Cenaze töreninde bu hareketler tepki gördü

Beşiktaş’ın Hakkı Yeten’le birlikte iki onursal başkanından birisi olan Süleyman Seba son yolculuğuna uğurlanırken binlerce, hatta on binlerce...

Beşiktaş’ın Hakkı Yeten’le birlikte iki onursal başkanından birisi olan Süleyman Seba son yolculuğuna uğurlanırken binlerce, hatta on binlerce taraftarın ve sevenlerinin arasında ben de vardım. Stada Divan Kurulu Başkanı Yalçın Karadeniz ve Şifo Mehmet’le girdik, o sıcakta binlerce taraftarla birlikte beraber izledik töreni ve bir parçası olduk. Hem bir BJK’lı olarak hem de eşi bulunmaz olacağını tahmin ettiğim bir törene tanıklık etme adına Beşiktaş’taydım. “Beşiktaş’taydım” diyorum, çünkü tören BJK’nın Akaretler’deki kulüp binasında başladı. Çarşı, bu sırada köy içinden yürüyüşe geçti stada doğru… Statta devam eden tören, Dolmabahçe’deki cenaze namazında devam etti. Son durak ise Feriköy Mezarlığı’ydı.

Seba da diğer onursal başkan Hakkı Kaptan gibi Beşiktaş’ta hem futbol oynamış hem de başkanlık yapmıştı.

Seba’nın cenaze töreniyle ilgili ayrıntıları basın organları dün ve bugün gün boyu aktardılar… Burada izlenimlerimi aktarırken ve değerlendirmeler yaparken “saklanan” ya da “görülemeyen” boyutlar üzerinde duracağım.

Önce, Seba’nın kimliği üzerinde duralım… Seba, sıradan bir futbolcuydu. Beşiktaş’ın efsane futbolcuları arasına girmesi söz konusu değildir. Zaten 7-8 sezonluk o da bir kısmı sakatlıklarla geçen bir futbol hayatı olmuştur. BJK İnönü Stadı’ndaki açılış maçında İsveç takımına karşı kaydettiği “ilk gol” onu tarihe geçirmiştir.

Öyleyse Seba neden bu denli sahiplenildi taraftarca, kamuoyunca?.. Bu sorunun yanıtını araştırmak için sosyologlar ve toplum psikologları çalışmalı bence, kürsülerde bu konuda araştırmalar yapılmalı…

BJK’YI MAFYADAN KURTARANDI

Basın organlarında hemen hemen işlenmeyen en önemli boyut şudur: Seba, BJK’ya musallat olan kara paracı-mafyatik nitelikteki kulüp başkanları devrini bitiren adamdır. 1984’teki başkanlığa seçildiği Şan Sineması’ndaki kongre “güllük-gülistanlık” olmamıştır. Mafyatik unsurların ceketlerinden silahları gösterdiği kongreyi Seba, adeta “söke söke” almıştır. Kongrede karşısındaki, devirdiği Mehmet Üstünkaya’yı sıradan bir arşiv araştırmasıyla daha iyi tanıyabilirsiniz.

MİT İstanbul Bölge Müdürlüğü emrinde çalışan bir istihbarat görevlisi olarak memuriyet hayatını sürdüren Seba’nın Beşiktaş aşkı galebe çalmış, Seba siyah aşkın tutkusuna kapılmıştır bir kez. Söke söke aldığı başkanlığı 16 yıl sürdürürken, kuşkusuz nasıl aldığını da hep rüyalarında görmüştür.

BEŞİKTAŞLILIK KİMLİĞİNİ, DURUŞUNU OLUŞTURANDI

Seba döneminde BJK vasat bütçelerle, mütevazı kadrolar ve Gordon Milne gibi mütevazı teknik adamlarla Fenerbahçe ve Galatasaray gibi ezeli rakiplerinden hiç de geri kalmamış, bu dönemin üçte ikisinden fazlasında ya şampiyon ya ikinci olmuş ama her şeyden önce Beşiktaşlılık kimliğini ve duruşunu oluşturmuş ve öğretmeni olmuştur.

BJK İNÖNÜ’DE MASAL GİBİ BİR TÖREN

Seba’nın inşaat halindeki BJK İnönü’de yapılan cenaze töreni herkese kolay kolay kısmet olmaz. Molozların, kalasların, betonların arasındaki tören o kadar kıymetliydi ki, hani derler ya, anlatılmaz, yaşanır… Protokol oluşturmuş giriş ve tribün olarak kulüp ama Seba bunu sevmezdi ve nitekim Çarşı da protokoldekiler de duruma el koyup kucaklaştılar. Dolmabahçe yönünden direkt saha içine giren binlerce taraftar Protokole ayrılan tribünlere çıktı ama yine de sahada kalanlar tribündekilerden daha az değildi. Tören biterken, akın akın taraftarlar saha içine akmayı sürdürüyordu. “Ooooo… Süleyman Seba” nidaları yeri göğü inletiyordu. Fakat Başkan Orman’ın konuşması sırasında taraftarın “Stadın adını Süleyman Seba” koyma isteğine ilişkin sloganlarına katılmadığımı söylemek istiyorum. Bu konuda daha önce de Yurt gazetesinde yazdığım dönemde fikirlerimi dile getirmiştim. Dolmabahçe’deki stadın adı var; “BJK İnönü Stadı” yıkılmadan önce de şeref kapısında aynen böyle yazıyordu. Cumhuriyet yıkıcılarının rüzgarına mı kapıldı da taraftarımız bu adı değiştirmek istiyor? Süleyman Seba gibi bir BJK değerinin adının verileceği çok tesisimiz var, birine verilebilir, bence de verilmeli…

BİR ŞİŞE SU, BİR ŞAPKA ÇOK MU BU TARAFTARA?

