CHP'YE yeni yüzler gerek

CHP’yi en fazla eleştiren kalemlerden biriyim. Neden? – Beklentileri bir türlü tam anlamıyla yerine getiremediği, mevcudu kritize etmekten yeni projeler üretmeye bir türlü vakit bulup ayıramadığı için.

Galiba bu kısır döngü kırılıyor.

“İstanbul Ataşehir’de belediye başkanlığı için bir aday adayı var. Adı Sefa Sarısoy. İnanamayacağın projeler üretiyor, bir araştır” dediler.

Araştırdım. 40’lı yaşlarda bir makine mühendisi. Üretken bir beyin. Klasik belediyeciliği aşan fikirlere ve kültürel birikime sahip. Çevresini etkiliyor, harekete geçiriyor. Bu hareketler, kısa zamanda bir düşünce platformu oluşturuyor.

Adaylığı kesinleşir kesinleşmez, yerel seçimi kazanır veya kazanamaz – bilemem. Şöyle veya böyle, ben, bir artı bir ikiden büyüktür düşüncesi hareketi platformu’na takıldım. Paylaşmak isterim.

"MADDENİN AMACI EN ORGANİZE EN ÖRGÜTLÜ YAPIYA DÖNÜŞEBİLMEKTİR"

Ne demek istiyor bu Sarısoy, önce bilimsel açıdan açalım: ‘Bir artı bir pozitif bilimlerde, fizikte entropi kavramında, matematikte kümeler teoreminde ve felsefe biliminde ikiden büyük olabilmektedir. Örnek olarak 1 dakika + 1 dakika, bazen 2 dakikadan küçük, bazen 2 dakikadan büyüktür. Maddenin (enerjinin) amacı, en organize ve en örgütlü yapıya dönüşebilmektir.

Bu da bir artı bir ikiden büyüktür hipotezini doğrulamaktadır.”

Olay belli oluyor gibi... Bu Sarısoy’un amacı, küçük dereleri ırmaklara dönüştürmek.

Telefonunu buldum. Bu bilmeceyi açması istedim. Açtı:

“Toplumlar, dolayısıyla insanlar,varoluş sürekliliklerini yeniden üretim döneminde, bir öncekinden daha fazla üreterek gerçekleştirirler. Üretim ise ancak insanların ortak (toplumsal) faaliyetlerinin sonucunda olabilmektedir.

Siyasal üretimler ve faaliyetler de toplumsal üretim alanı olarak, toplumsal üstyapı kurumları olan siyasal partiler tarafından gerçekleştirilmektedir. Genelde büyük yapılar ve örgütler, siyasi partiler de dahil, bir miktar iç enerji devinimlerini işe çevirememelerinden dolayı bir artı bir ikiden küçüktür noktasına varabiliyorlar. Bu kayıplarla bazen üretilen iş, kaybedilen enerjiden bile küçük olabiliyor. Halbuki gelişimin ve büyümenin sürekliliği açısından bir artı bir ikiden büyüktür gerçekliğini sağlayabilmeliyiz. Biz de bu noktadan yola çıktık.”

Buraya kadarını anladık da, bu iş siyasette ve belediyecilikte nasıl yürüyecek?

“Bu düşünce platformunu kurduğumuz günlerde Ataşehir’de yaşayan, toplumun her kesiminden insan profilinin yansıdığı yaklaşık 150 kişinin katıldığı bir toplantı düzenledik. Ataşehir İlçemiz Türkiye’nin her bölgesinden; zengini fakiri, dar gelirlisi, akademisyeni, bürokratı, üst düzey yöneticisi ve esnafın yaşadığı bir ilçe olarak, Türkiye mozayiğini yansıtmaktadır.

Bir artı bir ikiden büyüktür düşüncesi doğrultusunda; ülkemize, ulusumuza, ekonomik, sosyal, kültürel, siyasî ve ahlakî katkı sağlayacak kişileri bir araya getirmek, bir düşünsel enerji (sinerji) alanı yaratmak amacı ile bu toplantıyı düzenledik.”

