CEM YILMAZ’DAN GÜNEYDOĞU ATAĞI

Gürer Aykal ile dostluğum, bir ağabey kardeş dostluğundan bile ileridir. Müzik dünyasına Türkiye’nin armağan ettiği en büyük yeteneklerden biri olan...

Gürer Aykal ile dostluğum, bir ağabey kardeş dostluğundan bile ileridir. Müzik dünyasına Türkiye’nin armağan ettiği en büyük yeteneklerden biri olan böyle bir insanla dostluğum ayrı bir gurur konusudur benim için.

İlk karşılaşmamız, Sevgi Soysal ile ilgili kitap hazırlığı içindeyken, Yasemin Çongar ile birlikte Or-An sitesinde Duygu Aykal’a görüşme yapmaya gittimde gerçekleşmişti.
Yıllar sonra, Çorum’a Kültür Müdürü olarak sürgüne gittiğimde, en büyük desteği bana o zamanlar Borusan Kültür Sanat Genel Müdürü olan Sami Caner ile Gürer Aykal vermişti. Borusan, hiçbir ücret talep etmeden tam üç kez Hitit Festivali’nin açılışını yapmıştı.

Son konserinde ise, tıpkı Cem Yılmaz ile 9 Şubat’ta gerçekleştirdiği İstanbul konserinde olduğu gibi, izleyici ile müthiş bir yakınlık kurmuş, Vivaldi’nin Dört Mevsim konçertosunu, mevsimleri açıklayarak icra etmişti.

Beni şaşkınlığa düşüren, zaman zaman da hayranlığa düşüren müthiş donımlarıyla hep bir “Gürer ağabey” sıcaklığını yaşadım.

Çok sesli müziği Türkiye’nin her yerine yaymak için bütün hayatını adamış bir insandır Gürer Aykal. Ama onun kadar kıskanılan ve onun kadar da özenilen bir başkasına rastlamak da çok zordur. Bu, sevilmesini sağlamakla birlikte, çoğu zaman da karşısına hep bir engel olarak çıkmıştır. Buna, bakanlıktaki görevim sırasında çok kez tanık oldum. Bakanlarla onun adına ve ondan yana tavır alarak çok “cebelleştim”.

Bir gazeteci kimliğiyle hiç konuşmadım Gürer Aykal ile. Onu hep, mesleğimden uzak tutmaya çalıştım. Bunun, dostluğumu bozabilecek bir girişim olmasından çekindim.
Ama bu kez, yani Cem Yılmaz’ın 9 Şubat’ta Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası'na “şef” olarak çıkması nedeniyle aradım. Merak ettiğim birçok soru vardı, onları sordum.

Aşağıda, bir söyleşiden çok bir sohbet olan bu görüşmeyi, bir söyleşi halinde sunmayı uygun buldum…

A. Mümtaz İdil
Odatv.com


AMİ – Daha önce Rahmi Koç, Bülent Eczacıbaşı gibi “konuk şef” uygulamasında bu kez Cem Yılmaz’ın orkestrayı yönetmesi, bir çeşit “Danny Kaye Show” uygulamasını mı başlatmak?

AYKAL – Danny Kaye’nin yaptığı farklı bir şeydi Mümtaz. New York’ta sahne alan orkestra üyelerinin çoğu, bizdeki gibi bir devlet güvencesi altında “emeklilik” hakkını kazanmıyorlardı. Danny Kaye, bir anlamda onlara maddi bir desteği sağlamak için de bu “show”larına başlamıştı. Bizim yaptığımız ayrı bir şey. Borusan Filarmoni’yi yöneten ve yönetecek olan “konuk şeflerin” müzik ile hiç ilgileri bulunmaması gerekiyor. Birinci koşul bu. İkinci koşul da toplumun tanıdığı bir kişi olması. Danny Kaye ise, senin de bildiğin gibi aktörlüğü yanında iyi de bir şarkıcıydı.

AMİ – Anladığım kadarıyla çok keyifli bir prova dönemi geçirmişsiniz?

AYKAL – Cem Yılmaz gerçekten müthiş biri. Orkestramı gülmekten perişan etti. Çoğu zaman provaları gülme krizi nedeniyle kesiyorduk. Ayrıca müthiş bir müzik yeteneği var. Cem Yılmaz, bugüne kadar müzik dışından tanıdığım insanlar içinde matematiğe ve müziğe kafası en yatkın insanlardan biri. Bu açıdan bakıldığında, daha önceki “konuk şeflerden” biraz daha farklı bir portre çizmiş oldu.

