Çavuşoğlu kimi öptü

Türk Milleti'nin asla unutmadığı ve unutmayacağı, ABD'nin 2003'te Süleymaniye’de askerimizin başına çuval geçirmesi olayının baş aktörlerinden birisiydi. ABD'lilerin düzenlediği o baskını videoya çekendi...

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu geçtiğimiz günlerde Irak'a gitti. Bağdat'taki temaslarının ardından da Erdoğan'ın seçim döneminde HDP'lilere, "Kuzey Irak'ta Kürdistan var. Defolun oraya gidin" dediği Erbil'e geçip, "Barzanistan" yetkilileriyle görüştü.

Çavuşoğlu'nun görüştüğü isimler, Neçirvan Barzani, Mesrur Barzani ve Kubat Talabani'ydi.

Neçirvan Barzani'yi biliyorsunuz, "Barzanistan"ın Başbakanı. Mesut Barzani'den sonra başkanlık koltuğuna oturması bekleniyor.

Güvenlik Konseyi Müsteşarı Mesrur Barzani'nin kim olduğunu ise "Hulusi Akar Barzani'nin oğluyla ne görüştü?" başlıklı yazımızda anlatmıştık. PKK-YPG, "Çözüm süreci", Irak ve Suriye ile ilgili görüşleri "malûm" olan Mesrur Barzani de başbakanlığa hazırlanıyor.

Üçüncü isim Kubat Talabani'ye gelince; Leyla Zana ve arkadaşlarının "Mam Celal (Celal amca)" dediği, 1.5 yıl önce vefat eden Celal Talabani'nin oğlu. Halen "Barzanistan"ın Başbakan Yardımcısı.

Dışişleri Bakanımızın bu üç isimle görüşmesini Barzani'nin medyası Rudaw'ın, "Başkent Erbil'de bulunan Türkiye Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu sırasıyla Başbakan Neçirvan Barzani, Kürdistan Güvenlik Konseyi Müsteşarı Mesrur Barzani ve Başbakan Yardımcısı Kubad Talabani tarafından kabul edildi" şeklinde verdiğini belirtip, Çavuşoğlu'nun ziyarette sarılıp, iki kez öpüştüğü Kubat Talabani'nin kim olduğunu hatırlatalım.

ÇUVAL OLAYININ VİDEOCUSU

Türk Milleti'nin asla unutmadığı ve unutmayacağı, ABD'nin 2003'te Süleymaniye’de askerimizin başına çuval geçirmesi olayının baş aktörlerinden birisiydi. ABD'lilerin düzenlediği o baskını videoya çekendi. Ki, olayın yaşandığı dönemde Genelkurmay Başkanlığı Harekat Başkanı olan emekli Korgeneral Köksal Karabay yıllar sonra, "ABD askerlerinin arasında Türkiye’nin ekmeğini yiyen Talabani’nin oğlunun da bulunduğunu" söylerken, dönemin Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, konuyla ilgili bir soru önergesini, "Harekâta peşmergelerin katılmış olmaları ve Irak Devlet Başkanı Celal Talabani’nin oğlu tarafından videoya kaydedilmiş olması mümkündür” diye cevaplamıştı.

Bizzat "Çuvalcı generalden" madalya almış bir bakanımız varken, böylesi bir detayın kıymet-i harbiyesi olmayabilir, ama yine de soralım:

"Acaba o çuval TSK'nın değil, kendisinin başına geçirilseydi, bırakın 19 yıl 100 yıl geçse, Çavuşoğlu bunu unutup, Kubat Talabani'ye yine öyle hararetle sarılıp, öper miydi?"

PKK "ÇÖZÜMCÜSÜ"

"Çuval olayından" sonra Kubat Talabani uzun yıllar "Barzanistan"ın ABD Temsilciliği görevinde bulundu. Bu dönemde, bölücü terör örgütü ve Kerkük konusunda yaptığı açıklamaları da özetleyelim:

Nisan 2006'da ABD Kongre binasında düzenlenen bir toplantıda, PKK'ya "Terör örgütü" demekten kaçınıp, "Bu soruna çözüm bulmak için barışçıl bir strateji üretmemiz lâzım" dedi. Kerkük'le ilgili olarak da burasının "Kürdistan bölgesinin bir parçası olduğunu" öne sürdü.

Aynı yılın Haziran ayında Uluslararası Stratejik Etüdler Merkezi (CSIS)'nde yaptığı konuşmada ise PKK sorununun askeri bir çözümü bulunmadığını belirtip, "Af ve siyasi diyalog" istedi.

13 Haziran 2007'de Hudson Düşünce Kuruluşu'nda düzenlenen ve Türkiye ile ilgili senaryoların tartışıldığı meşhur konferansta, ABD'lilerden, "Kürdistan bölge hükümeti, PKK'nın bazı yöneticilerini tutuklayıp, Türkiye'ye teslim ederse, acaba Türkiye'deki sorunu çözer mi?" şeklinde öneri geldiğini, ancak kendisinin buna karşı çıkıp, "Kürdistan bölge hükümeti böylesi bir operasyona katılmaz. Türkiye'nin, Kürdistan bölge topraklarını PKK'ya karşı kullanmasına da izin vermez" dediğini açıkladı.

