Dünyanın kaderini o ülke belirleyecek

Kabaca olayları/olguları alt alta sıralayalım: 1-Dünya artık tek kutuplu değil. Zaten çok kısa bir...

Kabaca olayları/olguları alt alta sıralayalım:

1-Dünya artık tek kutuplu değil. Zaten çok kısa bir dönemdi, o geçti.

2-Dünya artık kabaca çift kutuplu: Kuzey – Güney, ya da Asya – Atlantik ekseninde.

3-Gelişmiş ve tüm dünyada gelişmenin motoru olun “Batı” artık bu görevini eskisi gibi yerine getiremiyor.

4-Küresel ekonominin yönelimi Asya’ya doğru.

Bu kanaate nereden varıyoruz; ABD’nin Irak, Afganistan, Suriye ve Filistin’deki mağlubiyetlerinden.

Ukrayna’daki hezimetini de sayabiliriz.

Kaldı ki Ukrayna aslında yazımızın da sıklet merkezini oluşturuyor.

Tabii ki Suriye ve Suriye’deki El Kaide terörünü de göz önüne almak lazım.

1989’dan itibaren baş döndüren bir kazanımlar dönemi yaşayan ABD önderliğindeki Batı, 2003 Irak işgalinden sonra bu konumunu yitirmeye başladı.

Bunun son örneği, 2003 Irak işgalidir. Bu başarısız işgalin ardından gelen 2007-2008 ekonomik krizi, ABD’nin finansal balon sisteminden kaynaklanan çöküş sürecini hızlandırdı.

ABD’nin çöküş anaforu AB’yi de içine kattı.

Çünkü AB demek, NATO’nun sosyo-ekonomik versiyonu demekti. Maksat, Batı Avrupa’yı ABD çıkarları ekseninde bir arada tutmaktı.

Bu, tabii 1947’den beri güçlenerek oluşturulan bir süreç oldu.

Ta ki 2003 Irak işgali ve 2007 krizine kadar.

Son 6 yıldır yaşananları bir düşünecek olursak, AB denen neo liberal projenin aslında her geçen gün tökezlediğini görürüz.

Ölçüsüz genişleme, avronun getirdiği ekonomik yıkım, stratejik farklılıkların aynı potada eritilmesindeki imkansızlık, en önemlisi de ortak liberal ekonomik sistemin getirdiği büyük yıkım.

O ÜLKE ALMANYA'DIR

Lafı çok uzatmayacağım; Rusya – Çin, Hindistan, İran, Orta Asya ve Latin Amerika eksenli, kamucu “Güney” ya da “Asya”ya karşı, ABD-AB-İsrail-Japonya eksenli neo liberal “Batı” mücadelesinde kazananı belirleyecek olan bir ülke var.

O da Almanya’dır.
Dünyanın kaderini o ülke belirleyecek - Resim : 1

Son Avrupa Parlamentosu seçimleri de gösterdi ki, AB’de çözülme süreci fena halde başlamıştır.

Birliğin lokomotif ülkelerinden Fransa’da AB karşıtı bir partinin (Ulusal Cephe) zafer kazanması, (Alman Der Spiegel dergisinin haberine göre) zoraki üye İngiltere’nin Avrupa Komisyonu başkanlığına eski Lüksemburg Başbakanı Jean-Claude Juncker’in getirilmesi durumunda, Avrupa Birliği’nden çıkacağı tehdidinde bulunması, Avrupa Parlamentosu seçimlerinde önemli başarı elde eden Avrupa Birliği karşıtı ve aşırı sağcı partilerin Brüksel’e karşı güç birliği planı yapıyor olması gibi gelişmeler şakacıktan şeyler değildir.

Dikkat çeken bir diğer nokta da Avro’nun gerçek sahibi ve de AB’de tek yıkılmayan ekonomi olarak küresel yarışta öne çıkan Almanya’nın bu süreçteki “manalı sessizliği”dir.

Irak’taki büyük başarısızlık sonrası, küresel savaş doktrinini değiştirip, Çin’e odaklanan ABD’nin, Irak, Suriye ve son olarak Ukrayna’daki “Proxy War” yani “Vekalet Savaşı” taktiğinin fena halde çuvallaması, Almanya’da ciddi politika değişikliklerini beraberinde getiriyor.

Irak Savaşı’na katılmayan Almanya, Suriye’de de tarafsız kaldı, ama Ukrayna bardağı taşıran damla oldu.

Brezinski ve Kissinger gibi strateji uzmanı siyasetçilerin tüm uyarılarına rağmen Ukrayna’ya giren Obama yönetimi, çok ağır bir hata yaptı.

AB’nin Rusya’ya bağlarını kesip, Moskova’yı cezalandırmak ve tecrit etme planı, Berlin’de duvara çarptı.

Amerika’nın finansal krizinden kötü etkilenen Almanya, Rusya ve Çin’e yöneliyor.

Bu, aslında çok da yeni bir gelişme değil.
Dünyanın kaderini o ülke belirleyecek - Resim : 2

En kaliteli teknolojik ürünleri üreten ve ihraç eden bir ekonomi olan Almanya, dünya sıralamasında dördüncü konumda.

Ancak, Batı pazarlarındaki durum Almanya’ya çok büyük bir gelecek vaad etmiyor.

Bunu hesaplayan Alman Devleti ve sermayesi, 1990’ların sonundan beri Rusya başta olmak üzere Doğu’ya yüzünü döndü.

Tam bir Atlantikçi görümündeki Almanya Başbakanı Angela Merkel’in yeni hedefi ise Çin.

Doğu-Batı aksını Ukrayna’da kesmeye çalışan ABD, aynı zamanda Almanya’nın çıkarlarına da büyük bir darbe vuruyor.

