CUMHURBAŞKANI GÜL’ÜN MERAKINI GİDERİYORUZ

Son günlerde Cumhurbaşkanı’nın görev süresi yeniden tartışmaya açılmıştır. Aslında bu tartışma yeni değildir. 11. Cumhurbaşkanı’nın 28.08.2007’de...

Son günlerde Cumhurbaşkanı’nın görev süresi yeniden tartışmaya açılmıştır. Aslında bu tartışma yeni değildir. 11. Cumhurbaşkanı’nın 28.08.2007’de TBMM’nce seçilmesi ve süreye ilişkin değişikliğin, halkoylaması sonucu 31.10.2007 gününde yürürlüğe girmesiyle başlamıştır. Önce tartışmanın nereden çıktığını anımsamak gerekir.

Anayasa’nın 101. maddesinde, Cumhurbaşkanı’nın 7 yıllık bir süre için TBMM’nce seçileceği, bir kimsenin ikinci kez seçilemeyeceği kurala bağlanmış iken; 31.05.2007 günlü, 5678 sayılı Yasa’yla bu kural değiştirilmiş, Cumhurbaşkanı’nın 5 yıllık bir süre için halk tarafından seçilmesi, bir kimsenin ikinci kez Cumhurbaşkanı seçilebileceği esası getirilmiştir. Bununla da yetinilmemiş, Anayasa Mahkemesi’nin “367 kararı” nedeniyle toplantı yetersayısını sağlayamayacağı belli olan AKP’nin istediği kişiyi Cumhurbaşkanı seçtiremediğinden yola çıkılarak, Anayasa’ya eklenen geçici 19. maddeyle de, hem 11. Cumhurbaşkanı’nın halk tarafından seçileceği belirtilmiş hem de bu seçimin yöntemi düzenlenmiştir.

Doğal olarak, yeni kuralların yürürlüğe girmesinden sonra 11. Cumhurbaşkanı halk tarafından seçileceği ve süresi 5 yıl olacağı için, görev süresine ilişkin bir geçici madde düzenlemesi yapılmamıştır.

Ne var ki, 22 Temmuz 2007 genel seçimlerinden sonra, Cumhurbaşkanı’nı 3. turda seçecek sayıda milletvekiline sahip olan AKP, yetersayı konusunda MHP’den destek alınca, uzlaşma arama gereksinimi duymadan, yukarıda yer verilen geçici 19. madde kuralına karşın seçimi TBMM’ne yaptırmış ve Sayın Abdullah Gül’ü 28 Ağustos 2007 günü Cumhurbaşkanı seçtirmiştir.

11. Cumhurbaşkanı’nın seçildiği tarihte Anayasa’nın 101. maddesinin önceki kuralı yürürlüktedir ve o kurala göre süre 7 yıldır. Ancak, 21 Ekim 2007’de yapılan halkoylamasında kabul edilerek, değişiklikler 31 Ekim 2007’de yürürlüğe girince, süre 5 yıla inmiştir. Ve 11. Cumhurbaşkanı’nın süresi tartışmalı duruma gelmiştir. Yani, 11. Cumhurbaşkanı’nı görev süresi 7 yıl mıdır, yoksa 5 yıl mı?

HUKUKSAL BOYUT

Bu sorunun biri hukuksal, diğeri siyasal iki yanıtı vardır. Hukuksal yanıta göre, 11. Cumhurbaşkanı’nın görev süresi 5 yıldır. Çünkü kamu hukukunda kazanılmış hak yoktur. Görev başındaki Cumhurbaşkanı da, değişiklikten sonra getirilen süreye bağlı olur. 11. Cumhurbaşkanı’nın görev süresini 7 yıl olarak koruyabilmesi, bir geçici madde ile bu konunun düzenlenmesine bağlıdır. Ne var ki, değişikliğin yapıldığı 5678 sayılı Yasa’da böyle bir düzenleme yapılmamıştır. Dolayısıyla sürenin 7 yıl olacağına ilişkin bir anayasal dayanak yoktur.

Kuşkusuz, 11. Cumhurbaşkanı, aynı kural gereği, ikinci kez seçilme hakkına sahiptir. Ancak, bu durum, aşağıda açıklayacağımız nedenlerle AKP içinde karışıklığa yol açacağından, Sayın Başbakan’a uygun düşmeyecektir. Halkoylamasına sunulan Anayasa değişikliğinde de çözüm sağlayıcı düzenleme yapılmamasının nedeni, konuyu tartışmalı bırakmak, çözüme kavuşturmamak, sonuçta Başbakan’ın dediğini uygulamaktır. Peki, Sayın Başbakan’a göre, 11. Cumhurbaşkanı’nın görev süresi nedir?

