DİNCİ - YANDAŞ MEDYA HANGİ KOMUTANA YATIRIM YAPIYOR?

Türkiye’nin dört bir yanında asker kanı akmaya devam ediyor… Ankara’da ise uzun süredir ameliyat masasında olan, girilmeyen kılcal damarı kalmayan...

Türkiye’nin dört bir yanında asker kanı akmaya devam ediyor… Ankara’da ise uzun süredir ameliyat masasında olan, girilmeyen kılcal damarı kalmayan TSK’nın şimdi de tepesini “Kasaptaki ete soğan doğrar” gibi doğramanın kansız mücadelesi sürüyor.

YAŞ’taki kriz 6’ıncı gününü doldururken, yaşananların neyin ve kimlerin “krizi” olduğu ise giderek netleşiyor. Ancak bu netleşen karelerden önce bazı hatırlatmalar yapmamız gerekiyor.

Şura’nın başladığı 1 Ağustos günü yayınlanan “YAŞ’ın Kilidi ve Yeni TSK’nın Şifreleri” başlıklı yazımızda, “Gül’ün Adayı Özel, Erdoğan’ın ki Güner mi?” ara başlığıyla şu bilgiyi aktarmıştık:

“Kilit 4 isimden geriye kalan ikisi, Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Aslan Güner ve 2. Ordu Komutanı Orgeneral Necdet Özel. Askeri kulislerde konuşulanlara göre, Başbakan Erdoğan’ın tercihi Güner (Cumhurbaşkanı Gül’ün eşinin elini sıkmamak için protokolü terk etmişti), Cumhurbaşkanı Gül’ün tercihi Özel’den yana. İşte YAŞ’da asıl sürpriz, bu isimlerin terfisinde yaşanacak ve ancak ondan sonra ‘mücadelenin’ en sağlıklı yorumu yapılabilecek!..”

Aynı yazıda, Yaşar Büyükanıt’ın Genelkurmay Başkanlığına atanması sırasında Başbakan Erdoğan’ın yaptığı şu açıklamaya da dikkat çekmiştik:

“Kuvvet Komutanları ataması da Şura kararıyla olmaz. Genelkurmay Başkanı, Milli Savunma Bakanı’na isim teklifi yapar, ben de uygun görürsem imzalarım, uygun görmezsem iade ederim. O durumda üzerinde mutabık kalınan yeni bir isim gelir. Jandarma Komutanı’nı da İçişleri Bakanı teklif eder…”

2010 Şurası’nda, Erdoğan’ın açıklamasının birinci ve ikinci cümleleri aynen yaşandı. Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, KKK’lığı için Orgeneral Hasan Iğsız’ı önerdi. Ancak hem Başbakan, hem Cumhurbaşkanı “uygun” bulmadı, teklif iade edildi. Şu anda Erdoğan’ın, “O durumda üzerinde mutabık kalınan yeni bir isim gelir” dediği üçüncü cümledeyiz. Başbuğ, yeni bir isim teklif etmiyor, yani “mutabık” kalınmıyor.

Yazımızın ana konusunu doğrudan ilgilendiren ise Erdoğan’ın, “Jandarma Komutanını da İçişleri Bakanı teklif eder” şeklindeki sözü.

YAŞ’da kriz çıktı, ama malum Jandarma Genel Komutanlığı’na 2. Ordu Komutanı Orgeneral Necdet Özel atandı. Erdoğan’ın sözünden hareket edersek, demek ki Özel’i bu göreve İçişleri Bakanı Beşir Atalay önerdi.

YANDAŞ MEDYA “DÖKÜLMEYE” BAŞLADI MI?

Öncelikle, “Atalay kime daha yakın; Erdoğan’a mı, Gül’e mi?” diye sorduktan sonra yandaş medyanın, Şura süresince bazı isimleri bombardımana tutmasına karşın, lehte herhangi bir isim empoze etmemeye özen gösterdiğini vurgulayalım. Ta ki, Atilla Işık’ın emekliliğini isteyerek, bazı “hesapları” bozmasına kadar… İşte bundan sonra özellikle cemaate yakın yandaş medyada zuhur eden haber ve yorumlarda ilginç ipuçları verilmeye başlandı.

