Ekmeleddin İhsanoğlu devekuşu

Yakın tarihlerde (27.04, 08.05 ve 11.05) CHP’nin nasıl bir cumhurbaşkanı adayı belirlemesi gerektiği konusunda yazılar yazdım. Örneğin 27 Nisan’da...

Yakın tarihlerde (27.04, 08.05 ve 11.05) CHP’nin nasıl bir cumhurbaşkanı adayı belirlemesi gerektiği konusunda yazılar yazdım.

Örneğin 27 Nisan’da yazdığım “Cumhurbaşkanı Aday(lar)ım” başlıklı yazıda adayın sahip olması gereken nitelikleri şöyle sıraladım.

“1)Adayın RTE’nin birinci turda seçilmesine engel olacak bir kitleye hitap etmesi lazım.

2)Adayın ikinci turda hem muhafazakâr hayat tarzını benimsemiş kitleden (MHP başta olmak üzere, sonradan AKP’ye kaymış eski ve mütedeyyin DYP ve ANAP seçmeni), hem de modern hayat tarzını benimsemiş kitleden (başta CHP’li modernler olmak üzere iki arada bir derede kalmış modern-muhafazakârlar) birlikte oy alabilecek kişi olması lazım.”

Niteliklere sahip kişi örneği olarak İlhan Kesici’ye atıfta bulunmuştum.

Kendime göre gerekçelerim şunlardı:

“Kesici’nin en bariz özelliği muhafazakârlığı ve moderniteyi birlikte hazmetmiş nadir siyasetçilerden birisi olmasıdır.

Her iki tarafın meramını anlar, her iki taraf onu kucaklar.

Sivas Zara’da doğmuş, ODTÜ’den sonra İngiltere’de eğitim almıştır.

Hem ANAP hem de CHP milletvekili olmuştur.” (ibid)

Sonunda CHP MHP ile de mutabık kalarak Ekmelledin İhsanoğlu’nu çatı aday yaptı.

Adaya güçlü itirazım var.

***

Her ne kadar Prof.Dr.Ekmeleddin İhsanoğlu 2013 Aralığında İslam Konferansı Örgütü’nün (İKÖ) genel sekreterlik görevine devrederken yaptığı konuşmada:

“Kendimi İslam dünyasının meselelerine adadım, bundan sonra da var gücüm ile İslam dünyası için çalışacağım. Zihnen ve bedenen daima bu gerçekle meşgul oldum. Bunun dışındaki meseleler ikincil planda kaldı” (nakleden Algan Hacaloğlu) demiş olsa da benim İhsanoğlu’na cumhuriyetçiliği, laikliği, Atatürk sevgisi, Batı’ya aşinalığı konusunda hiçbir itirazım yok.

Kendisine temsil kabiliyeti, şahsiyeti, namusu, İslam çalışmalarındaki üstünlüğü konularında da güvenim tam. Muhakkak ki çok da dindar bir kişi.

Benim itirazım İhsanoğlu’nun muhafazakârlığına, daha doğrusu CHP’nin muhafazakârlık algılamasına!

***

1)Evvel emirde İhsanoğlu muhafazakâr kitle açısından kendilerinden birisi değil! Sosyoloji bilimi kitlelerin iç-grup (in-group) saydıkları kişilerin peşinde gittiklerini, haklarında en doğru önermeyi yapsa da dış-grup (out-group) saydıkları kişileri takip etmediklerini, onların en mantıklı önerilerini bile şüphe ile karşıladıklarını iddia eder. İhsanoğlu din âlimi ama elit! “Kendilerinden birisi” değil! (RTE İslamı İhsanoğlu seviyesinde bilmiyor ama “kendilerinden birisi”.) İhsanoğlu kitlelerin beklediği gibi “yanına kolayca yaklaşabilecekleri, meramlarını anında anlayacak” bir kişi değil.

2)Muhafazakâr kitle hayat tarzı modernlerden farklı bir kitle ama oy verirken onların da çok somut dünyevi saikleri var. Muhafazakârlar kendileri gibi muhafazakâr insan isterler ama baskın güdüleri “iş bitirici” (Özal), “hizmet eden” (RTE), “barajlar kralı” (Demirel) türü liderin peşinden koşmayı emreder. Kusura bakılmasın ama İhsanoğlu insanlara iş bitirecek, hizmet verecek bir görüntü/beklenti veremez. Fıtratında yok.

3)Yapılan saha çalışmalarında CHP’ye oy vermeyenler neden oy vermedikleri sorulduğunda birinci sıraya “halka uzak” şıkkını koyuyorlar (Adil Gür). Ekmeleddin İhsanoğlu muhakkak ki İslama çok yakın ama o da halka çok uzak.

***

4)Sanırım CHP halkın ilk kez cumhurbaşkanı seçmesinin ne anlama geldiğini hala çözememiş. AKP çözdü, CHP çözemedi. Artık TBMM kendi içinde devleti temsil edecek bir kişi seçmiyor. Parlamenter demokrasi bitti. Halktan oy alacak cumhurbaşkanı adayı herhangi bir siyasal partiye mensup olmasa da bundan böyle siyaset yapmak zorunda. Ekranlarda, hatta meydanlarda halka heyecan vermek mecburiyetinde. Ne kadar vakur durduğu değil, Demirel gibi, RTE gibi kitlelere ne kadar yakın durduğu, ne kadar anlaşılır bir dil kullandığı önemlidir. Kitleleri coşturmak esastır. Kaç dil bildiği, dış dünyada saygınlığı, Kuran tefsirindeki üstünlüğü oy verirken aranan en iyimser tahminle ikincil niteliklerdir.

5)CHP İhsanoğlu’nu aday gösterirken partisinin kimliğini ise tamamen unutmuştur. Adayın yukarıda belirttiğim gibi muhafazakârlara hitap etmek kadar modernlere de hitap etmesi lazım idi. Kılıçdaroğlu “CHP’ye genel başkan seçmiyoruz” diyor ama CHP’nin önerdiği adayı belirlediğini unutuyor. Kusura bakmasın ama bu adayla Kılıçdaroğlu kendi seçmenine saygısızlık etmiştir. İhsanoğlu muhafazakârlar kadar modernler (CHP) için de iç-grup (in-group) değil, dış-grup (out-group)tur. Onlar için de “kendilerinden birisi” değildir.

***

6)Öz cümle; Ekmeleddin İhsanoğlu bir devekuşu. Ne kuş, ne deve!

RTE için kolay lokma olacaktır. Ağustos seçimi ertesi CHP’nin yönetim kadrosunun başı çok ağrıyacaktır. Kıymetli bir insanımız da lüzumsuz yere fena halde yıpranacaktır.

Cüneyt Ülsever / Yurt

Odatv.com

Ekmeleddin İhsanoğlu cüneyt ülsever kemal kılıçdaroğlu arşiv