Cemaat CHP'den memnun değil

Cemaat, hükümetin içinde “en organize güç” haline gelmişken ve artık “istedikleri her şeyi yapma”, “gerçek hükümet olma” yolunda adım atma...

Cemaat, hükümetin içinde “en organize güç” haline gelmişken ve artık “istedikleri her şeyi yapma”, “gerçek hükümet olma” yolunda adım atma kıvamındayken, her şey alt üst oldu ve Erdoğan dershane meselesiyle cemaati partisinden kovdu. 17-25 Aralık operasyonlarıyla “hükümeti devirme, Erdoğan’ı mahkum etme, Bakanları hırsızlık suçuyla Yüce Divan’a gönderme hamleleri” de başarısız olunca, “gücün zirvesinde” olduğunu düşünen Cemaat, bir anda bütün gücünü kaybetti.

Önce dershane olayıyla Erdoğan ile karşı karşıya geldikleri andan itibaren tabanının 4/3’ünü kaybetti. Cemaatin % 80’i Ak Parti’de kaldı. Bunun böyle olduğunu “hükümet çevresi biliyordu” ama “diğer partiler, medya, cemaatin kendisi” ve kamuoyu pek kestiremedi. Hatta cemaatin iktidar partisinden en az % 10 oy düşüreceğini tahmin ediyorlardı ya da umuyorlardı. Ama böyle olmadığını, hatta cemaatin “sıfır etkisi olduğunu” hem 30 Mart yerel seçimlerinde, hem de 10 Ağustos’ta yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde gördüler.

CHP, hükümet-cemaat kavgasında çok şeyler ummuştu oysa. Gerçi % 10 oy beklemiyorlardı ama % 5-7 arası bir beklentiye kapılmışlardı. Bu da pek çok dengeyi değiştirebilirdi. Oysa cemaat, “CHP’ye % 1 oy dahi getirmedi, tersine CHP’den oy bile götürdü”. Hatta bazı CHP seçmeni “CHP-cemaat işbirliği” görüntüsü yüzünden sandığa gitme gereği duymadı.

Cemaat hükümet kanadından kovulunca, o zamana kadar hep düşman bildiği, yine o zamana kadar aleyhinde çok yazılar yazdığı-konuştuğu CHP’ye sığınma ihtiyacı duydu. CHP gönüllerindeki parti hiç olmamıştı, yine de değildi ama “düşmanın düşmanını” artık “sığınak” görüyorlardı. İnanılmaz kıvraklıkla “birkaç gün içinde CHP sempatizanı” oldular. Eskiden CHP için yazılanlar, artık iktidar için yazılmaya başlandı.

OYSA CEMAAT CHP’Yİ SEVMİŞTİ

Uzun yıllar içlerine sinen CHP düşmanlığını bir anda silmek, cemaatte kalanlar içinde zordu. Ancak Fethullah Gülen, “CHP’nin de partilerden bir parti olduğuna, Ak Partinin eski CHP’den daha çok zulüm yaptığına” dair konuşmalar yaptı, diğer partilere olduğu kadar “CHP’ye de artık oy verilebileceğini” dile getirdi. Zaman gazetesinin “Fethullah Gülen’in sesi” olan kimi yazarları da defalarca bu görüşü yansıttı. Cemaatte kalan Fethullahçı, genç ve militan kesim bu ifadelerle “fetvayı” almış oldular.

30 Mart seçimlerinden önce de, kendilerini kovan iktidara okkalı ders vermek için CHP’yi canı gönülden desteklediler. İktidarın % 30’u bulamayacağını iddia ettiler ve bunu ısrarlı bir şekilde savundular. Fethullah Gülen, “cemaatten her ferdin en az 8 kişiyi CHP’ye oy verdirmesi için gayret etmesini” istedi. O zamana kadar “siyasetle ilgilenmiyoruz diyen nur yüzlü ağabeyler”, bu talimatla birlikte “Aman kardeş Hocaefendimizin talimatı, mutlaka en az 8 kişiyi CHP’ye oy verdireceğiz” diyerek “siyasi emri” etraflarına yaydılar.

