CEMAAT OKULLARINA DEVLET DESTEĞİ

Siyasal iktidar, türbanın ilköğretim, ortaöğretim ve yükseköğretim kurumlarında serbest bırakılması, farklı katsayı uygulamasının kaldırılması...

Siyasal iktidar, türbanın ilköğretim, ortaöğretim ve yükseköğretim kurumlarında serbest bırakılması, farklı katsayı uygulamasının kaldırılması konusundaki ısrarlı tavrını, özel öğretim kurumlarının devlet bütçesinden beslenmesi konusunda da gösterdiği görülmektedir.

12.9.2008 günlü Milliyet gazetesinde Abbas Güçlü, Milli Eğitim Bakanı’nın Başbakanı ikna ettiğini ve özel okullardan hizmet alma tasarımını yeniden gündeme getireceğini yazmıştı. Araya çok daha önemli ve öncelikli konular girdiği için bu proje 3,5 yıl daha ertelenmiştir.

10.04.2012 günlü Sözcü gazetesinin haberine göre de, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, çocukların özel okullarda okutulmasını sağlamak için okul ücretlerinin bir bölümünün devletçe karşılanmasını önermiştir.

Bu proje cemaat okullarına devlet kaynaklarının aktarılması projesidir. Bu proje, AKP’nin iktidara gelmesinden sonra, 2003 ve 2006 yıllarında iki kez gerçekleştirilmeye çalışılmıştır.

TBMM’nce 31.07.2003 gününde kabul edilen 4967 sayılı Yasa’yla, Milli Eğitim Temel Yasası’nda değişiklik yapılmış, ücreti devletçe karşılanmak üzere yoksul ve başarılı öğrencilerin özel öğretim kurumlarında okutulmasına olanak sağlanmıştır. Bu Yasa, dönemin Cumhurbaşkanı Sayın Ahmet Necdet Sezer tarafından, bir kez daha görüşülmesi için geri çevrilmiştir.

Bunun üzerine TBMM, 26.09.2006 günlü, 5545 sayılı Yasa’yı kabul etmiş; bu Yasa’yla da, aynı amacı sağlamak üzere başka bir yöntem denemiş, Özel Öğretim Kurumları Yasası’na eklediği bir kuralla, Milli Eğitim Bakanlığı’na, özel öğretim kurumlarından “hizmet satın alma” yoluyla öğrenci okutma olanağı sağlamıştır. Böylece, farklı bir yöntemle yine özel okulların devlet kaynaklarından beslenmesinin yolu açılmıştır. Bu Yasa da TBMM’ne geri gönderilmiş ve konu bugüne kadar bir daha gündeme alınamamıştır.

Milli Eğitim ve Maliye bakanlıklarının konuyu yasalaştırmak için fırsat kolladığı anlaşılmaktadır. Bu tür girişimlerin asıl amacı, özel okullar kapsamında cemaat okullarına devlet kaynaklarından aktarma yapılmasıdır.

Oysa, ister hizmet satın alma, ister doğrudan öğrenci okutma biçiminde olsun, bedeli devletçe karşılanarak özel okullarda (cemaat okullarında) öğrenci okutulmasının hukuksal ve kamusal yönden kimi sakıncaları bulunmaktadır.

l) Sosyal devlet ilkesini görmezden gelen ve devletin temel işlevlerine çekilmesi gerektiğini savunan çağdaş yönetim anlayışında bile eğitim; adalet, savunma ve sağlıkla birlikte devletin temel işlevi sayılmakta ve ülke olanaklarının bu alanlara özgülenmesiyle başarının yakalanacağı vurgulanmaktadır.

Eğitim konusunda başarılı olamayan ülkelerin geleceklerini tehlikeye atmakta oldukları yadsınamaz bir gerçektir. Çünkü eğitim, diğer tüm başarıların temelini, altyapısını ve kaynağını oluşturmaktadır.

Anayasa’nın 42. maddesinde, çağdaş bir eğitim ve öğretim öngörülürken, böyle bir eğitim ve öğretimin ancak, Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, devletin gözetimi ve denetimi altında yapılabileceği belirtilmiştir. Aynı maddedeki bir başka kuralda, eğitim ve öğretim özgürlüğünün Anayasa’ya sadakat borcunu ortadan kaldırmayacağı vurgulanmıştır.

