CHP’LİLER ARTIK “ADAM GİBİ” ÖRGÜTLENMEK ZORUNDA

CHP S.O.S. veriyor. Daha doğrusu Türkiye S.O.S. veriyor ve CHP bu konuda hiçbir şey yapmıyor. Gülen Cemaatinin denetimindeki FEM dershanesi...

CHP S.O.S. veriyor. Daha doğrusu Türkiye S.O.S. veriyor ve CHP bu konuda hiçbir şey yapmıyor.

Gülen Cemaatinin denetimindeki FEM dershanesi üniversite sınavını kazananların telefon numaralarını ele geçirmiş, tek tek arıyor, çocuklara soruyor.

“Size yurt ve burs bulmakta yardımcı olmamızı ister misiniz?”

Devlet ve belediyeler yeterince yurt açmamış, burs işini dinci yardım kuruluşlarına bırakmış, bu durumda çocuğu üniversiteyi kazanmış fakir fukara ne yapsın? Ben okuyamadım, bari çocuğum okusun diye çocuğunu dincilerin eline teslim ediyor.

Anadolu’da küçük şehirlerde ve kasabalarda Gülen Cemaati’ne yanaşmayan esnafın ayakta kalması çok zor…

Cemaatin yerel medya üzerindeki baskısı merkez medya üzerindeki baskısından çok daha büyük, çok daha acımasız…

Medya, AKP’nin elindeki belediyelerin düzenledikleri iftar yemeklerini, hatta AKP’li siyasetçilerin Cuma namazlarına gidiş gelişlerini naklen yayınlıyor.

Cemaat, esnafı ve işadamlarını öyle bir örgütlüyor ki, Cemaat mensupları sadece birbirlerinden alışveriş ediyorlar. Bir esnaf, ya da iş adamı örgüte bağlı değilse, hele hele CHP’liyse, ondan alışveriş edilmiyor, ambargo uygulanıyor.

Cemaat mensupları CHP’lileri kendi işyerlerinde işe almıyorlar. Bu iş yerleri AKP’nin iş kolu gibi çalışıyor, Cemaatin bu konudaki talimatlarına Tanrının buyruğuymuş gibi uyuyorlar.

Mesela Cemaat mensubu bir patron, sahibi olduğu inşaat şirketinde tek bir CHP’li bile çalıştırmıyor. Hisseleri borsada alıp satılan bu şirket CHP’li iş esnaftan mal almıyor.

Peki bu Cemaatçi şirket inşa ettiği evleri kimlere satıyor dersiniz?

12 Haziran seçimlerinden hemen sonra CHP’nin internet sitesinden bu şirketin Ümraniye’de inşa ettiği bir sitede yaşayanların oy verdiği sandık sonuçlarına baktığımda ilginç bir sonuçla karşılaştım. Oyların %74’ünü CHP, %12 ini AKP, geri kalan % 14’ini diğer partiler ve bağımsız adaylar almışlar. En çok oy alan bağımsız aday da Tuncay Özkan…

Bu ne büyük çelişki yarabbi!

CHP’lilere bir mikropmuş gibi davranan Cemaatçi inşaat şirketinin ürettiği daireleri meğer CHP’ye ve Tuncay Özkan’a oy verenler satın almışlar. İşleri çok iyi giden bu şirket meğer CHP’liler sayesinde köşeyi dönmüş.

Köşeyi dönmesine bir itirazımız yok. İtirazımız bu şirketin CHP’lilere pislik muamelesi çekmesine. CHP’lileri işe almamasına, CHP’li esnafa ambargo uygulamasına…

Daha önce de yazmıştım, bir kez daha tekrarlamakta fayda görüyorum.

Bu ülkenin üretiminde önemli rol oynayıp çarkların dönmesini sağlayan kesimi, yani mühendisleri, teknisyenleri, doktorları, öğretmenleri, bilgisayarcıları, hemşireleri, bankacıları, ekonomistleri, sanatçıları ezici çoğunlukla CHP'lidir. Ülkemizin orta direğini oluşturan bu üretici kesim aynı zamanda ülkemizin en büyük tüketici kitlesidir.

CHP iktidara gelmek istiyorsa, hatta iktidara gelmesinden vazgeçtik, kendi varlığını sürdürmek istiyorsa bu gücü hem üretimde, hem tüketimde çok iyi örgütlemek ve kullanmak zorundadır.

Eğer CHP bu gücü örgütlemiş olsa Cemaatçi iş adamları mallarını sattıkları CHP’lilere pislik muamelesi çekebilir mi?

