CEMAAT SAİD-İ NURSİ’NİN ADINI NEDEN ANMIYOR?

23 Mart 1960 tarihi Said-i Nursi’nin vefat günüdür. 23 Mart’ı yani Said-i Nursi’nin ölüm yıldönümünü, cemaat her yıl paneller, seminerler, açık...

23 Mart 1960 tarihi Said-i Nursi’nin vefat günüdür.

23 Mart’ı yani Said-i Nursi’nin ölüm yıldönümünü, cemaat her yıl paneller, seminerler, açık oturumlar gibi etkinliklerle anardı. Uluslararası toplantılar yapılır, birkaç dilde kitaplar basılırdı.

Cemaat ilk kez geçen yıl Said-i Nursi konusunda ürkek hareket etti. Odatv bunu dile getirdi. Dedik ki; “Cemaat Said-i Nursi’nin adını niye ağzına almıyor?” İnanmış, samimi Müslümanlar, Odatv’ye tepki gösterdiler; “Olur mu öyle şey!

Biz de iddiamızın arkasında durduk.

Ve zaman su gibi akıp geçti. Bugün 23 Mart.

Ne Zaman Gazetesi’nde ne cemaatin televizyonlarında Said-i Nursi adı telaffuz edilmiyor.

Neden?

Gelin bu sorunun cevabını öğrenmek için, meseleyi en başından anlatalım.

Evet, bugün Said-i Nursi’nin ölümünün 50. yıldönümü.
Ölüm yıldönümünün olduğu hafta boyunca Nursi, adına düzenlenen etkinlikler ile anılıyor.
Peki, bu etkinliklerde dikkat çeken bir ayrıntı göze çarpmıyor mu?

Gülen Hareketi terk etti
Said-i Nursi, Nur akımının kurucusu olarak geniş bir izleyici kitlesine sahip oldu.
Nur Hareketi denilince irili ufaklı pek çok grup olsa da akla hemen iki büyük grup geliyor: “Fethullah Gülen Hareketi ve Yeni Asya Grubu”.
Ancak son dönemde bu konuda enteresan bir gelişme yaşanıyor. Gülen Hareketi, Said-i Nursi’ye ilişkin iddialarını terk etmiş gibi görünüyor.
Bir dönem cemaatin içinde el kitabı olan Risale-i Nur bugün artık unutuldu. Hatta Kur’an bile artık cemaat tarafından ikincil bir referans kitabı haline geldi. Artık cemaatin bastığı, dağıttığı, okuduğu eserler sadece Fethullah Gülen’in yazılarından, konuşmalarından hatta onun için yazılanlardan ibaret.
Pek çok yorumcuya göre cemaat, Gülen’de mehdinin izlerini görüyor. Bu durumda Gülen’in takip ettiği Said-i Nursi’nin önemi kalmıyor. Nur Risaleleri Nurcular tarafından nasıl İslam’ın şifreleri olarak görülüyorsa bugün o şifreler Gülen’in konuşmalarında aranıyor.
Sadece bu kadar değil.

Politik bir örgüt
Cemaat, Said-i Nursi’nin hayal bile edemeyeceği kadar politik bir örgüt görüntüsü almış durumda. İlahi olana göre politika elbette son derece dünyevi bir olay. Bu nedenle cemaat dünyevi olanı ilahi olana tercih ediyor. Bu nedenle banka kuruyor, holdingler açıyor, gazeteleri ve televizyonları bir servet transferiyle ele geçiriyor. Orduyu karşısına alarak onunla mücadele ediyor. Siyasetin araçları dinin önüne geçiyor.
Bu ilişkide kimi zaman liberaller dost oluyor.
Kimi zaman CIA’cılarla kolkola giriliyor.
Ilımlı İslam düşüncesinden, Büyük Ortadoğu Projesi’nden görevler alınıyor. “Dinlerarası diyalog” cemaatin manifestosu oluyor. ABD meclisinde düzenlenen konferanslarda ordu ve yargı yerden yere vuruluyor. Bu haliyle cemaat hem yerel kimliğini kaybediyor hem de kökenlerini yitiriyor. Bu haliyle cemaatin büyümesi bir manevi yenilenme gibi görünmüyor, görüntü daha çok kanserli hücrenin vücuda yayılmasını andırıyor.

Dini ilkeler yerine oportünizm
Said-i Nursi’nin inanışları cemaate dar geliyor. Artık Nursi’nin elindeki asası gibi katı olan anlayış, politikanın oportünizmine kendini terk ediyor. Cemaatin üniversiteli kızları, politik atmosfere göre Gülen’in bir konuşmasıyla başını açıyor, bir konuşmasıyla kapatıyor. İşte bu anlayışla Said-i Nursi otantik bir figür olarak işlevsizleşiyor.

Zaman’da Nursi yoktu
O nedenle bugün Said-i Nursi’nin ölüm yıldönümü nedeniyle Zaman Gazetesi’ni açanlar pek şaşırmadı. Cemaat eski yıllarda Nursi’nin ölüm yıldönümünde onu anar, hayatında Nursi ile yoldaşlık etmiş insanların onunla ilgili anılarını tazelerdi. Said-i Nursi’nin ölümü sebebiyle okuyuculara Nursi hatırlatılırdı. Oysa bugün cemaatin Zaman Gazetesi’nde Said-i Nursi’ye bir satır dahi yer ayrılmamıştı. Nursi’nin ölümü nedeniyle gazeteye bakıldığında görülen şey bir Nurcu yayınevinin gazeteye verdiği reklamdan ibaretti. Cemaat O’nu hatırlamamıştı. Oysa Fethullah Gülen adına Litvanya’da düzenlenen konferans gazetede kendisine gereken yeri buluyordu.
Gazetenin yazarları, yargının nasıl susturulacağından, orduyla nasıl mücadele edileceğine kadar hemen her konuda yazarken Nursi’nin adını unutmuşlardı. Cemaatin aksine Yeni Asya Gazetesi Nursi adına bir ek hazırlamış, yazarlarıyla Nursi’yi anmıştı. Hafta boyunca ise Nursi’nin adına pek çok etkinlik düzenlemişti. Yeni Asya, bu politik kavgada unutulması gerekenlerden habersiz görünüyordu.

Kısacası dini referansları politikanın gerektirdiği kadar kullanan cemaat için artık Said-i Nursi, duvara asılan bir kilim kadar eski ve uzak, bir o kadar da kullanışsız.

Barış Terkoğlu
Odatv.com

said-i nursi cemaat fethullah gülen zaman Yeni Asya arşiv