CHP ile İsveç seçmeni arasında dikkat çeken benzerlik

Toplumcu Düşünce Enstitüsü’nün 26 Nisan’daki “30 Mart Yerel Seçimleri” ana başlıklı değerlendirmesindeki ilk oturumun sunum ve kritiklerini kaleme...

Toplumcu Düşünce Enstitüsü’nün 26 Nisan’daki “30 Mart Yerel Seçimleri” ana başlıklı değerlendirmesindeki ilk oturumun sunum ve kritiklerini kaleme aldığım ilk yazıda aktarmıştım. Bu defa, başkanlığını eski bakanlardan Ali Topuz’un, “Sosyal Politikalar Açısından Genel Değerlendirme” başlıklı sunumunu ise Prof. Dr. Yılmaz Esmer’in yaptığı ikinci oturumu yansıtacağım. Bu seri, üçüncü bir yazı ile sona erecek.

SEÇMEN DUYGULARIYLA KARAR VERİYOR

Seçmen, oy kullanırken rasyonel pozisyondan değil, duygusal pozisyondan bakarak karar veriyor. Duygusal bağlar; aidiyet ve özdeşleşme duygusu kararda rol oynuyor. CHP’ye oy veren kesimlerin, örneğin laik ve modernistlerin, Alevi inançlı seçmenlerin tutumu böyle açıklanabilir. AKP’ye oy veren seçmenin en azından bir kısmının da oy verdiklerinin “alnının secdeye vardığını” düşündüğünü söyleyebiliriz. Ki, duygusal bağlar, aidiyet kolay kolay değiştirilmez, hatta çok nadir değiştirilir. Akılla duyguların çatıştığı noktada, seçmen davranışını duygularıyla belirliyor.

CHP SEÇMENİ, İSVEÇ SEÇMENİ GİBİ

Katılımcılık, özgürlük, estetik duygusu, cinsel özgürlük gibi postmateryalist değerler; CHP’ye oy verenlerin değerleri… CHP’ye oy veren yüzde 25 civarındaki seçmen İsveç’teki genel seçmenin kriterleriyle oy kullanıyor. Bu seçmen, eğitimli bir seçmen. Tabii olarak duyarlılıkları da ona göre.

AKP’ye oy verenlerin değerleri daha farklı, onlar daha az eğitimli.

SEÇMEN DAVRANIŞLARINI NE BELİRLER?

Seçmen davranışını etkileyen 35 ayrı değişken var etken olarak. Din, ideoloji, ekonomi ve diğerleri… 35 değişken arasında öne çıkanlar CHP ve AKP açısından değişiyor. İlginçtir ki, sağ-sol konumlanması, laikliğe bakış ve kadının mayo giyip giymemesi her iki kesimdeki seçmen kesimi açısından önemli bir ayrım noktası.

Materyalist değerler, gelir ve güvenlik kriterleri seçmen davranışında önemli…

Ortadaki seçmenin, yani kararsız seçmenin sonucu belirlemesinin nedeni; “iktidar ve muhalefet arasındaki açık fark”…

CHP NE YAPMALI?

CHP’nin ilk yapması gereken, kalpleri ve kafaları kazanmak olmalı… Bu başarılmazsa, mesaj verilemez…

İkinci bir nokta, CHP açısından bir beceriksizlik algısı söz konusu… Bu algıyı kırmak gerekiyor. (Son genel seçimlerde genel başkana oy kullandırılamaması, son seçimlerde Sarıyer’de listeyi zamanında verip verememe, Beşiktaş’ta onaylanan listenin sonradan değiştirilmesi tartışması vb.)

CHP’nin “Hiçbir projeleri yoktur algısını da kırmak gerekiyor. Oysa son yerel seçimlerde örneğin, Eskişehir Mucizesi” gibi anlatılacak şeyler vardı, sosyal belediyecilik adına anlatılabilecek çok şey vardı… Bunlar da güçlü bir şekilde anlatılamıyor, benzer mucizelerin gerçekleştirilebileceği algısı güçlendirilemiyor.

Seçmen davranışları üzerine çalışmak gerekiyor, ama unutulmamalı ki, öne çıkan seçmen davranış eğilimleri her seçimde konjonktüre göre değişebiliyor.

Çok ciddi bir araştırma programına ihtiyaç var; özel gruplara, hatta kişilere kadar… Spesifik alanlara yönelmek gerekiyor.

Karşıya alınacak kesimleri de karşıya almaktan korkmamalı. Herkesin kucaklanacağı romantizmine düşülmemeli!.. Seçmen nerede duracağınızı, kırmızıçizgilerinizi bilmeli…

Deneysel araştırmalar ve saha araştırmaları kontrollü olarak yapılmalı… Anketler, çıplak olarak ve tek başına yeterli olamaz…

HEMEN OLMASA DA SONUÇ ALIRSINIZ, YETER Kİ DOĞRU YATIRIM YAPIN

Doğru yatırım yaparsanız, hemen olmasa da bilahare sonuç alırsınız. 1965’teki Ortanın Solu politikası, 1973’te sonuç vermiş, CHP seçimlerden birinci parti çıkmıştı.

1957 İlk Hedefler Beyannamesi radikal çıkışı ile İsmet İnönü döneminde gelen yüzde 42 oy var… Keza, Bülent Ecevit’in Akgünler Bildirgesi radikal düzen değişikliği önerisi ile 1973 yüzde 33 ve sonrasındaki 1977’de yakalanan yeni bir yüzde 42 oy var… Bu iki durum rastlantı mıdır?.. İyi incelenmesi gerekiyor. Bugün de CHP’nin sosyo-ekonomik temelli radikal bir düzen değişikliği önerisi gerekiyor.

CHP, büyümek için ortadaki seçmenin oyuna yönelmelidir. Kimlik, önemli… CHP “eklektik bir kitle partisi” kendi tanımıyla… Oysa AKP İslamcı, MHP milliyetçi, BDP ise Kürt ayrılıkçısı… CHP ne?..

CHP dönüştürücü, radikal reformcu bir parti. Kurucu olarak bir rol oynamış… Ancak, Türk devriminin, Türk modernleşmesinin öncüsü olma noktasında geriye düşmüş durumda. Ciddi bir yeniden yapılanma ve kurgu-paradigma-politika değişikliğiyle öncü-modernist yönelimin liderliğini alabilir. Bunun için tutucu reflekslerden sıyrılmalı, büyümekten korkmamalı, partiyi küçük ve kontrol edilebilir kılmak isteyenlerden uzaklaşmalıdır. Kimliği olan, rengi olan, ancak aynı zamanda güvenilir ve inanılır olan CHP etrafında ittifak haleleri oluşturabilir; iktidar seçeneği haline gelebilir.

Muzaffer Ayhan Kara

Odatv.com

CHP arşiv