"ARTIK TAŞIN ALTINA ELİMİZİ KOYMA VAKTİ GELDİ"

Nasıl geçti bu toplantı?

“Toplantıya katılan davetlilerin çoğu, CHP yönetimini eleştirmek, sorgulamak yerine artık taşın altına ellerini koymanın zamanının geldiğini belirttiler. Ortaya koyduğumuz bu düşüncenin kartopu gibi büyüyeceğini görmek bizleri mutlu etti. Bu oluşumu, yaşadığımız bugünlerde ülkemizin ve CHP’nin her zamankinden daha fazla desteğe ve yeni fikirlere ihtiyacı olduğu bilinci ile başlattık.

Bir artı bir ikiden büyüktür Grubu, Ataşehir’de geliştireceği yeni projeleri ile çok daha fazla insanı, Cumhuriyet Halk Partisi çatısı altında toplamak için köprü vazifesi görecektir…”

Ve inanmayacaksınız, sonunda dere ve nehir sembolizmasına geldi Sefa Sarısoy da:

“Hepimiz kendi düşünsel ve kültürel zenginliklerimizle akan dereleriz. Bu dereler; belli bir hedefe, aydınlık bir gelecek yaratma hedefine doğru yol alacaktır. Aynı hedefler doğrultusunda akan ana mecraya, büyük nehire muhakkak ulaşacaklardır. Bu ana mecra, bu büyük nehir CHP’dir. Hepimiz aynı dünya görüşü ve ilkelerimiz doğrultusunda CHP’ye güç katacağımızı düşünüyoruz.”

Benim ilgimi çekti… Doğrusu bu ya, hoşuma da gitti.

Bu sütun, yerel yönetim konusunda bundan sonra da her türlü görüş ve tartışmaya açık olacaktır, bilesiniz.

İNTERAKTİF SOHBETLER:

Misafir – ali: Haklılığınız teoride kalmaya mahkûm. Pratikte – özellikle de bir doğu ülkesinde doğru bir lider gerekli diye düşünüyorum.

Misafir – kaptan: Herhalde anlayışım kıt, kaptan… Bağışla!.. Bu kadar sertleşmesek!..

Misafir - Kelle Şakir: Ah Dostum ah… Bana yıllar öncesini, bir virgül veya noktalı virgülde anlaşamadıkları için 27 ayrı fraksiyona bölünen arkadaşlarımı hatırlatıyorsunuz. Ben ekmeğimi taştan da olsa çıkartırım, dert etmeyin… Konularım sizi aşıyorsa, okumazsınız… Size tek tavsiyem, sol düşünceyi 50 sayfalık kitaplarda toplayan demode söylemlerden artık vazgeçmeniz.

Misafir – Nuran: Katılıyorum.

Figul: İdeoloji tartışması… İsim bulma… Bu ihtiyaçların zaman içinde giderileceğini düşünenlerdenim.

Misafir – Mulayimcik: Sorgulamalarınız, ne yazık ki tam 12’den isabet kaydetmiş. Ne yazık ki dememin nedeni, bu çıkmazları bir türlü aşamamamız.

Misafir – kamil: Öyledir de… – Ya da bir zamanlar öyleydi… En doğrusu öyle olmaklığı gerekir!

Misafir – Atcali: Şu doğu-batı ikileminden artık vazgeçseniz… Böyle bir şey söylemiyorum, bu bir!.. Varlığımızı bu iki dünya arasında – doğu ile batı – sürdürüyoruz, bu iki... Kulaklarımız ve gözlerimiz, bütün dünyayı dinliyor ve gözlüyor. Kulaklarımızdaki tıkaçları, gözlerimizdeki at gözlüklerini çıkarmamızın, sizce artık zamanı gelmedi mi!..

Halit Kakınç

Odatv.com