Ekim 2007'de TSK'nın bölgeye operasyon düzenlemesi gündeme geldiğinde, ABD'nin tepkisiz kalmamasını ve kendilerini korumasını isteyip, "Eğer Türkiye PKK’ya karşı sınır ötesi operasyon yaparsa, büyük zararı kendisi görür. Eğer Amerika Türkiye ile birlikte PKK’ya karşı savaşır ve örgütün kamplarını bombalarsa, bir gün sonra PKK, Türkiye’nin kentlerini baştan başa ateşe verir” tehdidi savurdu.

"Bunlar geçmişte kaldı" denirse, Ağustos 2015'e gelelim.

TSK'nın Irak'ın kuzeyine düzenlediği operasyonlarda PKK'nın büyük darbe yemesi üzerine terör örgütüne Almanya'dan gelen 30 TIR'lık lojistik malzeme ve sağlık ekipmanı gönderen de o oldu.

MASADA KERKÜK MÜ VAR?

Çuvalın sebebi özetle neydi? Türkiye'nin, Kerkük ve Türkmenlerle bağını koparıp, burasını Barzani'ye ikram ederek, "Büyük İsrail" projesinin başlangıç noktası yapmak!..

Kadim Kerkük şehri halen "Tartışmalı bölgeler" arasında sayılıyor.

Mesut Barzani'nin, "Kerkük Kürdistan'ın kalbidir. Türkiye Kerkük'e karışırsa, biz de Diyarbakır'a karışırız" dediği malum.

Kubat Talabani'nin, "Kerkük Kürdistan bölgesinin bir parçası" şeklindeki görüşünü de yukarıda aktardık.

ABD'nin İran ambargosu konusunda Türkiye'ye tanıdığı muafiyetin bitmesine sayılı günler kala Çavuşoğlu'nun Bağdat ve Erbil'e yaptığı ziyarete dönersek;

Bakan Çavuşoğlu, Irak Dışişleri Bakanı Muhammet Ali el-Hekim'le görüşmesinden sonra Musul ve Basra'ya ilave olarak Necef ve Kerkük'te de başkonsolosluklar açmak için izin istediklerini belirtip, Necef ile ilgili iznin çıktığını, Kerkük konusunda birlikte çalışılacağını bildirdi.

Necef için hemen izin çıkarken, Türkiye için çok önemli olan Kerkük'ün ötelenmesi, başlıbaşına dikkat çekici değil mi?

Çavuşoğlu. Kubat Talabani ile görüşmesi konusunda ise, "Irak'ın tüm bölgeleri ve gruplarıyla ilişkilerimiz ilerliyor. Özel sektör, iş adamlarımızla Süleymaniye'de de daha görünür olacağız" demekle yetinirken, Talabani'nin sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, şu ifadeler yer aldı:

“Bölgede yeni bir IŞİD’in oluşmaması adına bütün gücümüzle çalışmamız gerektiğinin altını çizdim... Türkiye ile barış yoluyla atılacak her adımın destekçisi olacağımızın altını çizdik... Mam Celal’in ilkeleri kapsamında Kerkük’teki sorunlarla mücadele edilmesi gerektiğinin altını çizdim... Birlikte yaşam ilkeleri ile Kerkük’te sorunların çözüme kavuşturulması önemine vurgu yapıldı.”

Görüldüğü üzere Talabani'nin ajandasında sadece IŞİD'le mücadele var, PKK/YPG/PYD yok, "Barış" var!..

Bu bir yana, "Mam Cemal'in Kerkük'le ilgili ilkelerine" bakalım.

"Mam" Cemal Talabani, demişti ki;

"Kürt meselesinin çözümünün anahtarı Kerkük'tür. Yalnızca Kerkük'tür ve Kerkük olarak kalacaktır... Kerkük, Kürttür ve Kürdistan'ın ayrılmaz bir parçasıdır. Kerkük'ten ve Musul'dan çıkarılacak petrol, Kürtler'in geleceğidir."

Ya oğul Talabani?

Sadece 2 yıl önce Kerkük il Meclisi şehre "Bazanistan" bezini asmaya karar verdiğinde, "Mam Cemal"in o sözlerini hatırlatıp, şunu söyledi:

"Bayrağımızın Kürdistan’ın Kudüs’ünde dalgalanması kutlu olsun."

Çavuşoğlu'nun yoğun Erbil temasları ve görüşmeye ilişkin Kubat Talabani'nin Kerkük vurgusundan sonra sadede gelirsek;

ABD'nin İran ambargosuna karşı Ankara'nın, Barzani petrolü alternatifi üzerinde durduğu konuşuluyor.

Öyleyse, denize düşmüşüz de kimlere sarılıyoruz, farkında mıyız; Sadece bunu hatırlatalım istedik.

Müyesser Yıldız

Odatv.com

Çavuşoğlu kimi öptü - Resim : 1

Asker Irak barzani talabani çavuşoğlu nato ABD amerika çuval arşiv