Bu yüzdendir ki, dev Alman şirketleri, Rusya’ya ekonomik yaptırımlara açıktan karşı çıkıyor.

Deutche Welle haber ajansından aktarıyorum (17.03.2014):

“Almanya Rusya ile arasında son derece sıkı ekonomik ilişkiler kurdu. Alman şirketleri Rusya'da 20 milyar euroluk yatırım yaptı. İkili ticaret hacmi 76 milyar euronun üzerine çıktı. Almanya Rusya'ya 36 milyar euroluk ihracat yaparken bu ülkeden 40 milyar 400 milyon euroluk da mal ithal ediyor. Rusya Almanya'ya öncelikle ham madde ve enerji satıyor, karşılığındaysa pahalı tüketim malları, makine, tesis, otomobil, elektronik ve ulaşım altyapısı satın alıyor.

Rusya ile iş bağlantısı bulunan özel Alman şirketlerinin sayısı 6 bin 200'ün üzerinde. Şirket temsilcileri, yaptırımların yol açabileceği olumsuz gelişmelerden duydukları endişeyle Almanya İhracatçılar ve Toptancılar Federasyonu'nu arıyorlar. Federasyon Başkanı Anton Börner telefonların durmadığını söylüyor.”

DW, Rusya’nın AB’ye, AB’nin olduğundan daha çok bağımlı olduğunu ileri sürse de, Rusya’nın Çin ile son yaptığı 400 milyar dolarlık doğalgaz anlaşması bunu yalanlar nitelikte.

2050’de açık ara dünya lideri olması beklenen Çin ile ilişkilerini “stratejik ortaklık” noktasına kadar geliştiren Moskova’nın alternatifi, Amerika’nın güdümündeki AB’den daha fazla.

Almanya da bunun farkında ve giderek doğuya yöneliyor.

1997 Asya krizinden etkilenen Rusya, Almanya’nın düşük faizli kredilerinden yararlanmıştı.

Meraklıları hatırlar; Vladimir Putin, ilk başkan seçildiği 2000’li yıllarda, Almanya Başbakanı Gerhard Schröder ve Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac ile Soçi’de düzenli zirveler yapardı.

Putin, Yeltsin’in devamı niteliğinde Rusya’nın kapitalist dünyaya eklemlenme projesini sürdürdü, ama stratejik alanda kamucu olmayı bırakmadı. Tıpkı Çin gibi.

ABD’nin hegemonyasına karşı iki Avrupalı lider, Rusya ile bir çeşit troyka oluşturmuştu.

Sonrasında Fransa’da Sarkozy, Almanya’da Merkel gibi iki Amerikan muhibbi Atlantikçi gelince bu görüşmeler akamete uğradı.

RUSYA VE ÇİN'E YAKLAŞIYOR

Ancak son yıllarda Fransa’nın aksine Almanya, Rusya ile yakınlaşmasını yeniden artırdı.

Çin ile de benzer bir durum söz konusu…

1999’dan beri Almanya, Çin’e en büyük yatırımı yapan Avrupa ülkesi. Yaklaşık 3500 Alman firması yatırımlarıyla bu ülkede faaliyet gösteriyor.

Bu yılın Mart ayında Almanya’yı ziyaret eden Çin Cumhurbaşkanı Şi Jinping, Angela Merkel ile “kapsamlı stratejik ortaklık” bildirisi imzaladı.

Dünyanın kaderini o ülke belirleyecek - Resim : 3

Almanya, üretimden gelen büyük gücü ve sağlam demokrasisi ile çözülmesi muhtemel bir Avrupa Birliği’nden, Rusya ve Çin ile yeni bir alana yönelme eğilimi gösterebilir.

Ya da şöyle koyarsak; AB’nin dağılma süreci kaçınılmaz hale gelirse, Almanya da kendine doğusunda yeni ortaklar arar.

Hatta buna mecbur da kalabilir.

Bunun yüzündendir ki, ABD, AB ile bir Serbest Ticaret Anlaşması peşinde koşuyor. (Transatlantik Ticaret ve Yatırım Antlaşması, kısa adı: STA)

Rusya da bunun yüzünden Belarus ve Kazakistan ile 1 Ocak 2015’te hayata geçmesi planlanan Avrasya Birliği’nin temelini attı.

Batı’daki enkazı kaldırmayı istemeyen bir Almanya, kaynakları ve işgücü zengin, İran, Rusya ve Çin başta olmak üzere kuşkusuz fazlasıyla müşteri/partner bulacak.

Artık ABD’nin gazıyla mı, yoksa kendi iç dinamikleriyle mi, her ne nedenle olursa olsun; Almanya’ya “düşman” gözüyle bakan bugünün Türkiyesi ise bu gidişle Avrupa ya da Avrasya gücü yerine, köhne bir Ortadoğu ülkesi olmaya doğru dört nala koşmakta.

Sürekli gerileyen ve gerilerken çirkefleşen Atlantik’te Türkiye’ye bir çıkış gözükmüyor.

Orada Türkiye’ye biçilen rol, aynı Soma madenlerindeki gibi köle tipi taşeron olarak, ordusunu NATO hizmetine vermesi ya da etrafına terör ihraç etmesidir.

Jeostratejik açıdan baktığınızda, coğrafi ve kültürel olarak gerçek anlamda Avrasya gücü olan Türkiye, bir Almanya kadar olamıyor.

Dünyadaki doğu-batı terazisinin ibresini değiştirecek ülke, 1939’dan 75 yıl sonra yine kaderin cilvesine bakın ki, artık güçlü bir ordusu olmayan Almanya’dır.

Hüseyin Vodinalı
Odatv.com

ab almanya arşiv