Cumhurbaşkanlığı düzeltti ama Erdoğan'ın kastettiği pilot yoksa Türk müydü

Hüseyin Vodinalı yazdı

Rusya ile uçak krizi tam bir travmaydı.

Türkiye’ye tehdit içermeyen birkaç saniyelik bir sınır ihlali yüzünden, son 20 yıldır giderek geliştirdiğimiz ve neredeyse stratejik noktaya taşınabilecek ilişkiler bir anda koptu.

Suriye politikasının mimarı (asıl mimar ABD, İsrail ve AKP olsa bu kez taşeronu da diyebiliriz) Ahmet Davutoğlu, uçağın düşürülmesi, sağ kurtulan pilotun havada vurularak öldürülmesi, öncesi ve sonrası hasmane açıklamalar yapmış ve Rusya’nın bize düşman olarak konumlanmasının önünü açmıştı.

24 Kasım 2015’te meydana gelen bu olay yüzünden Türkiye Suriye’de kuş bile uçuramaz hale geldi.

Çünkü Ruslar, bunu vesile yaparak üstün hava savunma sistemleri olan S-400’leri Suriye’ye getirdi ve ‘hadi maçanız sıkıyorsa uçun’ dedi.

Hatta Ruslar, topyekün kalkışmaya giren ve ABD’ye piyade yazılan PKK’ya bile kısmi destek verdiler bu öfke yüzünden.

Doğalgaz başta olmak üzere enerji ithal edip, her türlü meyve sebzemizi gönderdiğimiz, turistlerinden döviz kazandığımız Rusya ile her tür ticaretimiz durma noktasına geldi.

Bu kadar büyük kayıp, ancak ve ancak başkası adına verilebilirdi.

Yani “İlahlar” bizim Rusya ile iyi geçinmemizi istemedi.

Davutoğlu “görevden alınınca” işler biraz değişmeye başladı.

Binali Yıldırım Hükümeti, Rusya ile ilişkilerin düzelmesi için istekli olduğu mesajları göndermeye başladı.

Putin de bunu dikkate aldı ve ilk adımı Türkiye’nin atması, yani uçağın düşürülmesi yüzünden özür dilenmesi gerektiğini söyledi.

İzmir’de Efes 2016 Tatbikatı’na katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İzmir’den Uganda’ya gitmeden hemen önce havalimanında şu açıklamayı yaptı.

Birebir söyledikleri aynen şöyleydi:

"Şimdi beni meraklandıran konu acaba Rusya bizden nasıl bir ilk adım bekliyor? Bunu ben anlamakta zorlanıyorum. Yoksa biz Türkiye olarak suçlu sandalyesinde oturan bir ülke değiliz. Ve biz kesinlikle Rusya ile münasebetleri bozmak isteyen de değiliz. Tam aksine Rusya ile münasebetlerimizi geliştirmeyi arzu eden bir ülkeyiz. Kaldı ki Sayın Putin ile bizim ilişkilerimiz gerçekten çok farklı bir noktadayken, iki iyi dost noktasındayken, böyle bir konuma gelmiş olması, veyahut da bir pilotun yapmış olduğu bir hata veya bir yanlış sebebiyle koskoca Türkiye'yi feda etmesi gerçekten düşündürücüdür. Yani biz burada Rusya ile münasebetlerimizi kesinlikle yeniden geliştirmenin yeniden çok daha farklı bir noktaya taşımanın gayreti içersinde olmamız gerekir diye düşünüyorum. Temenni ederim ki bir an önce bu sıkıntı aşılır ve Türkiye ile Rusya şu son 10 yıl içinde attıkları adımları yeniden atarlar atmaya devam ederler"

Herkes şaşırdı bu sözleri duyunca.

Türkiye, Rusya’nın beklediği şeyi mi yapıyordu?

Özür (ya da ona benzer bir şey) mü dileniyordu?

Çünkü cümlenin doğal akışına bakıldığında, (Putin’in) “bir pilotun yapmış olduğu bir hata veya bir yanlış sebebiyle koskoca Türkiye’yi feda etmesi” ifadesi, burada adı geçen pilotun uçağı düşüren Türk pilot olduğu sonucu çıkıyordu.

Söz konusu pilotun Türk hava sahasını ihlal eden Rus pilot olması da mümkün ama “koskoca Türkiye’yi feda eden” Putin ise, bunu Türk pilot olarak anlamak lazım gelirdi.

Öyle ya, eğer Rus pilot hatalı olsa Putin neden Türkiye’yi feda etsindi.

Fakat bu açıklamadan yarım saat sonra Cumhurbaşkanlığı’ndan şu yazılı açıklama geldi.

BAZI GAZETECİ ARKADAŞLARIMIZIN SORUSUNA CEVABEN BİLGİLENDİRME: Sn. Cumhurbaşkanımızın, Türkiye-Rusya ilişkilerinin bir pilot hatasına kurban edilmemesi gerektiği biçimindeki ifadesindeki kasıt, Rus pilotun ihlal hatasıdır.”

Yani, Cumhurbaşkanı aslında özür dilememişti, kastettiği Rus pilotun hatasıydı.

Hayır, bence kastettiği Türk pilottu.

Ve fakat bu açıklamayı duyan bazı önemli mahfiller, hemen devreye girip, aman bunu düzeltelim, Türk pilot aldığı emir üzerine bu işi yapmıştır, emri veren hükümettir, filan diye müdahale ederek bu açıklamayı yaptırttı.

Biz iyi biliyoruz ki, Suriye politikasında birebir Müslüman Kardeşler çizgisinde hareket eden Erdoğan, Rusya ile ilişkilerin bozulmasını istemiyordu.

Ancak izlediği politikaların, “hayatın doğal akışını belirlemesi” sonucu bu uçak düşürüldü.

Yine de böyle bir şeyin olmasını istemiyordu.

Rusya ile nükleer santral anlaşması yapacak kadar ileri gitmiş birisi bunu neden istesindi ki.

Bunu sadece ben değil konunun uzmanları da söylüyor.

Mesela, Washington Enstitüsü'nden Soner Çağaptay, Erdoğan’ın dış politikada belki de en büyük pişmanlık duyduğu konunun Rus uçağının düşürülmesi ve akabinde gelinen nokta olduğunu savunuyor.

Çağaptay, "Erdoğan, iktidarında dış politikada tek bir hamleyi değiştirme imkanı olsa, Rus uçağının düşürülmesi olayını değiştirirdi. Çünkü bu birçok şeyi geri dönülemez biçimde değiştirdi" diyor.

Neticede olan şu…

Cumhurbaşkanı’nın İzmir’deki “özür girişimi”, kendisi ve/veya diğer odakların anında devreye girmesiyle “savuşturuldu”.

Hüseyin Vodinalı

Odatv.com

Cumhurbaşkanlığı düzeltti ama Erdoğan'ın kastettiği pilot yoksa Türk müydü - Resim : 1

Tayyip Erdoğan türk pilot rus pilot arşiv