Ekmel Bey kazanamazsa parti kuracak

11 Ağustos’tan sonra Türkiye’nin politik atmosferinde değişiklik bekleyenlerin sayısı bir hayli fazla.

Bu yeni atmosferde, özellikle de “Çatı Aday” olarak seçime giren Ekmeleddin İhsanoğlu’ndan beklenenler var.

Merkez sağı yeniden toparlama hayalleri kuranlar, Ekmeleddin Bey’in Cumhurbaşkanlığı seçimini yitireceği varsayımından yola çıkarak, onun kazandığı itibarı genel seçimlerde oya dönüştürme çabasını gösteriyorlar. Elbette Ekmeleddin Bey önderliğinde kurulacak merkez sağ bir partide…

MERKEZ SAĞ’IN ARADIĞI KAN: EKMELEDDİN İHSANOĞLU

Hele de son günlerde Sayın İhsanoğlu’nun, Tayyip Erdoğan’ın hakaret dolu sözlerine katlanamayıp tepki göstermeye başlamış olmasını, bu çevreler, “siyasete bilenme” olarak değerlendiriyor ve umutlanıyorlar.

Adının geçmesini istemeyen ünlü bir sağ siyasetçi şunları söyledi:

“Ekmeleddin Bey bizim için biçilmiş kaftan. Başlangıçta, siyasete mesafeli duruyordu ama yavaş yavaş değişiyor. Tayyip Bey sağ olsun, Ekmeleddin Bey’e hakaretlere başlayınca, Ekmel Bey de bilenmeye başladı. Nasılsa seçim sandıklarında da bazı oyunlar oynanacak ve bu durum Ekmeleddin Beyi daha da siyasetin içine çekecektir…”

Anlaşıldığına göre, Ekmeleddin Beyin -koşulların zorlamasıyla da olsa- merkez sağın başına geçmesi için ikna edilebilir hale geldiğine inanıyorlar.

KİMLERDEN OY ALABİLECEK?

Ekmeleddin Bey’in önderliğindeki merkez sağ bir partinin kimlerden oy alabileceğini sorduğumda, “Onu merak etmeyin,” dedi. “Kılıçdaroğlu ve Bahçeli onu yeterince tanıttı herkese. Kaldı ki, ona oy veren AKP’li sayısı da oldukça fazla. Hem sonra, böyle bir merkez sağ parti kurulur da Ekmeleddin Bey başına geçerse, genel seçimler öncesinde -AKP’den bir daha seçilemeyecek milletvekillerinin katılımı ile- TBMM’de grup Kurması zor olmayacaktır. Genel seçimlerde de Ekmeleddin Bey, hem AKP’den, hem CHP’den ve hem de MHP’den gelecek oylarla yüzde on barajının çok üzerinde bir oy alabilecektir. İyi çalışılırsa ana muhalefet bile olabilir!”

Merkez sağdan bu ünlü politikacının söylediklerinde abartı olabilir elbette. Ama yine de gülüp geçmemek gerekir…

CHP’DE SIKINTI BELİRTİLERİ

Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında en fazla dikkat çekecek partinin CHP olabileceği anlaşılıyor.

Çünkü olası bir kaynamanın ilk fokurtuları uzaktan duyulmaya başlandı.

Biliyoruz ki, Kemal Kılıçdaroğlu’nun tek başına karar verdiği çatı adaya tepki gösteren CHP’lilerin büyük bölümü, işin ilkesel boyutunu öne çıkarmışlar ve Kılıçdaroğlu’nu CHP’li seçmeni alternatifsiz bırakmakla suçlamışlardı.

Seçim sürecinde, CHP’ye zarar vermemek için susmayı tercih eden bu kesim, seçim sonrasında susmayacak gibi görünüyor. Özellikle de CHP’li seçmenin Kemal Kılıçdaroğlu’nun adayını ne ölçüde benimseyeceği anlaşıldıktan sonra…

Ekmeleddin Beyin alacağı oy içindeki (olası) CHP payı, aynı zamanda Kılıçdaroğlu’na karşı duyulmakta olan güvenin oylanması olarak kabul edilecek…

SEÇİM SONUÇLARI “CHP’NİN GÜVEN OYLAMASI” MI?

CHP ve MHP oylarının toplamına, AKP’den ve küçük partilerden gelecek oylarla -normal koşullarda- Ekmeleddin Bey’in alması gereken oyun en az yüzde 45’in üzerine çıkabileceği biliniyor. Kolayca anlaşılabileceği gibi, bu rakamdaki en büyük pay, CHP’lilerin vereceği oy olacak.

Zaten Sayın Kılıçdaroğlu da, televizyonlarda iddiasını çok daha yukarı çıkararak başarı ölçütü olarak yüzde ellinin üzerini telaffuz etmiştir.

Sayın Kılıçdaroğlu’nun yüzde elli beklentisi biraz abartılı olabilir. Ancak bu rakam yüzde kırkın aşağısında kalırsa, bu durumun bir CHP’li seçmen protestosu olarak algılanması da yanlış olmayacaktır.

CHP Genel Merkezi böyle bir durumda kendini nasıl savunacaktır, bilinmez.

MHP’DE NELER OLABİLİR?

MHP’li seçmenin davranışı, CHP’den oldukça farklıdır. Onlar genellikle, Devlet Bahçeli’nin gösterdiği adaya oy verirler. Oy verdikleri adayın başarısız olması durumunda MHP’li seçmenden bir ses çıkmayacağı için, MHP’nin ne TBMM grubunda ve ne de teşkilatında Bahçeli’ye karşı bir hareket beklenmez. Bu nedenle seçim sonrasının en rahat partisi, sonuç ne olursa olsun MHP olacaktır.

“GEZİ” RUHU HEP YAŞASIN!

Türkiye, yakın geleceğin bile kestirilemediği çok dinamik bir ülke. Umutsuzluğun en derin yaşandığı bir ortamda nasıl ki birdenbire “Gezi” olayı büyük bir umut yaratmışsa, hem ülke genelinde ve hem de partiler temelinde benzeri hareketler yeni umutları yeşertebilecektir…

Ne yapalım, umuttan başka yüzümüzü güldürecek sermayemiz kalmadı…

Prof. Dr. Suat Çağlayan

Odatv.com