TBMM bütçe görüşmeleri DİB'in bütçesi

Bütçe görüşmelerine CHP’li Ali Özgündüz’ün sözleri damga vurdu: “DİB’in bütçesi haramdır” dediğinde salonda büyük bir sessizlik oldu. Özgündüz, “eğer bir Alevi, Şafi ya da gayrimüslim verdiği vergiyi haram ederse o camilerde namaz kılamazsınız, elektriğini yakamazsınız, o suyla abdest alamazsınız” dedi.

TBMM’de 5 Kasım 2012 tarihinde, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda öğleden sonra gerçekleştirilen oturum, ülkemizin son yılları göz önüne alındığında, ayrı bir öneme sahipti. Zira, görüşmeye konu olan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın (DİB) bütçesiydi.

Önce komisyondaki atmosferin anlaşılması için genel bir tablo çizmekte yarar var. Bakan Bekir Bozdağ, sorumluluğunda olan Diyanet İşleri Başkanlığı, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ve Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı çalışanlarından bir grup ile birlikte komisyondaki yerini aldı. Komisyon Başkanı ve Divanın tam karşısında Bakan ve beraberindekiler, sağında muhalefet partileri, solunda AKP’li milletvekilleri yer aldı. Bakan ile birlikte gelen bürokratların kendini tanıtmasıyla görüşmeler başladı.

BAKAN NELER SÖYLEDİ

Bakan Bozdağ; Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bütçesine 10-12 dakika ayırdı. Sunuş kitapçığı olarak dağıtılan dokümanın büyük kısmını sunuşunda kullandı. Sunuşunda vurgu yaptığı konuları şunlardı:

· DİB’in amacı ve çalışma anlayışı,

· Bilgi ve kaliteyi referans alan, sadece “cami cemaatine” değil, toplumun her kesimine hitap eden, şeffaf bir DİB,

· Yalnız ülke çapında değil, uluslararası alanda çalışma,

· “Siyaset dışı kalma”,

· Müftülüklerde bulunan, “Aile İrşat ve Rehberlik Büroları” ile her türlü ailevi problemlerin dini boyutları hakkında bilgi verildiği,

· Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi bünyesinde başlatılıp, diğer İlahiyat Fakültelerine yayılan, din görevlilerinin 4 yıllık fakülte mezunu olmasını teşvik eden “İlahiyat Lisans Tamamlama Programı” (İLİTAM),

· Dini yayınların yaygınlığı, “Yaşayan Dünya Dinleri” gibi kaynak eserlerin basılmasına verilen önem,

· TRT Anadolu üzerinden 12 saat yapılan yayınla başlanan televizyon deneyiminin, yakın zamanda 24 saat, bağımsız bir kanaldan gerçekleşmesi için TRT ile yapılan protokol,

· 22 ülkede büyükelçiliklerin bünyesinde “Din Hizmetleri Müşavirliği” ve 29 başkonsolosluk bünyesinde “Din Hizmetleri Ataşeliği” bulunduğu,

· Kardeş şehir uygulaması,

· 2012-2013 eğitim-öğretim döneminde yurtdışından 175 lisans, 114 yüksek lisans ve 71 doktora olmak üzere toplam 360 öğrencinin burslu olarak getirilip, ülkemizde eğitim-öğretim görmesidir.

DİB’İN BÜTÇESİNE KARŞI YÜKSELEN SESLER

DİB’in bütçesinin görüşüldüğü toplantının renkli, kimi zaman da gürültülü geçeceğine kuşku yoktu. Nitekim öyle de oldu. Partilerin temsilcileri, temel görüşleri doğrultusunda sözlerini söyledi. Karşılıklı laf atmalar uzun bir süre devam etti. Muhalefet milletvekillerinin yönelttiği temel eleştiri noktalarını özetleyecek olursak:

MHP’li milletvekillerinin temel eleştirisi Diyanet İşleri Başkanı üzerine yoğunlaştı. Kendisi toplantıya katılmayan Başkan Görmez’in, özellikle “Kürt açılımı” diye adlandırılan olaylar zincirine verdiği destek eleştiri konusu oldu. MHP Manisa Milletvekili Erkan Akçay Dİ Başkanı’nın kurumun ağırlığını kaldıramadığını, etnik temelli açılımlara destek olduğunu, Fener Rum Patriği’ni ziyaret etmesini ve Atina’da cami yapılması için destek istemesini, merkezi vaaz sisteminin kaldırılarak “anadilde vaazın” önünün açıldığını eleştirdi. MHP’li milletvekilleri, DİB ve laik sisteme dönük somut bir eleştiri getirmedi.

BDP Hakkâri Milletvekili Adil Kurt ise DİB’in sadece bütçesine değil, genel olarak sisteme eleştirel yaklaşarak, DİB’in yapısını konu edindi. DİB’in yalnızca “Hanefi” inancını temsil ettiğini; Şafileri, Alevileri ve gayrimüslimleri göz ardı ettiğini anlattı. AKP’li milletvekillerinin sıkça sataşmayla sözünü kesmesine rağmen Kurt, CHP’li milletvekillerinin eleştirilerine destek vermesiyle sözlerine devam etti.