Esnafa ambargo uygulamak, her şeyden önce üretici ve tüketici haklarına ters bir durum değil mi?

Hürriyet Gazetesi’nin okurlarının çoğu CHP'lidir. Bu gazete CHP aleyhine koca koca manşetler atar.

Atabilir, CHP’liler hata yapmışsa onu haber yapmak basının görevidir.

Aynı gazete daha dün yasadışı yollarla elde edilmiş, eski Genel Kurmay Başkanı Işık Koşaner’in TSK’nın zafiyetleri ile ilgili itiraf gibi sözlerini manşet yaptı.

Her ülkede Genel Kurmay Başkanı’nın itiraf gibi sözleri haber değeri taşır, manşet yapılır.

İyi de, bu gazete neden Aydınlık Gazetesi’ne, İşçi Partisi’ne ve Ulusal Kanal’a yapılan polis baskınlarını, tutuklamaları, faşist baskıları manşet yapmaz?

Bu gazete neden Başbakan’ın, o zamanın KKTC Cumhurbaşkanına, “KKTC’nin adını bile anmayalım” demesini, ya da Başbakan’ın bir iş adamına, “Kızıma 20 kadar gönder” sözünü bırakın manşet, haber bile yapmaz.

Bunlar gibi yüzlerce örnek verilebilir.

CHP yöneticileri büyük bir ihtimalle, “Ne yapabiliriz? AKP, Hürriyet Gazetesi Genel Yayın yönetmeni Enis Berberoğlu’na baskı uyguluyor, ya da satın almışlar” diyeceklerdir.

Eğer CHP, CHP’lileri adam gibi örgütlemiş olsa Hürriyet Gazetesi ve diğer daha çok CHP’lilerin okuduğu gazeteler böyle pespaye bir habercilik yapabilir mi? Sırf AKP hoşlanmıyor diye bir operasyonla bazı yazarlarını işten atabilir mi?

Daha önce de yazdım, çok önemli bulduğum için tekrarlıyorum. Öyle bir operasyona girişildiğinde Hürriyet Gazetesi'nin tirajının 450 binden 100 bine düşeceğini bilseydi, istediği kadar baskıya uğramış olsun, istediği kadar satın alınmış olsun, Enis Berberoğlu, ya da operasyonu her kim yapmışsa, o yazarları işten atabilir miydi?

Anında CHP’lilerden tepki göreceğini bilse o inşaat şirketi CHP’li esnafa ambargo uygulayabilir miydi?

Bilmem farkında mısınız? Son günlerde merkez kanalların uzman olarak başvurdukları konuşmacıların büyük çoğunluğu Cemaatçilerden seçiliyor, artık liberaller bile bu kanallara çok az çıkabiliyorlar.

CHP, kendi kitlesini bu tür tüketici ve insan haklarına ters davranışlara anında tepki verebilecek şekilde örgütlemezse, bırakın Mustafa Balbay’ı ve Mehmet Haberal’ı meclise sokmayı, bir süre sonra Kılıçdaroğlu kendisi bile meclise giremez.

Sahi, hani AKP ile CHP anlaşmışlardı? Hani Balbay ve Haberal’ın meclise girmesi sağlanacaktı?

CHP’ye Temel gibi soralım.

Ne oldi?

“AKP’liler sözlerinde durmadılar” yanıtı bu soruya yeterli bir yanıt değildir.

Balbay ve Haberal’ın meclise hala girememesine CHP’liler neden bu kadar tepkisiz?

Tepki ancak örgütle olur. Demek ki CHP’liler örgütsüz.

AKP ve Cemaat CHP’li yöneticilerin sözlerinden çok, CHP kitlesinin parasal etkileri de olan eylemlerinden anlarlar. Bu eylemlerle sonuç alındıkça CHP’nin kitlesi de büyüyecektir. Haksızlığa uğrayanlar CHP kervanına katılacaktır.

Amacı ABD’nin Ortadoğu projelerine hizmet etmek, Libya, Suriye ve İran’ın işgaline katkı yapmak değilse, ki ben CHP yönetiminin öyle bir amacı olduğunu asla düşünmüyorum, CHP yönetiminin CHP kitlesini, CHP’lilere pislikmiş gibi davranan her kişi ve kuruma anında çok etkin bir şekilde tepki verecek şekilde örgütlemesi gerekiyor.

Bizden söylemesi… Kendi partilisini, kendi milletvekilini bile koruyamayan bir CHP bir süre sonra kendi üyesinden bile oy alamaz hale gelir.

A. Metin Akpınar

Odatv.com

CHP cemaat arşiv