hurriyet.com.tr/sermaye-hareketlerini-sinirlama-hazirligi-178218https://www.bloomberght.com/haberler/haber/1504933-babacan-sermaye-hareketlerine-kisitlama-intihardir

https://t24.com.tr/yazarlar/baris-soydan/herkes-sermaye-kontrollerinden-soz-ediyor-yoksa,22610

https://www.bloomberght.com/yabanci-kurumlarin-yeni-gozdesi-turk-lirasi-2230374

Ahmet Müfit

Odatv.com

ahmet müfit arşiv