DİB’İN BÜTÇESİ HARAMDIR

CHP’li milletvekillerinin temel eleştirileri ise DİB’in laik sisteme uygun olmadığı, Alevilerin ve Hanefi olmayan Sünnilerin temsil edilmediği üzerine yoğunlaştı. CHP’li Müslim Sarı, Marks’tan Seneca’ya ve Ali Şeriati’ye kadar çeşitli referanslarla sözlerini dinde de “direnişin” olduğunu anlattı. İhsan Özkes ise DİB’in nasıl siyasallaştığını dile getirdi. Yine Celal Dinçer de Alevilerin DİB’in dışında bırakıldığını dile getirdi. Musa Çam, DİB’in bütçesinin sistemli eleştirisini yapıp, bunun siyasal bağlantılarını çözmeye etmeye çalıştı. Asıl ilginç konuşma CHP’li Ali Özgündüz’den geldi. Özgündüz, konuşmasında İslami terminoloji kullanarak, “DİB’in bütçesi haramdır” dediğinde salonda büyük bir sessizlik oldu. Bir Alevi, Şafi’nin ya da gayrimüslimin vergisini alıp, onların temsil edilmediğini kaydeden Özgündüz, “eğer bir Alevi, Şafi ya da gayrimüslim verdiği vergiyi haram ederse o camilerde namaz kılamazsınız, elektriğini yakamazsınız, o suyla abdest alamazsınız” dedi.

Soru yanıt kısmında Bakan Bozdağ’ın Cemevleriyle ilgili konuyu “Devrim Kanunu”na aykırı olarak “tekke ve zaviyelerin” açılmasına getirmesi tepkilere neden oldu. CHP’li milletvekilleri olan bu konuyla ilgili “oyuna gelmeyiz” dediler.

DİB’İN BÜTÇESİ VE BÜYÜKLÜĞÜ

Komisyondaki ayrıntıları gördükten sonra, DİB ile ilgili bütçenin ayrıntılarını görmek lazım. Bakan tarafından, DİB’in gerçekleştirdiği bu kadar “süslü” hizmetin elbette bir karşılığı olacaktı. İşte bu karşılık, aslında iktidarın ideolojisini ve tercihlerini ortaya koyan karşılıktır. 2012 yılında bu karşılık “3 milyar 891 milyon 166 bin lira” (eski parayla yaklaşık 3,9 katrilyon) olarak gerçekleşti. Üstelik bu nihai harcama değil. Örneğin; Toplum Yararına Çalışma bünyesinde Kuran Kurslarının temizliği gibi DİB’i ilgilendiren konularda görevlendirilen ve ödeme yapılan personelin bedeli bu rakama dahil değil.

DİB’in 2012 harcaması hafiften dudak uçuklatsa da asıl büyüme, 2013 bütçesinde görülecektir. DİB’e ayrılan 2013 bütçesinin rakamı “4 milyar 604 milyon 649 bin” liraya (eski parayla yaklaşık 4,5 katrilyon) yükselmiş ve bu da toplamda yüzde 18,34’lük bir artışa denk gelmekte.

MEHMET ŞİMŞEK’İN ÇELİŞKİLERİ

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in “2013 bütçesi, millete hizmet bütçesi” demesi ve “bütçeden en büyük payın eğitime, daha sonra sağlığa ayrıldığını” söylemesi gerçeği yansıtmıyor. Milli Eğitim Bakanlığı için ayrılan 47 milyar liranın yüzde 80’inin personel ve sosyal güvenlik gideri olduğunu unutmayalım. Sağlık için ise Bakan’ın sözleri üzerine defalarca kez rakamları okudum ve hatta rakamın sıfırlarını parmaklarımla saydım ki emin olayım diye; ama, Bakan’ın dediğini doğrulayamadım. Zira Bakan’ın en büyük pay ayırdığımız dediği sağlığa ayrılan pay yalnızca “2 milyar 490 milyon” lira, başka bir ifadeyle DİB’in bütçesinin neredeyse yarısı.

Bütçe rakamları sadece bunu da söylemiyor. 404 milyar lira olarak açıklanan toplam bütçenin yaklaşık yüzde birini alan DİB, 11 bakanlığın bütçesinden fazla bütçe alarak kendinden epey söz ettirecek gibi. İşte o 11 bakanlığın ve DİB’in bütçeleri:

Diyanet İşleri Başkanlığı 4 milyar 604 milyon, İçişleri Bakanlığı 2 milyar 888 milyon, Sağlık Bakanlığı 2 milyar 490 milyon, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı 2 milyar 469 milyon, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 1 milyar 880 milyon, Kültür ve Turizm Bakanlığı 1 milyar 851 milyon, Dışişleri Bakanlığı 1 milyar 614 milyon, Ekonomi Bakanlığı 1 milyar 381 milyon, Kalkınma Bakanlığı 1 milyar 198 milyon, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı 600 milyon, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı 503 milyon, Avrupa Birliği Bakanlığı 213 milyon liradır.

Bir Parantez: “Savunma”

“Milletin bütçesi” olduğu iddia edilen bütçede savunmaya ayrılan toplam pay, “45 milyar 297 milyon” lira olarak belirlenmiştir. Bunun “20 milyar 359 milyon” lirası Milli Savunma Bakanlığı olmak üzere; Emniyet Genel Müdürlüğü’ne “14 milyar 777 milyon”, Jandarma Genel Komutanlığı’na “5 milyar 843 milyon”, MİT Müsteşarlığı’na “995 milyon”, Sahil Güvenlik Komutanlığı’na da “432 milyon” lira pay aktarılacak.

Hem Savunmaya Hem DİB’e Bütçe

Genel olarak bütçenin tümü ve DİB’in 2013 bütçesine, bütçeyi yapanların sözleriyle birlikte baktığımızda ortaya çıkan tablo budur. Hem savunmaya hem de DİB’e bu kadar bütçe ayrılınca (4+4+4 ile eğitimini de ekleyelim), insanın aklına gelen ilk soru şu oluyor: 2013 bütçesi hem kindar hem de dindar neslin bütçesi mi?

Ali Mert Taşcıer

Odatv.com

dip görüşme arşiv