Stattaki törende en dikkat çekici husus, yazın en sıcak anlarının yaşandığı bir öğle vakti Beşiktaş Belediyesi’nin de BJK yönetiminin de bir soğuk suyu vefakar taraftara, genç sporculara, protokoldeki yaşını başını almış değerlere çok görmesiydi. Bir şapka da dağıtılabilirdi Seba’yı simgeleyen… Bu ayrıntıları atlamamak gerek…

POLİS ÇARŞI'YI GÖRÜNCE...

Günün en dikkat çeken tuhaflıklarından biri ise İstanbul Emniyeti’nin “işgüzar” tutumuydu. Gezi’den bu yana Beşiktaş’ı “Beşiktaş” yapan en önemli değerlerden “çArşı” yı görünce adeta “düşman” görmüş gibi olan polisin hem de “çevik” pozisyon almasının hiçbir yararı da anlamı da yoktu ve hiç yakışmadı Seba’nın cenaze törenine… Coplar görünür vaziyette bütün Dolmabahçe’de her yanda Çevik Kuvvet! Hiç gerek yoktu. Görünmeyen önlemlerinizi alırdınız ve bir merasim kıtası yollardınız olur biterdi.

MÜFTÜNÜN SÖZLERİNE TEPKİ

Bezm-i Alem Valide Sultan Camii’ndeki törene protokol dışındaki taraftarın ve Seba’nın sevenlerinin, hatta mesleğini icra etmeye çalışan gazetecilerin alınmaması; dahası polisten yer yer hakaret görmeleri de cabası… Neymiş, Cumhurbaşkanı gelecekmiş, Başbakan Yardımcısı, bakanlar gelecekmiş… Nitekim İstanbul Müftüsü’nün cenaze namazı sırasındaki “öndeki devlet büyüklerine yer açalım, geri gidin vb.” sözleri yüksek sesle tepki aldı.

CUMHURBAŞKANI GÜL MORAL BULDU

Kıyı Emniyeti’ne bağlı bir boyla İstanbul Valisi ve Emniyet Müdürü’nün eşliğinde camiye gelen 11. Cumhurbaşkanı Gül’ü cemaat arasından küçük bir grup alkışlayınca, o da durup el sallayarak ilgiye cevap verdi. Gül, son günlerdeki dışlanma hissi ortamında moral buldu. Saftaki yerini alırken yanından geçtiği herkesle tokalaştı, bazılarına hal-hatır sordu.

CHP’DEKİ İKLİM TÖRENE DE YANSIDI

Camideki törende bir ilginç ayrıntı da CHP’deki son gelişmelerin törene alabildiğine yansımasıydı. Genel Başkan Kılıçdaroğlu cenaze namazı safına yanında genel başkan yardımcıları ve grup başkan vekillerinden Hamzaçebi olduğu halde girerken, diğer grup başkan vekili ve olağanüstü kongrede genel başkan adaylığı işareti veren Yalova Milletvekili İnce ise tek başına arkalarından biraz sonra gelerek safa katıldı. Eski Genel Başkanlardan Deniz Baykal, Hikmet Çetin ile Hüsamettin Özkan ise cami alanındaki bir ofiste cenaze namazını beklediler. Buradaki kulis dikkat çekti.

FİKRET ORMAN’A KÜÇÜK BİR TAVSİYE

Gözüken o ki, Fikret Orman yönetimi çArşı ile cebelleşmeye kalkarsa yeni dönemde işi zorlaşır. “Yeni stat-yeni adet” istemez Beşiktaşlılar, geleneklerini sürdürmek isterler; Süleyman Seba’ya onca sarılmanın bir anlamı da budur, okuyamayan kaybeder.

GÜLE GÜLE BEŞİKTAŞ’IN EFENDİSİ

Seba; mütevazılık, vefa, geleneklere saygı, şeref ve haysiyet demek… Sonuç için her şey mubah demek değil… Şampiyon olma ama şerefini koru, demek… Forman ıslansın, ruhunu koru, yenilsen de değerlisin demek… Seba’yı ‘yeni Türkiye’ kodlarıyla anlayamazsınız… Seba, futbolcuların sırtını şampiyon olduklarında değil, canla başla oynasalar da yenildiklerinde ya da ikinci geldiklerinde sıvazlamıştır… Bunu anlayabilenler çözebilir Seba’nın kodlarını…

Güle güle Beşiktaş’ın efendisi…

M. Ayhan Kara

Odatv.com

süleyman seba arşiv