CHP İzmir'de neler oluyor

Muzaffer Ayhan Kara yazdı...

İzmir CHP Kongresi'nde neler oluyor?

Şöyle anlatalım...

Bu haftanın ilk iki gününde önemli gelişmeler yaşandı. Daha doğrusu turlar tamamlandı. Kocaoğlu’nun turunun yanında başka tur odakları da oluşabileceğini not etmiştim ki, ilçe başkanlarının toplantısı sürpriz değildi. Sürecin olmazsa olmazıydı. Milletvekillerinin de aralarında bir istişare mekanizmasını süratle oluşturması ve aday adaylarıyla, ilçe başkanlarıyla yetinmeden delegasyonla istişare etmesinde de yarar görüyorum.

HAFTA RUTİNİ YANSITAN BASIN TOPLANTISIYLA BAŞLADI

Pazartesi ve salı neler olduğuna bir bakalım… Ama önce hatırlayalım; CHP İl Başkanı Asuman Ali Güven geçtiğimiz hafta sonuna doğru adaylık sinyali vermişti. Bir dizi temastan sonra kesin kararını vereceğini de eklemişti.

Haftanın ilk günü, sabahleyin CHP Çiğli İlçe Başkanı Utku Gümrükçü kahvaltılı bir basın toplantısı düzenledi. Hem partili hem de gazeteci-yazar kimliğimle sahada olan birisi olarak bu kez hem arkadaşı hem de gazeteci olarak Gümrükçü’nün basın toplantısına gittim. Tabii basın toplantısına gelen gazetecilerin beklentisi il kongresine dönük bir mesajdı. Gümrükçü, orada açık bir mesaj vermek yerine “Ben adayım demem” dedi. Bu ne demekti? “Gerekirse aday olurum ama üzerimde bir mutabakat, bana yönelik bir açık teveccüh olursa…” demekti kuşkusuz. Bu da yeni bir şey değildi, Gümrükçü bu ifadeleri zaten ilçe kongresinde de sonrasında katıldığı bir televizyon programında da dile getirmişti. Sonrasında sosyal medyada yayınladığı ve basında haber olan video da kendisinin süreçte dikkate alınmasına yönelik bir adımdı. Aynı şekilde ilçe başkanlarına gönderdiği mektup da…

KOCAOĞLU VEKİLLER, BAŞKANLAR VE İL YÖNETİMİYLE

Yine haftanın ilk günü öğleyin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu Asansör’de CHP’li milletvekilleriyle öğle yemeğinde bir araya geldi. Tuncay Özkan’ın da aralarında olduğu sekiz milletvekilinin katıldığı toplantıya Genel Sekreter Kamil O. Sındır, PM Üyesi Selin S. Böke, Tacettin Bayır ve Musa Çam katılmadı. Sındır’ın yurtdışı programını duyduk. Böke’den bir ses gelmedi. Bayır ve Çam cephesinden “yöntem” itirazı okuduk basından, Kocaoğlu cephesinden ise “mazeret” seslendirildi. Keza, akşam da Kocaoğlu Seferihisar’da ilçe belediye başkanlarıyla bir araya geldi. Birkaç mazeretli eksiği ile toplandı başkanlar. Bu iki turdan somut bir isim çıkmadı, daha çok profil konuşuldu.

Salı günü öğleden sonra Kocaoğlu’nun durağı CHP İl Başkanlığı’ydı. Başkan, il başkanı ve yöneticileri, il disiplin kurulu üyeleriyle süreci değerlendirdi. Toplantının ardından Kocaoğlu herkesle birebir temas etti.

Sonuçta, Kocaoğlu ilçe başkanları, milletvekilleri, belediye başkanları ve il başkanı-yöneticileriyle turunu tamamlamış oldu. Edindiğimiz bilgiler, bu turlarda isimden çok profil konuşulduğu, arızi olarak isim geçtiği ancak kayda değer bir ya da birkaç isim üzerinde mutabakat oluşmadığı yönünde. Bu turlar belki bir “havayı koklama” babında yarar getirmiştir ve profili bir ölçüde olgunlaştırmıştır.