SİYASAL BOYUT

İşte burada sorunun siyasal yanıtı devreye girmektedir. Bu yanıta göre 11. Cumhurbaşkanı’nın görev süresi 7 yıldır. Bu sonuca nasıl varıldığını anlayabilmek için kimi söylemleri yeniden anımsamak gerekir.

Sayın Başbakan sürenin 7 yıl olduğunu, tartışmanın ilk evresinde açıklamıştır. Bundan yaklaşık bir hafta önce de Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın “süre 5 yıldır” dediği basında yer almış; ancak Sayın Arınç yaptığı yeni açıklamada, Başbakan’ın açıklamasına uygun olarak, bu sürenin 7 yıl olduğunu belirtmiştir. Tartışmaya Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün de katılmış ve Başbakan’ın söylediğini yineleyerek, Cumhurbaşkanı’nın süresinin 7 yıl olduğunu söylemiştir.

Sayın Başbakan’ın “Devlet Başkanı” olmak için bir takvimi vardır ve 7 yıllık süre kendi takvimine uygun düşmektedir. Ancak, Sayın Başbakan gözden kaçırılmaması gereken başka şeyler de açıklamıştır: 2011 seçimlerine son kez AKP’nin başında katılacağını, 2011 seçimlerinden sonra Anayasa’da köklü değişiklikler yapılacağını ve başkanlık sistemine geçileceğini, halkoyuna sunulan şimdiki değişikliklerin, “kapsamlı değişiklikler için kapıyı aralamak” anlamına geldiğini, asıl değişikliklerin bundan sonra yapılacağını (16.08.2010, Habertürk TV) açıklamıştır.

Ayrıca, siyasal iktidar tarafından hazırlanan Cumhurbaşkanı’nın halk tarafından seçilmesinin usul ve esaslarının düzenlendiği yasa tasarısında Başbakan’a, Başbakanlıktan ayrılmadan Cumhurbaşkanlığı’na aday olma hakkı getirilmektedir.

BAŞBAKAN’IN TAKVİMİ

Bütün bu açıklamalar ve düzenlemeler, Sayın Başbakan’ın takviminin ipuçlarını vermektedir. Şimdi, satırbaşları olarak bunu çözümlemeye çalışalım.

- Anayasa değişikliklerinin yürürlüğe girmesiyle yaratılacak yandaş yargı aracılığıyla, son kalan birkaç yazılı ve görsel medya dahil karşıt görüşlüler tümüyle susturulacak ve yol üzerindeki engeller temizlenecektir.
- Ele geçirilen Anayasa Mahkemesi sayesinde, kapatma nedeni olmayacağı için, laiklik karşıtı eylemler artarak sürecek ve seçmen tabanının isteyip de yapılamayan düzenlemeler gerçekleştirilecektir.
- 2011 seçimlerine bu ortamda girilecek; oy satın alma yöntemleri ve bilgisayarlı seçim yöntemi oyunları da kullanılarak seçimler kazanılacaktır.
- AKP yeniden tek başına iktidar; Sayın Erdoğan yeniden Başbakan olacaktır.
- Anayasa’da köklü değişiklikler yapılıp,
* Başkanlık sistemine geçilecek,
* İlk dört madde değiştirilerek, laik Cumhuriyet İslami yapıya kavuşturulacak,
* Federasyona geçiş için gerekli düzenlemeler yapılacak,
* Bugüne kadar örtülü olarak ABD’nin kullandığı ulusal egemenlik, bunun yanında AB’ye devredilecektir.
- Tüm bu düzenlemeler bitirildiğinde, yaratılan koşulların sağladığı avantajla Sayın Erdoğan, 2014’de, Cumhurbaşkanı’nın 7 yıllık süresinin bitmesiyle birlikte “Başkan” seçilecek ve (5+5) 10 yıl Devleti tek başına yönetecektir.

Kuşkusuz bu takvimin işlemesi, bu referandumda yapılan değişikliklerin kabul edilmesine bağlıdır. Referandumda oy kullanırken yapılan değişikliklere geniş açıdan bakmak, altında yatanları çok iyi çözümlemek gerekmektedir. Bu takvim gerçekleşirse, Devlet “tek parti devleti”ne, rejim “İslami Cumhuriyet”e, yönetim “seçilmiş krallığa” dönüşecektir.


Bülent Serim
Eski Anayasa Mahkemesi Genel Sekreteri
Odatv.com

Tayyip Erdoğan abdullah gül cumhurbaşkanlığı seçimi arşiv