AMİ – Bu konserlerin amacı ne ve neden “müzik dışından” insanlar şeflik yapıyor?

AYKAL – Bu konuda birçok anket yapılmış. Yapılan anketler sonucunda, belli bir eğitim almış insanların yüzde 70’inde, hayatlarında bir kez olsun bir orkestrayı yönetmek isteği önemli bir yer tutuyor. Bu proje biraz da o yüzden başlamış oldu, ama gösterilen ilgi ve çok sesli müziğin yaygınlaşmasına yapacağı olumlu katkı nedeniyle yaygınlaştırmak istiyoruz. Ama her şeyde olduğu gibi, bu da bir para meselesi.
Borusan yönetimi, senin de çok iyi bildiğin gibi, Ahmet Kocabıyık’tan gelen bir sevgi ve destekle, çok sesli müziğin yaygınlaşması için elinden geleni yaptı bugüne kadar. Çağdaş Türkiye’nin kulağını çok sesli müziğe vermesini, Atatürk’ün başlatttığı kültür hareketini yaygınlaştırmayı kendine ilke edindi. Bu proje de onun bir parçası olarak ele alındı.

AMİ – Pek bu sürecek mi? Sürecekse eğer, bundan sonra kim “konuk şef” olarak çıkacak?

AYKAL – Bu projenin Cem Yılmaz ile ilgili olan bölümünü Anadolu’ya, özellikle de Güneydoğu Anadolu’ya taşımak istiyoruz. Cem bu iş için biçilmiş kaftan. Hem sahnede insanları eğlendiriyor hem de çok sesli müzikte ilginin odaklanmasını sağlıyor. Bu, büyük bir avantaj. Geçen provalarda şöyle dedi Cem Yılmaz: “Düşünebiliyor musunuz, Gaziantep’te konser veriyoruz. Gazetelerde başlıklar: “Gaziantep Gaziantep olalı böyle zulüm görmedi: Borusan Filarmoni Gaziantep’te... Eser Mozart’ın... Şef: Cem Yılmaz... Konuk Şef: Gürer Aykal...” Tabii çok güldük. Hep yapılan bir espriyi, başka bir kalıba sokup, beni de “konuk şef” yaptı bir kaç saniyede.

AMİ-Evet, sanırım Anadolu böyle bir projeyle gidilirse, çok sesli müzikle farklı bir şekilde tanışmış olacak.

AYKAL - Anadolu, koca bir köy olan İstanbul’dan çok daha tanışık çok sesli müzikle. Hep şöyle bir kuşkuyla karşılaşıyoruz bilirsin, “Anadolu insanı bu müzikten anlar mı?” diye. Niye anlamasın? Böyle bir yaklaşım ne kadar “seçkinci” ve “İstanbul” yaklaşımı... Sen biliyorsun işte, Çorum’da neler yaptığını, yaptığımızı...

AMİ – O halde büyük bir merakla Cem Yılmaz’ın şef, sizin de konuk şef olarak Güneydoğu’da vereceğiniz konserleri bekleyeceğiz?

AYKAL – Şunu da ekleyelim. Cem, yaptığı esprilerle hem kendisinin hem de sahnenin hep ilgi alanı olmasını sağlaması açısından önemli bir görev üstleniyor. Bu da ilgiyi artırıyor tabii. Ama bu projenin bir başka yararını da unutmamak gerek. Konuk şef olarak katılanlar asla bir ücret almıyor, hatta kendileri de katkıda bulunuyorlar. Bu paralarla Avrupa’da müzik öğrenimi gören genç yeteneklere maddi katkılar sağlanıyor.

AMİ – Konuk şeflerle yapılan bu konserler kayıda alınıyor mu peki?

AYKAL – Bunu tam olarak bilmiyorum. Alınıyordur belki, ama bu görev aslında benim vergilerimle yayınını sürdüren TRT’nin değil mi? TRT ne yapıyor bu konuda? Hiç. Tam aksine TRT bu tür etkinlikleri yayımlamak yerine çok sesli müziği tamamen ortadan kaldıracak yayınlara yer veriyor.

Odatv.com

cem yılmaz gürer aykal arşiv