“Yandaş medya Şura süresince lehte herhangi bir isim empoze etmedi” dedik, ama bir kişi hariçti. Zaman Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Ünal’ın, Şura’nın başladığı gün yayınlanan yazısında şöyle bir bölüm vardı:

“İlker Başbuğ iki yıllık süresini doldurdu. Yerine Kara Kuvvetleri Komutanı Işık Koşaner gelecek. Koşaner’den sonra o koltuğa kimin oturacağı belli gibi... En güçlü aday 2. Ordu Komutanı Necdet Özel…”

Atilla Işık’ın emeklilik kararının “hesapları” bozmasıyla bugün iktidar yandaşı Sabah ve Yeni Şafak’la, cemaat gazetesi Bugün’de neler yazıldığına bakalım mı?..

Krizin “perde arkasını” aktaran Sabah, “Şura’da Jandarma Genel Komutanlığı’na yapılacak atama da tartışma konusu oldu. Org. Başbuğ bu komutanlık için önce Org. Saldıray Berk ve Org. Bekir Kalyoncu’nun isimlerini önerdi. Ancak bu öneriler kabul görmedi. Erdoğan’ın ısrarı sonucunda Jandarma Genel Komutanlığı'na 2. Ordu Komutanı Org. Özel atandı” iddiasında bulundu.

Demek ki, Orgeneral Özel Karargah’ın da “mutabakatı” alınarak değil, yukarıda dikkat çektiğimiz gibi, doğrudan İçişleri Bakanı Atalay ve Başbakan Erdoğan tarafından seçildi!..

Cemaat gazetesi Bugün’de yayınlanan iki haberin satır aralarında ise şu bilgiler yer aldı:

“Başbuğ’un Orgeneral Aslan Güner’i Jandarma Genel Komutanlığı’na getirerek, Iğsız’dan sonra Kara Kuvvetleri’ne daha sonra da Genelkurmay Başkanlığı koltuğuna oturtmayı hedeflediği ifade ediliyor. Ancak Cumhurbaşkanı Gül’ün, Güner’in Jandarma’ya atanmasına karşı çıktığı belirtiliyor. Başbuğ’un planının gerçekleşmesi halinde Koşaner sonrası için Orgeneral Necdet Özel’in önü kapanırken, önce Aslan Güner sonrasında da Bekir Kalyoncu Genelkurmay Başkanı oluyor.”

Bugün Gazetesi’nin Zaman kökenli Yazarı Erhan Başyurt ile Ankara Temsilcisi Adem Yavuz Arslan da benzer planları dillendirdi. Erhan Başyurt, “Yaşanan krizin bir diğer belki de en önemli nedeni, Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un TSK’nın geleceğine damga vurma hırsı… Amaç, Necdet Özel’in 2013-2017 arasında Genelkurmay Başkanı olmasını engellemek” derken, Atilla Işık’ın istifasıyla “bitti” denilen krizin büyüğünün geldiğine işaret eden Adem Yavuz Arslan şu yorumu yaptı:

“Işık’ın atama denkleminden çıkması her şeyi altüst etti… Kulislere göre Başbuğ’un bu hamlesinin arkasında yatan strateji şu: Eğer Atilla Işık denklemden düşerse, Jandarma’ya atanan Necdet Özel onun yerine gelebilir. Bu durumda Özel’in Genelkurmay Başkanı olması ihtimali kalkar. Karargâh’ın havasını iyi bilenler Başbuğ’un, Koşaner sonrasında Aslan Güner ve onu takiben de yakın çalışma ekibinden Bekir Kalyoncu’nun önünü açıp, silsileyi Koşaner-Güner ve Kalyoncu şekline sokmaya çalıştığını söylüyorlar.”

