Din-Mezhep-İnsan... Tartışılması gereken nedir

Halit Kakınç yazdı...

Halit Kakınç

Bütün dinlerin hepsi, birbirinden üstün olduğunu savunur.

Hepsine göre de insan öldürmek günahtır.

İbadet biçimleri de farklılıklar içerir. Hele hele dinlerin içinde mezhepler vardır ki, tek başına bir din gibi külliyen inanılır. İbadet şekilleri ise birbirlerinden farklıdır.

İyi insan olun-hak yemeyin-zina yapmayın-içki içmeyin -ibadet edin gibi tembihatlar hemen tüm değişik dinlerde mevcuttur.

Din, toplumları bir arada tutan aynı zamandan parçalanmasını da sağlayan önemli bir unsurdur. Bir dinin müridi olup sorgusuz sualsiz o din ne emrediyorsa onu yapmak, aslında daha önceden insanlar tarafından konulan kurallara uymaktan bir adım öteye geçmez.

Ateistlerin yaklaşımı ile “Dinlerin varlığının mı saçmalık olduğu, yoksa içeriklerinin mi saçmalık dolu olduğu”, kişisel planda yorumlanması gereken bir sorudur.

Dinlerin tarih içerisinde ortaya çıkışları, ağırlıklı olarak toplumları yönlendirmek amacını taşımaktadır. Ana argümanları da her zaman bilinmeyenlere cevap vermek üzerine kurulmuştur.

Zaman içerisinde bilimin de hayatımıza yoğun bir şekilde girmesiyle bu argümanlar yavaş yavaş bilimin nispeten daha az gelişim gösterdiği gölgelere çekilmek zorunda kalmıştır.

Söz gelimi Big Bang’den bahsedebiliriz.

Evrenin başlangıcı, bir zamanlar şu anda hâlâ genel geçer kabul gören mevcut modellerle açıklanamamaktadır. Ya da bu modeller yetersiz kalmaktadır. Yaratılışçılar sahneye çıkar ve ‘Tanrı, bu başlangıcı yaratmıştır’ derler. Evrim Teorisi’ne takmışlardır kafayı.

Bir şeyin mevcut bilimsel kuramlarla şu anda yeterince açıklanamıyor olması, bu bilinmezliğin Tanrı’yı işaret ettiği anlamına gelmez. Örneklendirmek gerekirse; yıldızların yere düşmemesi, göklerin ve yerin düzene sahip olması gibi…

Gibi…

Farklı dinlere mensup insanların birbirlerinin argümanlarını araklayarak kendi dinlerine kanıt sunmaya çalışmaları da bir başka dramdır.

Aslında tartışılması gereken konu, belki de ARAÇ değil, AMAÇ’tır.

Dinler; ne yapacağımız ve de ne yapamayacağımıza karışarak hayatlarımıza bir düzen getirmeye çalışıyorlar.

Niyet açısından iyi de ilkel bir toplumsal uzlaşma denemesi değil mi bu?..

Pek çok farklı din oluşması, insanların din adı altında savaşlara götürülmesi, ama asıl amacın sözde farklı şeyler olması…

Toplumlar artık çeşitli uzlaşma yöntemleriyle kendilerini yönetecek insanları iyi kötü, seçerek yaşıyor… Bir sistem kuruyorlar. Din, elbette hâlâ hayatın bir parçası ama mümkün olduğunca yönetimlerden uzak tutulmaya çalışılıyor. Çünkü insanlık dinsel yönetim sistemlerinin acılarını çok çekti.

Bu dramların özleminde olanlar var tabii.

Kim bilir, belki şu anda birtakım ülkelerin dinlere olan açlığı henüz giderilmemiş durumda. Belki de bu tür ülkelerde herkes, kendine uygun bir inanç tarzı seçmek istiyor. Eğer aradığını bulamıyorsa, kendi yorumlarını katarak yaşıyor.

İçki içip, Ramazan’da ara vermek gibi.

Hepimiz, kendimize uyan bir versiyon türetip o şekilde yaşıyoruz özetle.

Halit Kakınç

Odatv.com

dinler halit kakınç