Gerçekten de bunun için canla başla çalıştılar. Aileleriyle, eşleriyle, dostlarıyla, akrabalarıyla, komşularıyla, arkadaşlarıyla arayı bozma pahasına bunu yaptılar. Eşler arası, komşular arası, arkadaşlar arası münakaşalar, tartışmalar, kavgalar yaşandı ki, bunları kaleme alsak destan olur. Eşiyle, babasıyla, dünürüyle, ortağıyla kavgaları, dargınlıkları ebedi düşmanlığa dönüştürenler vardı.

Her iki seçim sonrası Cemaat kendini mahcup ve yalnız hissetti. En büyük şaşkınlık 30 Mart seçim sonrası yaşanmıştı. Çünkü kamuoyunda “çok şey sanılan”, muhalefetçe iktidara darbe vuracağına dair umut beslenen Cemaatin, “hiçbir şey olmadığı”, “tabanlarının kalmadığı”, “halktan kopuk olduğu” ayan beyan ortaya çıkmıştı. Tabii en çok da CHP’ye karşı mahcuplardı. Sıfır etkiye sahip olduklarını görmek iç dünyalarını çok yıprattı. Güçsüzlüklerini görmek hem üzdü, hem de hırçınlaştırdı. “Hala hırsız Tayyip’e oy veren” halka kızdılar, artık onlara göre de “her şeyi bildikleri halde iktidara oy vermeye devam edenler koyun sürüsüydü”, ve “ahiretlerini hırsız Tayyip’e feda etmişlerdi”.

Ne var ki, yine bir seçim vardı ve bu sefer daha iyi çalışacaklardı. Gerçekten de Cumhurbaşkanlığı seçiminde ortak aday Ekmeleddin İhsanoğlu için çok çalıştılar. CHP-MHP ve kalan diğer muhalif partiler de oy vereceği için illa ki bu seçimde ortak adayın oyu yüksek çıkacaktı ve “bu yüksek oy cemaatin desteğiyle oldu” propagandası yapma imkanı verecekti. Fakat yüksek oy da çıkmadı, Cemaat yine mahçup oldu. Sıfır etkisi olduğu yine tescillenmişti.

CHP BU SEÇİMDE CEMAATE MESAFELİ GÖRÜNÜYOR

CHP ise o zamana kadar, parti içi eleştirilere ve tabandaki belirgin muhalefete rağmen Cemaat ile arayı hoş tutma, hatta zaman zaman açık destek verme pozisyonunu sürdürmüştü. Fakat Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra, cemaatin partiye oy getirmek bir yana, oy götürdüğünü tecrübeyle anlamıştı. Cemaati kovan parti oy oranını daha da yükseltirken, Cemaatin sığındığı parti oy kaybına uğramıştı.

Bu süreçte cemaate yakın diye bilinen kimi CHP’li isimler zaman zaman cemaate açık destek verirken, CHP kurumsal olarak mesafe koymaya başladı. 7 Haziran seçimine gidilirken de, bazı sivri isimlerle birlikte, cemaatle anılan isimleri de aday yapmadı.

Oysa Cemaat, kendilerinden gördüğü yaklaşık 15 milletvekilinin yanı sıra 50-100 kadar cemaat kökenli cemaat mensubunu aday yapmak istiyordu. Fakat CHP “tıpkı iktidar partisi gibi” adayları “çok sıkı inceledi” ve cemaatçilerin sızmasını önlemeye çalıştı. Hatta cemaat yüzünden küsen kitleyi tekrar kazanabilmek için hamleler bile yaptı.