Anayasa’da eğitim ve öğretim, birey yönünden hak olarak tanımlanırken, Devlet’in başta gelen ödevlerinden sayılmıştır. Devlet’in bu görevi yerine getirmesinin yolu, kuşkusuz, Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda, aklın egemenliğine dayanan ve bilimin tek kaynak olarak kabul edildiği çağdaş eğitim ve öğretim kurumları oluşturması, var olanları geliştirmesinden geçmektedir. Devletin eğitim ve öğretim hizmetlerine ağırlık vermesi çağın ve Anayasa’nın gereğidir. Öğrencilerin, karşılığı devlet bütçesinden ödenmek üzere özel öğretim kurumlarında okutulması, devletin temel görevinin özel sektöre devri anlamı taşımaktadır.

2) Öğrencilerin devletçe özel öğretim kurumlarında okutulması, özel okullara devlet bütçesinden kaynak aktarılması demektir. Anayasa’nın 42. maddesinde, Devlet’in, maddi olanaktan yoksun başarılı öğrencilere, öğrenimlerini sürdürebilmeleri için burslar ve başka yollarla gerekli yardımı yapacağı belirtilmiştir. Ancak, bu kuralda öngörülen yardımlar, öğrencilere yönelik parasız yatılılık, burs ve kredi gibi yardımlarla sosyal yardımları kapsamaktadır. Bu kuralın, özel öğretim kurumlarına devlet bütçesinden kaynak aktarılmasına elverir biçimde yorumlanması olanaksızdır.

3) Anayasa’nın 42. maddesinin gerekçesinde, devlete, maddi olanaktan yoksun başarılı öğrencilere burs ya da başka yollarla gerekli maddi yardım yapma ödevinin yüklenmesinin amacının, çeşitli kuruluşların burs verme yoluyla gençleri olumsuz yönde etki altına almalarının önlenmesine yönelik olduğu vurgulanmıştır. Öğrencilerin özel öğretim kurumlarında, bu bağlamda cemaat okullarında devlet olanaklarıyla okutulması, bu amaca uygun düşmemektedir.

Ülkemizde, eğitim kalitesini ve çağdaşlığını kanıtlamış kimi özel okullara ilginin çok büyük olduğu, bu okulların kontenjanlarını çok kısa sürede doldurdukları bilinen bir gerçektir. Bu okullarda, kontenjanları elvermeyeceğinden devlet olanaklarıyla öğrenci okutulması çok güç olacağı için, öğrencilerin, kimi kişi ya da kuruluşlarca değişik amaçlarla kurulmuş özel okullara yönlendirileceği kehanet gerektirmemektedir.

Belki de gerçek amaç budur. Bu durum, bir yandan bu gibi özel okulların devlet olanaklarıyla desteklenmesi, bir yandan da, bu okullarda, laik, demokratik, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti niteliklerine uygun olmayan düşünce yapısına sahip yurttaşlar yetiştirilmesi anlamına gelecektir.

4) Devlet’in eğitim alanındaki temel görevlerinden biri, devlet okullarının düzeyini, özel okullara örnek olacak biçimde yükseltmek ve bu okulları tam kapasite ile çalışabilecek duruma getirmektir. Devlet okullarının fiziki koşullarının ve eğitim kalitesinin yükseltilmesi için kullanılabilecek kaynakların özel öğretim kurumlarına aktarılmasının mantığını anlamak güçtür.

5. Ayrıca, özel öğretim kurumlarının kurulma amaçlarından biri de, eğitim öğretim hizmetinden yararlananların öğrenim giderlerini üstlenip, devlet bütçesini rahatlatmaktır ki, özel okullara kaynak aktarılması bu amaçla da bağdaşmamaktadır.

Geçmişte olduğu gibi, özellikle cemaat ve tarikat okullarının güçlendirilmesine yönelik bu tasarımdan vazgeçilmesi, laik Cumhuriyet rejiminin geleceği yönünden çok önemlidir.

Bülent Serim (YÖK eski üyesi)

Odatv.com

fethullah gülen cemaat milli eğitim bakanlığı arşiv