İLÇE BAŞKANLARI KOCAOĞLU’NU DA DİKKATE ALAN AYRI BİR SAYFA AÇTI

Salı akşamı ise birkaç eksikle ilçe başkanları orta nokta sayılabilecek bir kavşaktaki Torbalı’da bir araya geldiler. CHP İzmir İl Başkanı Güven’in adaylık işareti verdiği için bulunmaması da normal olan toplantıda daha çok aday profili belirlendi ve sürece katkı anlamında neler yapılabileceği konuşuldu. Metropol ilçe başkanlarından bir de komite kuruldu ve sonuç bildirgesi açıklandı. İlçe başkanlarının oluşturduğu zemin son derece makul, açıklanan sonuç bildirgesi de öyle. En geç 2 Ocak’ta aday ya da adayların ortaya çıkmasına da vurgu yapıyor. Bu da oldukça anlaşılır. Ondan sonra delegasyonun ada ya da adayları değerlendirmesi için dört takvim günü kalıyor zaten. Yalnız ilçe başkanlarının açıkladığı sonuç bildirgesinde tarif edilen profili dikkatle birkaç kez okuduğumda yukarıda belirttiğim makaleden oldukça yararlanıldığını ve aslında süreçte adı geçenlerden birisini kuvvetle tarif ettiğini de gördüm! Bu tarif de bir yerde sürpriz değil. O birisi kim derseniz, dikkatle okuyun ve süreçte adı geçen isimleri şöyle bir zihninizden geçirin, fazla zorlanmadan bulacaksınız derim. Hatta şu kadar ipucu da vereyim; hemen her gün göz önündeki bir isimden söz ediyoruz. Şunu da belirtelim; süreçte adı geçen bazı aday adayları bile o isim lehine feragat ettiler. Bunu genel merkeze deklare eden bile var. İlçe başkanları müsterih olsun, tarif ettikleri isim en geç 1 Ocak’ta kamuoyuna adaylığını açıklar. Belki de daha önce. İlçe başkanlarının tarif ettiği adayın karşısına aday olarak başka bir isim de çıkar mı? Bunu şimdiden kestirmek zor… Ancak şunu not etmeliyim ki, dünyanın sonu olmaz çıkması... CHP örgütü kongreden yarılmayla çıkmaz, çünkü önümüzde bir kader seçim süreci var.

Bu arada sürece olumlu müdahalede bulunan ilçe başkanlarına da bir notum var. Delegeler çağırdığınızda kahvaltıya da gelirler, toplantıya da… Size de saygıda kusur etmezler. Ama iş oy kullanmaya, tercihlerine gelince vicdanlarına danışırlar, ülkelerini ve partilerini düşünürler. Sadece bir defa oy kullanmak için aldıkları yetkiyi sorumlulukla kullanırlar. Bilirler ki, seçecekleri başkan CHP’yi 2019’daki yerel seçime, genel seçime ve cumhurbaşkanlığı seçimine hazırlayacak, bu işin liderliğini yapacak. O yüzden güvenilir, süreci omuzlayacak, iyi CHP’li bir isme itibar ederler. Sizler de bunu anlayışa karşılamalı ve ilçelerinizde “blok” bir tavır beklememeyi sindirmelisiniz. Demokratik olgunluk bunu gerektirir. Açık konuşalım; bilhassa delege çoğunluğunu oluşturan metropol ilçelerde delegasyon blok oy kullanmayacak. Blok oy ancak tek adat koşullarında söz konusu olabilir. Bu bahiste, ilçe başkanlarının Kocaoğlu’nun turlarını dikkate alan bir yaklaşım göstermesini de not etmek gerek.

Bütün turlarla ve oturumlarla ilgili bir final cümlesi kurmak gerekirse ne demek gerek? Tek bir cümle geliyor aklıma; önce neyin olamayacağına bakılıyor. Sırada neyin olacağı var şimdi.

NASIL BİR İL YÖNETİMİ, HANGİ ANLAYIŞ, HANGİ PROJELER?

Son olarak pek konuşulmayan, yazılıp çizilmeyen bir başlık açmak istiyorum. “Nasıl bir il başkanı”nı konuşuyoruz da “Nasıl bir il yöneticisi”, “Nasıl bir anlayış, program, projeler”i konuşan yok, yazan-çizen yok… İl yönetimi de zorlu bir süreci yürütecek; çeşitli birikimleriyle, donanımlarıyla, deneyimleriyle il başkanıyla bir takım oluşturacak simalardan oluşmalıdır. Seçim süreçleri dikkate alındığında mutlaka bir hatta iki siyasi iletişimci, en azından iki hukukçu il yönetiminde yer almalıdır. İş dünyasıyla ve emek dünyasıyla, sivil toplumla, spor dünyasıyla güçlü bağlar kuracak simalar da yönetimde yer almalıdır. Bölge ve ilçe dengelerinin yanında, demografik dengelerin yanında, alan-konu itibarıyla da dikkate alınarak oluşturulacak çok yönlü ve dinamik bir yönetim CHP İzmir’in yüzünü seçimlerde ağartabilir. Bu bağlamda oluşacak yönetimde İyi Parti faktörünü de dikkate almak kaçınılmaz. Otuz kişilik yönetim İzmir’in deseninin de, renklerinin de bir yansıması olmalıdır. Buna azami dikkat edilmelidir.

Keza, ortaya çıkacak aday ya da adaylar nasıl bir yönetim anlayışına, programa, projelere sahip olduğunu deklare etmelidir. Nasıl bir yönetimle çalışmak istediğini açıklamalıdır. Zor bir görevi üstlenecek başkan adayının yönetimin oluşmasında da inisiyatifi azami olmalıdır.

Muzaffer Ayhan Kara

Odatv.com

Muzaffer Ayhan Kara odatv arşiv