Bu “pek bilinen, görünen bir şey değil” ama hem cemaatçilerden, hem de tanıdığım birkaç il başkanı, ilçe başkanı CHP’liden duyduğum şeyler. CHP’lilerden duyduğum, “Cemaatin faydadan çok zararı olduğu, iktidar partisinin CHP ile Cemaati yan yana göstererek yıprattığı, Genel Merkezin de bunu istemediği” şeklinde. Belki görüştüğüm CHP’lilerin şahsi görüşleridir ama adaylar açıklandıktan sonra incelediğimde durum “CHP’den aday adayı olan Cemaatçi adayların aday olamadığı” şeklinde.

Tanıdığım üst düzey Cemaat mensubundan da, CHP’den memnun kalmadıklarına dair sitemler duydum. “Bizim en iyi anlaştığımız şu an için CHP’liler. Ancak onca desteğimize rağmen kardeşlerimizin adaylıklarını onaylamadılar. AKP’deki cemaat aforozu CHP’de de var görünüyor.”

Cemaat aslında epeydir CHP’den memnun değil. Zaman gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı ile Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca’nın gözaltı sürecinde, cemaat ilk kez sokağa döküldüğünde, aynı günlerde “Hırsızlık ve Yolsuzluk Haftası” olmasına rağmen, “bunu bile bahane edip CHP’liler sokağa dökülmediler” diye kırgınlar. Zaman zaman iyi görüştükleri, samimiyet kurdukları kimi CHP’lilerin ilgiyi azalttıklarını söylüyorlar. Hatta bazıları zaman içinde ilişkiyi kesmiş.

CHP’NİN ÖNSEÇİMİ CEMAATÇİLERİ ELEMİŞ

Cemaat için CHP, “açıktan dile getiremeseler de” şimdi AKP’den çok farklı değil. Zaten amaçları CHP içinde var olmak, belli oranda milletvekili gücü elde etmeyi hedef edindikleri için, bu hamleleri başarısız olmuş durumda. Yine bir kaç üst düzey cemaat mensubundan edindiğim bilgiye göre, “CHP cemaate kontenjan vermemiş”. Eğer öyle olsaymış, muhtemelen Hakan Şükür başta olmak üzere, Ekrem Dumanlı, Hidayet Karaca gibi isimler CHP’den aday olması istenecekmiş. Fakat CHP’nin önseçim yapması, öne sürülen gerekçe olmuş. O yüzden CHP’nin önseçim yapmasından hiç memnun değiller, Dursun Çiçek gibi isimlerin listede yer almasından da şikayetçiler. Cemaate göre, önseçimlerde “katı laikçiler, ulusalcılar” çoğunlukla başarılı çıkmış. Bu durumdan da hiç memnun değiller.

Yani sözün kısası Cemaat, açıktan dile getirmeseler de CHP’den de dışlandıklarını düşünüyor.

CHP’den yana derin bir hayal kırıklığı var ama MHP’den umutlular. Çünkü Devlet Bahçeli’nin “cemaate soğuk bakmasına rağmen” MHP’ye umduklarından fazla aday sokabilmişler. Devlet Bahçeli bilinen Cemaat mensuplarını reddetmiş. Önerilen polis müdürlerini kabul etmemiş. Ancak özellikle Anadolu’nun çok yerinde seçilmesi muhtemelen adaylar listelerde yerini almış. 30’dan fazla isim sayıyorlar.

Ama cemaat tamamen MHP’ye oy vermeyecek. Öncelik Hakan Şükür, Yakup Saygılı gibi bağımsız aday olan isimler. Bağımsız adayların olmadığı yerde ise tercih MHP’de görünüyor.

İktidar partisinden kovulan, CHP’den sessizce dışlanan, MHP yönetiminin soğuk baktığı Cemaat, 7 Haziran’da siyaseten var olacak mı?

7 Haziran Cemaat için çok önemli bir seçim.

Bir yerlere tutunamazlarsa, yok olup gidecekler çünkü...

Asiye Güldoğan

[email protected]

@AsiyeGuldogan

Odatv.com

cemaat AKP CHP arşiv