Yeni Şafak Gazetesi Haber Müdürü Abdülkadir Selvi imzalı haberde de, İlker Başbuğ’un TSK’yı şekillendirme çabasının, sadece Kara Kuvvetlerinde 1 yıl kalacak olan Hasan Iğsız ile sınırlı kalmadığı dile getirildi. Başbuğ’un gayretleri sonuç verirse 2. Başkan olarak görev yapan Aslan Güner’in Genelkurmay Başkanlığı’nın yolu açılacak” denildi.

Demek ki, 1 Ağustos günü söylediğimiz, yukarıda da bir kez daha aktardığımız gibi “Aslan Güner-Necdet Özel” denklemi söz konusu. Bundan daha dikkat çekici olan ise yandaş medyanın Necdet Özel’in Genelkurmay Başkanlığı’nı sahiplenip, bunun “önlenmesi” çabalarından korkması!..

Hayırdır inşallah?!.. Nedir bu Necdet Özel muhabbeti?!..

Gel de finans çevrelerinin gözdesi, meşhur Amerikan gazetesi Wall Street Journal’in, Genelkurmay Başkanlığına gelmesi beklenen Orgeneral Işık Koşaner için yaptığı şu analizi hatırlama:

Toplantı, Avrupa ile Ortadoğu arasındaki bu kilit önemdeki Amerikan müttefikinin yeniden tanımlanması konusundaki savaşı kimin kazanacağının belirleneceği gergin siyasi sezonun başlama vuruşu niteliğinde. General Koşaner’in sert bir şöhreti olsa da, emekli generaller, analistler ve politikacılar hükümetin onu bloke etmesinin beklenmediğini söylüyor. Kara Kuvvetleri Komutanı Koşaner son iki yıldır tamamen sessiz kaldı… Ordu, AKP’nin onu bloke etme gerekçesi bulamaması için Koşaner’i pamuklara sarıp sarmaladı…”

ABD müttefiki Türkiye’nin “yeniden tanımlanması savaşı”nda, hedef olmaması için “pamuklara sarıp, sarmalanan” gerçekte başka bir “komutan”dı da bizler mi fark edemedik yoksa?!..

Keza “hesabı bozulan” acaba sadece TSK mı? Başbakan Erdoğan’ın da hesapları bozulmuş olamaz mı?

Yandaş medya dahi “kriz” başlıkları atarken, Cumhurbaşkanı Gül, “YAŞ’da her şey normal” dedi. Anlaşılan sadece ona göre, her şey “yolunda”!..

YÖK’te de rektörlüklere üniversitelerdeki oylamalarda en çok oy alanlar değil, en az oy alanlar atanıp, bu gayet “normal” karşılanmıyor mu?

11 günde hangi noktaya gelindi, bundan sonrası ne olur? 26 Temmuz’da “Paşalar Şura Masasından Kalkarsa Ne Olur?” başlıklı yazının sonunu tekrar verelim mi?

“Zirvelerde, ‘TSK - millet bağını koparma operasyonu tamam’kanaati öylesine hakim ki, ‘Benim TSK’im, Benim Genelkurmay Başkanım’demenin bilek güreşi yapılıyor. Son ana kadar süreceği görülen bu savaşı, kim veya kimlerin kazanacağı henüz belli değil. Ama kim kazanırsa kasansın, kaybedeni bugünden belli; Türk Milleti ve Türkiye Cumhuriyeti!..”

YAŞ sürecinin en çarpıcı yorumunu seçmeyi de ihmal etmeyelim. AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, “İthal bir komutan getirilmesinin düşünülmediğini” açıkladı.

Niye ki? Biz her şeyin “ithalini” sevmiyor muyuz? Komutanın hiç “Corcu, Ahmet’i olur?” mu? Biz, bugünden önerimizi yapalım; Hazır Irak’tan çekiliyorlarken, Çuvalcı Paşaya ne dersiniz?!.

Müyesser Yıldız
Odatv.com

necdet özel YAŞ arşiv